Pakistan nerede? Yüzölçümü ne kadar? Nüfusu kaç?

Pakistan nerede? Bugün iki ülke arasında oldukça gergin saatler yaşandı. Pakistan, hava sınırlarını ihlal eden Hindistan savaş uçaklarını vurdu ve düşürdü. Bu gelişmenin ardından iki ülke arasında yaşanan bu olay tüm dünyanın gündemine otururken, Pakistan hakkında da araştırmalar yapılmaya başladı. Biz de SuperHaber olarak bu konuyu inceledik ve haberimize ekledik. Peki Pakistan nerede? Yüzölçümü ne kadar? Pakistan'ın nüfusu kaç 2019? İşte dünya haritasında Pakistan'ın yeri ve tüm detaylar...

Pakistan nerede? Bugün yaşanan sıcak gerilimin ardından internette Pakistan araştırılmaya başladı. Birçok soruya yanıt aranırken bu soruların başında 'Pakistan nerede' sorusu yer alıyor. Biz de bu konuyu sizler için inceledik ve haberimize ekledik. Peki Pakistan nerede? Başkenti neresi? Pakistan'ın nüfusu kaç 2019? Askeri gücü ne kadar? Yüzölçümü kaç? İşte Pakistan hakkında tüm bilgiler...

Pakistan nerede? Yüzölçümü ne kadar? Nüfusu kaç?

PAKİSTAN NEREDE?

Pakistan veya resmi adıyla Pakistan İslam Cumhuriyeti, Güney Asya'da bir ülkedir. Umman Denizi'ne 1.046 km kıyısı vardır. Batısında Afganistan ve İran, kuzeyinde Çin, doğusunda Hindistan vardır. Nüfus bakımından dünyada 6. olup, 1947'de İngiliz sömürgesindeki Hindistan'dan, yaşanan kanlı bir mücadele sonrası ayrılarak 14 Ağustos 1947'de kurulmuştur. Daha sonrasında yine bir bölünme yaşayıp batısı bugünkü Pakistan, doğusu ise Bangladeş olmuştur. Pakistan'da Pencap, Sind, Kuzeybatı Sınır Eyaleti ve Belucistan olmak üzere 4 eyalet vardır ve federal başkenti İslamabad'dır.

Etimoloji
"Pakistan" Urdu dilinde ve Fars dilinde "Pak ülke" anlamına gelmektedir. İlk olarak "PAKSTAN" sözcüğü Choudhary Rahmat Ali tarafından 1934 yılında telaffuz edilmiş ve Birleşik Krallık'ın eski Hindistan sömürgesinin 5 eski eyaletinin harflerinden türetilmiştir. Söz konusu eyaletler bugün Pakistan'ı meydana getirmektedir.

P- Pencap
A- Afganya (ülkenin Kuzeybatı bölgesi)
K- Keşmir
S- Sind
TAN - BelucisTAN => PAKSTAN => PAKİSTAN

Coğrafya

Pakistan'ın kuzeydoğusunda Çin, kuzeybatı ve batısında Afganistan, doğusunda Hindistan ve güneybatısında İran yer almaktadır. Ülkenin yüzölçümü 796.095 kilometrekaredir. En yüksek noktası, 8.611 metre ile dünyanın ikinci en yüksek zirvesi olan Himalayalar'daki K-2 Godwin Austen Zirvesi'dir.

Pakistan, Güney Asya, Orta Asya ve Orta Doğu bölgelerinin kültürel, sosyal ve tarihi etkisi altında, değişik dil, mezhep ve etnik gruplara mensup 160 milyon civarında nüfusa sahiptir. Toplam nüfusun %96,68'i Müslümandır. Müslüman nüfusun %20'sini Şiiler, geriye kalanını Sünniler oluşturmaktadır. Nüfusun %3,32'sini ise Hıristiyan, Hindu, Sih ve Budistler oluşturmaktadır. Gayrimüslim azınlıklar içinde en büyük grubu %1,55 ile Hristiyanlar teşkil etmektedir. Pencap Eyaleti'nde Pencabiler, Sind Eyaleti'nde Sindler, Kuzey Batı Sınır Eyaleti'nde Paştunlar, Belucistan'nde Beluciler ağırlıklı olarak yerel nüfusu oluşturmaktadır.

Pakistan İran'dan sonra, dünyanın ikinci büyük Şii nüfusa sahip ülkesidir.

Tarihçe
Müslümanlığın Güney Asya'da kitlesel yayılışı 11. yüzyılda Gazneliler Devleti'nin kurulması ile başlamıştır. 1000-1026 yıllarında Pencap'a yaptığı akınlarla İslamiyet'i Alt-kıtaya sokan Gazneli Mahmud döneminde, özellikle Sufi düşüncesine bağlı İslam bilginleri bölgede İslamiyet'in yayılmasında etkili olmuşlardır. Alt-kıtadaki Babür İmparatorluğu'nun kurucusu Babür Şah, 1526'da Delhi yakınlarında Penipat'da Delhi Sultanlığı’nın son yöneticisi İbrahim Lodi'yi yenerek Delhi Sultanlığına son vermiştir. Ancak 17. yüzyıldan itibaren İngilizler bölgeye öncelikle Doğu Hindistan Şirketi (East Indian Company) aracılığıyla girmeye başladılar. Şirket, ilk fabrikasını 1612 yılında açmıştır. 1858-1859 yıllarında ilk bağımsızlık savaşı olarak da tanımlanan geniş çaplı ayaklanma, şirketin yönetimindeki toprakların İngiliz Krallığı yönetimine geçmesiyle sonuçlanmıştır. 1858 yılında Birleşik Krallık Parlamentosu Hindistan'ın Birleşik Krallık yönetimine alındığına dair bir kanunu kabul etmiştir. Sir Seyyid Ahmed Han, Ağa Han Hint Yıldızı gibi liderlerin öncülüğünde Hint Müslümanları 1906 yılında "Tüm Hindistan Müslüman Ligi" (All Indian Muslim League) Partisini kurmuşlardır.Bu parti ve Sir Seyyid Ahmed Han başta İngilizler tarafından desteklenerek kendisine Hint Yıldızı unvanı verilmiştir. Müslüman Ligi'nin Muhammed Ali Cinnah'ın başkanlığındaki 23 Mart 1940 tarihli oturumunda Hindistan'ın Müslümanlar ve gayrimüslimler arasında bölünmesi kararı alınmıştır. 23 Mart halen Pakistan'da, "Pakistan Günü" olarak kutlanmaktadır.

14 Ağustos 1947 tarihinde Muhammed Ali Cinnah, Pakistan Genel Valisi olmuş ve Pakistan bağımsızlığını kazanmıştır. Pakistan'ın Hindistan'dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etmesinin ardından milyonlarca Müslüman, Hindu ve Sih'in mübadelesi başlamış, sınırın her iki yanındaki toplam 12 milyon kişi yer değiştirmiştir. 1947'de kurulan Pakistan'ın kurucusu ve ilk devlet başkanı Muhammed Ali Cinnah'ın 11 Eylül 1948'deki ölümüne kadar ülkenin içinde bulunduğu karışık durum nedeniyle bir anayasa hazırlanamadı. Anayasasının hazırlanması 8 yıldan fazla sürdü. 1956 tarihli ilk anayasaya göre bir İslami cumhuriyet olarak tanımlandı. Üzerinde yapılan çeşitli değişikliklerle birlikte ülke halen 1973 tarihli anayasa ile idare olunmaktadır. 1971'e kadar Pakistan bugünkü Pakistan (Batı Pakistan) ve Bangladeş (Doğu Pakistan) topraklarından oluşmaktaydı. Hindistan ve Birleşik Krallık'ın de etkisiyle 1971 yılındaki iç savaştan sonra Doğu Pakistan Bangladeş adında bağımsızlığını ilan etti. Bu savaştan yıllar sonra dahi Pakistan ile Bangladeş'in arası düzelmiş değildir.

Ülkede 1999 yılında gerçekleşen askeri darbe ile Pervez Müşerref tüm yetkileri kendisinde toplamıştır. 2008 Ocak'ta genel seçimlere gidilmesi kararı alınmıştır. Sürgünde bulunan eski başbakan Benazir Butto 2007 Ekim'de ülkesine dönmüş ve döndüğünde düzenlenen saldırıdan yara almadan kurtulurken 140 civarında kişi ölmüştür. Bundan sonra karışıklıklar devam ederken olağanüstü hal ilan edilmiş ancak 1 ay sonra kaldırılmıştır. Bu süreçte sürgünde bulunan muhalefet lideri Navaz Şerif de ülkesine dönmüştür. Aralık 2007 Pakistan için çok kötü bir dönem olmuş ve Benazir Butto kendisine yönelik düzenlenen ikinci suikast saldırısında öldürülmüştür. Butto'nun ölümünden sonra yaşanan şiddet olaylarında onlarca kişi ölmüş, milyonlarca dolarlık maddi hasar meydana gelmiştir. Bunun üzerine seçimler Şubat 2008'e ertelenmiştir. Ertelenen seçimler 18 Şubat 2008'de yapılmış ve devlet başkanı Müşerref'in Pakistan Müslüman Ligi-Kueyd (Q:Kueyd:lider) adlı partisi yenilgiye uğrarken Butto'nun Pakistan Halk Partisi birinci, Navaz Şerif'in Pakistan Müslüman Ligi (N) adlı partisi ise ikinci olmuştur. Buna rağmen Müşerref önce devlet başkanlığı görevini sürdüreceğini açıklamakla beraber, sonra ordunun desteğini kaybederek 18 Ağustos 2008'de devlet başkanlığı görevinden istifa etmiştir.

Ülkedeki etnik-dilsel gruplar
Pakistan'ın nüfusu 2010 itibarıyla 170 milyon olarak tahmin edilmektedir. Bu nüfus Pakistan'ı dünyanın en büyük 6. devleti yapmakta ve Pakistan nüfus bakımından Brezilya'nın gerisinde, Rusya'nın önündedir. Pakistan'ın 1951'de 34 milyon nüfusu bulunmaktaydı. Pakistan'ın nüfus artış 2010 yılında %1,6 olarak kaydedilmiştir. Güney Pakistan'da nüfusun çoğu İndus Nehri çevresinde yaşar. Nüfus büyüklüğüne göre Karaçi Pakistan'ın en büyük kentidir. Ülkenin kuzeyinde nüfus daha çok Lahor, Faysalabad, Ravalpindi, İslamabad, Gucranvala, Gujrat, Jhelum, Sargodha ve Sheikhupura kentlerinin oluşturduğu yay şeklindeki bir hat üzerinde yaşar. Pakistan nüfusunun yaklaşık %20'si yoksulluk sınır altında yaşamaktadır. 2006 yılı itibarıyla ortalama yaşam süresi kadınlarda 63, erkeklerde ise 62 yıl olarak tespit edilmiştir. Sağlık giderleri GSYİH'nın %2'sidir (2006).

Pakistan 60'tan fazla dilin konuşulduğu bir devlettir. İngilizce resmi dil olup, resmi iş, devlet ve hukuk sözleşmelerinde kullanılır. Urduca ise ulusal dildir. Pencap dili Pencap eyaletinin resmi dilidir ve ayrıca Saraiki dili Pencap eyaletinde büyük oranda konuşulur. Peştuca ise Hayber-Pahtunhva eyaletinin, Sindi dili ise Sind ve Belucistan eyaletlerinin resmi dilidir. Pakistan dünyada müslümanların çoğunlukta olduğu ikinci devlettir ve ayrıca ikinci en büyük Şii nüfusuna sahiptir.

İslam 173.000.000 (%97) (ağırlıklı Sunni, %5-20 Şii,ve %2,3 Ahmedi ).
Hinduizm 3.200.000 (%1,6)
Hıristiyan 3.800,000 (%1,6)
Sih 20.000 (%0,001)

PAKİSTAN'IN ASKERİ GÜCÜ NE KADAR?

Güneydoğu Asya'nın iki nükleer gücü Pakistan ile Hindistan arasında yaşanan ve mazisi 70 yıla dayanan gerilim, iki taraftan da milyonlarca kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. İki ülke defalarca savaşa girdi ancak Keşmir sorunu hala çözülemedi.

İngiliz hakimiyetinin 15 Ağustos 1947'de sona ermesinin ardından Hindu çoğunluk Hindistan'da, Müslüman çoğunluk da Pakistan'da kalacak şekilde bölge ikiye bölündü.

Hindistan ile Pakistan'ın bağımsızlıklarını kazanmalarının ardından Keşmir'in kontrolünün kimde kalacağı meselesi iki ülkenin üç defa büyük savaşa girmesine yol açtı.

Anlaşmaya göre, kendi geleceklerine kendilerinin karar vermesi istenen Keşmir halkının büyük çoğunluğu, 1947'de Pakistan'la yola devam etmek istedi.

Keşmir Mihracesi (Prens) Hari Singh'in, Hindistan'la anlaşarak Keşmir Emirliği'nin kontrolünü Hindistan'a vermesi ve ardından İngiltere'ye kaçması, on yıllar sürecek gerilimin fitilini ateşledi.

Birinci Keşmir Savaşı
Pakistan'la Hindistan arasındaki ilk savaş, 1947'de patlak verdi. Tarihe Birinci Keşmir Savaşı olarak giren savaşta binlerce kişi yaşamını yitirdi. İki taraf da birbirine üstünlük sağlayamadı. BM devreye girdi ve 1 Ocak 1949'da Keşmir'de referandum şartıyla ateşkes sağlandı. Ateşkes, uzun sürmedi.

Keşmir mülkiyetiyle ilgili devam eden tartışmanın kaynağı olarak, Hindistan'ın BM nezdinde referandum yapılmasıydı ancak Hindistan halk oylamasına izin vermedi. Pakistan da bölgedeki askerlerini çekmedi.

BM Güvenlik Konseyi, 1948'de aldığı bir kararla, 'Keşmir'in geleceğine Keşmir halkı karar verir' dedi ancak Hindistan buna yanaşmadı.

BM'den Pakistan ve Hindistan'a Keşmir krizi için arabuluculuk teklifi

Hindistan'ın kontrolündeki Cammu Keşmir bölgesinde 1951'de yapılan bir oylamada, bölge halkı Hindistan'la birleşme yönünde oy kullandı. Yeni Delhi, anlaşmanın referanduma gerek bırakmadığını öne sürdü. Pakistan ve BM ise Hindistan'ın argümanını kabul etmedi. Söz konusu referandumun tüm Keşmir'i kapsaması gerektiği bildirildi.

Bu tarihten 2 yıl sonra Hindistan yanlısı birlikler, Başbakan Şeyh Abdullah'ı önce görevden aldı ardından da tutukladı. Zira Abdullah, genel referanduma gidilmesinden yana tavır takınıyordu. Şeyh Abdullah'ın yerine getirilen Hindistan yanlısı Cammu Keşmir hükümeti, 1953'te Hindistan'a katılımı onayladı.

Aynı yönetim Cammu Keşmir Anaysası'nda yaptığı bir değişiklikle, 1957'de kendini Hindistan'ın bir parçası olarak tanımladı.

Kısa süre sonra Çin, Pakistan'ın dolaylı yardımıyla 1962 yılında, Keşmir'in doğu kısmını işgal etti. Çin'le Hindistan'ı karşı karşıya getiren gerginlik, Çin'in lehine sonuçlandı.

Bölge halen Çin'in kontrolü altında bulunuyor. Bu işgalle Çin de Keşmir meselesinin 3'üncü tarafı olarak sahneye girdi. Pakistan, 1963'te Keşmir'in Karakurum bölgesini Çin'e devretti.

İkinci Keşmir Savaşı
Hindistan'la Pakistan arasındaki savaş 1965'te yeniden başladı.

İkinci Keşmir Savaşı olarak anılan savaşta, her iki taraf da çok ağır zayiat verdi ve on binlerce can kaybı yaşandı.

Tarihin kısa süreli ama en geniş katılımlı savaşlarından biri olarak bilinen olay, SSCB ile ABD'nin devreye girmesi ve Taşkent Deklarasyonu'nun imzalanmasıyla sona erdi.

Pakistan ile Hindistan'ı karşı karşıya getiren bir diğer savaş da 1971'de yaşandı.

Keşmir kaynaklı olmasa da sınır anlaşmazlığı nedeniyle çıkan ve Bangladeş'in bağımsızlığını kazandığı bu savaşta Hindistan ordusu, Pakistan topraklarına girdi. Hindistan lehine sonuçlanan savaş aynı zamanda en fazla can kaybının yaşandığı olay oldu. Ayrıca resmi rakamlara göre 90 bin civarında Pakistanlı asker ve sivil, Hint güçlerine teslim oldu.

Üçüncü Keşmir Savaşı
Nükleer çalışmaların ve füze denemelerinin yapıldığı yıllar 1984'te Hindistan'ın Siachen Buzulu'nu ele geçirmesiyle iki ülke arasındaki gerilimi yeniden tırmandırdı. Büyük güçlerin devreye girmesi neticesinde savaşın eşiğinden dönüldü.

Ancak iki ülke ordusu 1999 yılında yeniden karşı karşıya geldi.

Kargil Savaşı olarak isimlendirilen savaş, 1999 yılının mayıs ayında patlak verdi ve temmuz ayına kadar Keşmir'in Kargil bölgesinde ağır çatışmalar yaşandı.

Pakistan, savaşın kendi lehine sonuçlandığını duyurdu.

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'ne göre, Hindistan 2018'de orduya 58 milyar dolarlık bütçe ayırdı.

Silah altında (muvazzaf) 1,4 milyon askeri bulunuyor. (Bu rakama Keşmir dahil değil)

Pakistan ise 2018'de 11 milyar dolarlık askeri harcama yaptı. Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün verilerine göre, Pakistan 1993 - 2006 yılları arasında yıllık harcamaların yüzde 20'si ordunun harcamalarına ayrıldı.

Her iki ülke de nükleer başlık taşıma kapasitesine haiz balistik füzelere sahip.

Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'ne (CSIS) göre Hindistan'ın, 3 ile 5 bin km menzil arasında değişen dokuz çeşit operasyonel füzesi bulunuyor. CSIS'in raporları, Pakistan'ın elindeki füzelerin 2 bin kilometre menzile sahip olduğunu ve Hindistan'ın herhangi bir noktasını vurma kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor.

Pakistan, 2011'de yaptığı bir açıklama ile envanterinde taktik nükleer silah kabiliyetine sahip füzelerin olduğunu duyurdu. Söz konusu silahların, daha küçük çaplı nükleer savaş başlıkları ve menzili 50 ile 100 kilometre arasında değişen kısa mesafeli füze saldırılarına karşı caydırıcı güç amacıyla hazır bekletildiği belirtildi.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'ne (SIPRI) göre, Hindistan 130 nükleer savaş başlığına sahip. Pakistan'ın elindeki nükleer başlık sayısı ise 150.

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nün (IISS) veirlerine göre, Hindistan'ın 3 bin 565 tankı, 3 bin 100 piyade savaş aracı, 336 zırhlı personel taşıyıcısı, 9 bin 719 adet topçu gücü var. Buna karşın 560 bin askeri bulunan Pakistan ordusunun elinde 2 bin 606 tank, bin 605 zırhlı personel taşıyıcı ve 375'i kendinden güdümlü olmak üzere 4 bin 472 havan topçu silahı bulunuyor.

Hindistan Hava Kuvvetleri, 814 savaş uçağına sahip. Ayrıca bu alanda 127 bin askeri personeli bulunuyor. Hindistan'ın hava gücünü, Çin ve Pakistan'a aynı anda karşı koyabilme kabiliyeti üzerine inşa ettiği biliniyor.

Pakistan nerede? Yüzölçümü ne kadar? Nüfusu kaç? ile ilgili etiketler
GÜNÜN VİDEOSU

Köpeksever bir kadın mahalle sakinlerini tahrik edip kavga etti!

Her yıl onlarca vatandaşımıza saldırarak hayatını zindan eden ve öldürülen başıboş sokak köpeklerini izinsiz bir şekilde besleyen köpeksever bir kadın, kendisine tepki gösteren mahalle sakinleriyle kavga etti.