Osman Sezener'in Od Urla'sı mı, Fatih Tutak''ın Turk'u mu?

Habertürk yazarı Oray Eğin bugün köşesinde "gerçek MasterChef" için juri koltuğuna oturdu... Türkiye'nin şu an en popüler iki restoranına giden Eğin izlenimlerini paylaştı... Şef Osman Sezener'in Od Urla'sı ile şef Fatih Tutak'ın Turk'unu karşılaştıran Eğin, restoranlardan birini övgülere boğarken, diğerini yerin dibine soktu!

Türkiye son yıllarda "Gastronomi ve Mutfak Sanatları" alanında büyük mesafe kat etti.

"MasterChef" gibi popüler yarışma programları da bu gelişime önemli katkı sağlayarak halkın gastronomiye olan ilgisini artırıyor.

Bir süredir Türk şefler dünyanın en önemli mutfaklarında görev almaya başlarken, kendi markalarını yaratan Türk aşçılar da her geçen gün adından daha fazla söz ettiriyor.

Son olarak, Türk şef Ahmet Dede, İrlanda’da açtığı "Dede" isimli restoranıyla Michelin yıldızı almaya hak kazandı. Dede'nin bu başarısı tüm dünyada büyük yankı uyandırdı.

Diğer yandan, Dede'nin yolunda ilerleyen ve Türkiye sınırları içerisinden yer alan restoranları ile adından söz ettiren şefler de var...

Kendi menüleri ile öne çıkan o şeflerin başında ise Od Urla'nın sahibi Osman Sezener, Turk'un sahibi Fatih Tutak, mikla'nın sahibi Mehmet Gürs ve Neolokal'in kurucusu Maksut Aşkar geliyor...

İKİ POPÜLER RESTORAN MERCEK ALTINDA...

Bu konuda Habertürk gazetesinde dikkat çeken bir köşe yazısı yer aldı bugün...

"Türkiye’nin en iyi lokantası, Türkiye’nin en kötü lokantası" başlığını taşıyan yazıda Oray Eğin, Türkiye'nin iki popüler restoranı Od Urla ve Turk'ta yaşadığı tecrübeleri okurları ile paylaştı.

Yazısına, "Fatih Tutak çıtayı çok yükseltti." diyerek başlayan Eğin şu ifadeleri kullandı;

"2019’de açılıp araya pandemi girmesine rağmen dünya basınında çeşitli “en iyiler”listesinde yer alan Türk’e kimi arkadaşlarımın övgülerinin sonunda geçen akşam gittim. Özellikle Türkiye’de bu gibi lokantalara giderken aşırı tedbirliyim. Önce beklenti çıtamı düşürüyorum, ardından mekanın ve sahibinin şımarıklığını, kendini beğenmişliğini hesaba katıyorum. Refleks olarak kendimi hayal kırıklığına hazırlıyorum. Beklenti çıtası düştükten sonra masaya gelen zeytinyağı iyi çıkarsa sürprize dönüşüyor. Türk’e de önyargılı ve ne-kadar-iyi-olabilir-ki düşünceleriyle gittim. Üstelik beni davet eden arkadaşlarıma yeme-içme konusunda çok güvenmeme rağmen.)"

Fatih Tutak’ın 15 yılını Uzakdoğu’da, bir bölümünü de Noma’nın mutfağında geçirdiğini vurgulayan Habertürk yazarı şöyle devam etti;

"Sadece arkadaşlarıma özel mönüde olmayan bir sucuk getirdi önümüze, deneme aşamasında olduğunu söyleyerek. “Adana sucuk” sucuk şeklinde ama tadı Adana kebap olan bir devimdi. Kabuğuyla yenen midye dolması zaten yeteri kadar meşhur, tıpkı Çeşme plajında olduğu gibi bir oturuşta 20 tane birden yemek istedim. Daha başlangıçta gelen turşu suyundan tereyağına, kendi ev yapımı ekmeklerine kadar ne yediysem etkileyiciydi zaten. Şaraptan müziğe, kullanılan malzemelere kadar her şey Türk bu arada.

Türk dünyada benzerlerine rastlanan bir tadım mönüsü lokantası. Her şey tek tek geliyor, her tabak bir aşçı tarafından uzun uzun anlatılıyor. Arka arkaya gelen yemeklerin sonunda iyice doyuluyor, ardından Michelin yıldızlı lokantalardan aşağı kalmayan mutfağında tur yapılıyor. Sofrada etkilenmediyseniz – ki imkansız – bu laboratuvarda aklınız gidecektir. Aylarca bekletilip damıtılan bir sos, ilkokul öğrencisi bir çocukla yaşı eşit ekşi maya, tamamen yerel malzemelerden yapılan “dashi,” daha önce Türkiye’de görmediğim türlü türlü baharatlar, tahtada denenecek yeni reçeteler… Ama en önemlisi her soruya yanıt veren, vermeye hazır, yemek hakkında konuşmaya hevesli ve tutkulu bir ekip var.

Ekip en iyi Türk tecrübesinin sezon değiştiğinde, eğer gerçek bir müdavimseniz iki ayda bir yaşanacağını söylüyor. Ben bu hafta yeniden gitsem mi diye düşünüyorum."

OD URLA'YA SERT ELEŞTİRİLER...

Ancak Oray Eğin ikinci restoran tecrübesini yaşadığı Od Urla'dan aynı övgüleri esirgedi.

Osman Sezener'in Fatih Tutak'ın yükselttiği çıtaya ulaşamadığını belirten Eğin, ertesi gün ziyaret ettiği OD Urla’da yaşadıklarını ise şöyle anlattı;

"Ege’nin yükselen kasabası Urla’nın bir gastronomi merkezine dönüştüğünü duyuyordum, uzaktan bakıldığında OD Urla da dünyanın en güzel lokantasına benziyordu. Zeytin ağaçlarının arasında cennetten fırlamış gibi duran bir mekan. Alaçatı’dan bile 65 km uzaklıkta, ama o kadar heyecanlıydım ki mesafeleri gözüm görmedi.

İlk hayal kırıklığım Alman bir otomobil firmasının elektrikli araç ilanlarının bütün mekanı kaplamasaydı. Bir otomobil galerisinde miyim yoksa bir lokantada mıyım diye şaşkınlık geçirdim. İkinci şaşkınlığım birbirine yakın ve sık masaların bir fabrika yemekhanesini andırmasıydı. Dünyanın en iyi şefini getirin, bu kadar büyük bir mekanda iyi yemek çıkartmakta zorlanır. Nitekim OD Urla da bu konuda sınıfta kaldı.

Michelin lokantalarında olan her türlü numara burada da var. Tadım mönüsü, aşçıların teker teker masaya gelip yiyecekleri anlatmaları, ama Türk’ten farklı olarak OD bütün bunları içselleştirmiş değil de özenmiş gibiydi. Çok kötülemek istemiyorum, çünkü muhatap olduğum herkes çok cana yakın, sevecen ve dostaneydi. Ama beyaz şarabı soğutmayı beceremeden masaya getirebilen, üstelik şarabın soğuk olduğunu iddia edecek bir lokanta hakkında da çok fazla övgüm yok. Garsonu masadaki şişeyi tattırarak ancak ikna edebildim.

Bütün bunlar olabilir, şarap o gece soğumamış olabilir. Ama OD’da daha temel bir problem var. Hiçbir şey yeteri kadar şaşırtıcı ya da tatmin edici değil. Karayip mutfağının vazgeçilmezi dana kuyruk OD’un en çok güvendiği tabaklardan biri, ama sadece etin kendi dokusuna güvenilince lezzet eksik kalıyor. Böyle bir lokantada tabağa tuz serpeceğimi tahmin etmezdim.

Sanırım iki kişi gittiğimiz lokantadaki ortak sıkıntımız da ilk çatal hamlesinden gecenin sonuna kadar bir türlü tam olarak tatmin olmamaktı. Belki Fatih Tutak’ın suçudur, bizi şımarttığı için. Sonuçta içimdeki his şu: OD için seyahat ettim, bir daha etmem."

Osman Sezener'in Od Urla'sı mı, Fatih Tutak''ın Turk'u mu? ile ilgili etiketler Oray Eğin MasterChef Habertürk Yazarı Osman Sezener
GÜNÜN VİDEOSU

Kerkük'te PKK'dan taşıma nüfus oyunu! Binlerce kaçak Kürt getirdiler...

Irak’ta 27 yıl aranın ardından ilk kez nüfus sayımı yapıldı. Genel nüfus sayımında usulsüzlük iddiaları gündeme bomba gibi düştü. PKK'nın Kerkük'ün demografik yapısını değiştirmek için Kerkük'e getirdiği binlerce kaçak Kürt'ün şehri terk ettiği görüntüler ortaya çıktı.