Yaygın yanlış kanaatlerden birisi, Osmanlılar döneminde Türklerin ticaretle uğraşmadığı, bu sahanın gayrimüslim Osmanlı tebaasının elinde olduğuydu. Fakat bu yanlış düşüncenin aksine Osmanlılar, çeşitli ülkelerde büyük miktarda ticaret faaliyetinde bulunmuş, farklı ülkelerde ticaret merkezleri kurmuştu.
Osmanlı ile ilgili yanlış bilinen o gerçek!
DarülacezeKapı, Osmanlı döneminde Türklerin ticaretle uğraşmadığı, bu sahanın gayrimüslim Osmanlı tebaasının elinde olduğu kanaatinin yanlış olduğuna dair 10 kanıtı derledi. İşte 10 soruda Osmanlı'da ticaret hayatı hakkında bilinmesi gerekenler...
Türkler ticaret yapar mıydı?
Eksik ve eski bilgilerimizle sık sık tekrarladığımız hususlardan birisi Türklerin ticaret ile uğraşmadığıydı. Bazı teorik ahlak kitaplarında ticaretin kötülenmesinden hareketle Osmanlılar döneminde Türklerin uğraşmadığı, bu sahanın gayrimüslim Osmanlı tebaasının elinde bulunduğu devamlı olarak yazılıp çizilir. Ancak Osmanlı ve Avrupa arşivlerine dayanılarak yapılan araştırmalar, birden fazla gemiye sahip "hoca" adı verilen birçok Türk kökenli tüccarın Venedik'ten Hindistan'a Rusya'dan Avusturya'ya büyük miktarda ticaret faaliyetinde bulunduğu ortaya çıkardı.
Osmanlı ticaret hayatıyla ilgili yanlış kanaat
Bütün bunlar, Türklerin ticaretten anlamadığı, bu işin sadece gayrimüslimlere bırakıldığı gibi yaygın ve yanlış bir kanaatin terkedilmesi gerektiğini açıkça gösterir. Osmanlı tebaası olan gayrimüslimlerin ticarette üstünlüğü ele geçirmeleri, 18. yüzyılın ikinci yarısında itibaren Avrupalı devletlerin, Osmanlı ticaretinde hâkim bir unsur haline gelmesiyle oldu.
Tüccarların hakları ölümünden sonra bile gözetilirdi
Osmanlı ülkesinde ölen bir yabancı tüccarın yanında bulunan mallarının mirasçılarına intikal etmesi için gerekenler de devlet eliyle yapılırdı. Yabancı tüccarlar ve Osmanlı tebaası arasındaki davalar, Osmanlı mahkemelerinde görülürdü. Ancak dava sırasında tüccarın mensup olduğu milletin tercümanının da bulunması gerekliydi. Ticari davaya konu olan takam büyük bir miktarsa Divan-ı Hümayunda kadıaskerlerin huzurunda mahkeme yapılırdı. Ayrıca yabancı tüccarlar, alışverişlerini, borç ve alacak durumlarını o yerin kadısına müracaatla mahkeme siciline işletirlerdi.