Osmanlı’da düello
Esasen bir Avrupa geleneği olan düello geçen asırda Osmanlı coğrafyasında ve Osmanlı tebaası arasında da ceren etmiş bir dövüş sanatıydı. Bu sanatın Osmanlı coğrafyasında yaşayanlar arasında birçok uygulaması söz konusu olmuştu.
Mabeyn-i Hümayun yani Saray Başkatipliği müşaviri doktor Dikran Peştemalcıyan Paşa Fransız Hastanesi cerrahlarından Mösyö Sivastopol tarafından düelloya davet edilmişti. Ancak Dikran Paşayı düelloya davet eden Sivastopoli Efendinin bu daveti kendisine pahalıya mal olmuş, aleyhinde kamu davası açılmış ve yakalanarak Beyoğlu Mahkemesi'nde sevk edilmiş ve kanunî muameleye maruz kalmıştı.
Osmanlı Devleti Stocholm Sefiri Şerif Paşanın Mısır Hıdivine hakaret ettiği ve onu düelloya davet ettiği ise Morgen Poste’un sütunlarında haber konusu olmuştu.
Fuat Paşanın torunu Binbaşı İzzet Paşa da Mösyö Mavrokordato'yu düelloya davet etmişti. Paşa’nın bu davetini Moniteur Oriental Gazetesi de haber yapmıştı. İzzet Paşa, yapılan bu neşriyata kızmış olmalı ki, gazetenin sorumlu müdürünü de düelloya davet etmişti.
Düellonun esas nedeni rencide olunmuşluğa bir cevap yahut nüfuz ve hâkimiyet gösterisi olmakla birlikte Osmanlı toplumunda uygulama bulması bazen de milli duygular sebebiyle söz konusu olmuştu.
“İstanbul'da Bir Parisli” adıyla neşredilen bir kitapta yer alan olumsuz ve rencide edici ifadelerinden dolayı kitabın müellifi Vikont Vijerye, Osmanlı Paris Sefareti Ateşemiliteri İzzet Bey tarafından düelloya davet edilmişti.
Düello bir güç gösterisi ve netice itibariyle rakibe ve çevreye kendi üstünlüğünü kabul ettirme çabasıydı. Dolayısıyla icra edilen düellolardan kazasız belasız denebilecek bir surette kurtulmak söz konusu olabildiği gibi zaman zaman ciddi zayiatlar ve hatta yaşamı kaybetmeyle sonuçlanan çarpışmalar da söz konusu olabilmişti.
Prens Philip Dusakis Koborg girdiği kılıç düellosunda hafif bir surette yaralamıştı. Paris'ten Dersaadet'teki Fournier'ye gönderilen bir telgrafta, İtalya’da Roma Milletvekili Kavaliyoti’nin Gazette Vinter adlı gazetenin müdürü Makulatas Fosinato Donati ile yaptığı düello neticesinde öldüğü bildirilmişti.
İtalyan Meclisi de Kavaliyotin'in yapılan düello sonucunda ölmesinden dolayı Makulatas Fosinato Donati aleyhinde dava açılmasına izin vermişti.
Calavski ile milletvekili Oskar Yuvanka arasında vuku bulan tabancalı düelloda ise Calavski dizinden yaralanmıştı.
Osmanlı Devleti’nde yaşayan ecnebi tebaa arasında yer yer vuku bulan düello ilerleyen zaman içerisinde örneklerinin artması ve neticelerinin vahim olması nedeniyle, hakkında tedbir alınması gereken bir mesele, haline gelmişti. Nihayet konu müzakere olunarak bir karara bağlanmak üzere Meclis-i Vâlâ'ya yani Bakanlar Kurulu’na havale edilmişti.
Netice itibariyle tebaadan olsun veya olmasın, Osmanlı toplunda düello yapılması dinî prensipler ve toplumsal sulh ve sükûn açısından uygun bulunmayıp yasaklanmıştı.
Sardunyalı Tanko ile Avusturyalı Arabacıbaşıoğlu Şınayder de düello yapmaktan men edilen isimler olmuştu.
Yine Zonguldak İtalyan konsolosu ile Hollanda tebaasından Reji İdaresi Müfettişi Vanleib arasında düello yapılacağı bilgisine ulaşılmış, memleket dâhilinde düello yapılmasına müsaade olunamayacağından, söz konusu düellonun engellenmesi için ilgililere gerekli önleyici tedbirlerin alınması talimatı verilmişti.
Geçmişte düello davetini gerektiren en ilginç konulardan birisi ise bir köpek ölümü sebebiyle gerçekleştirilecek olmasıydı.
Günümüzde onca köpeğin kasten öldürülmesine rağmen bir tek düello daveti örneğinin olmamasına rağmen geçen asırda Osmanlı Devleti’nde görev yapan İtalya Sefareti Tercümanı Karaçiyano ile Vitalis Paşa bir köpek ölümü yüzünden karşı karşıya gelmişlerdi. Ancak düello yapılmasının Osmanlı Devleti’nde yasak olması dolayısıyla devletin ilgili kurumları hemen harekete geçmiş ve bir köpek ölümü sebebiyle yapılacak düelloya izin verilmemişti.