“PKK, FETÖ ve darbe için tek satır yazmıyorlar...”
Demirören Medya İcra Kurulu Başkanı Mehmet Soysal, Milliyet'teki köşesinde 36 yıldan beri medya sektörünün içinde olduğunu belirterek isim vermeden sektördeki gazetecilere yüklendi. "Köşe başlarını tutarak köşeyi dönme hesaplarından da vazgeçmiş değiller." diyen Soysal, o kişileri 'foseptik çukurlarına düşmüş kurtçuklar'a benzetti.
"36 yıldan beri medya sektörünün içindeyiz...Seçimlerde oyların yeniden sayımı sürecinde bir kez daha gördük ki değişen bir şey olmamış... Ve kimse terörize huyundan vazgeçmiş değil." diyen Mehmet Soysal, "Foseptik çukurlarına düşmüş kurtçuklar gibi birbirini yemekle meşgul herkes..." ifadelerini kullandı.
İşte Mehmet Soysal'ın o yazısı:
"Tilkiye sormuşlar:
- Kaç besten var?
Demiş ki:
- 40...
Say demişler...
Ve bakmışlar ki 39’unu tavşan üstüne bestelemiş...
***
36 yıldan beri medya sektörünün içindeyiz...
Seçimlerde oyların yeniden sayımı sürecinde bir kez daha gördük ki değişen bir şey olmamış...
Ve kimse terörize huyundan vazgeçmiş değil.
Bağımsız medyadan söz eden elli yıllık bağımlılar nefret ve kin kusuyor...
Her gelen iktidara düşman olmak ruhlarında var...
Bağımlı bağımsızlar devekuşları gibi kendilerini hiç görmüyorlar...
***
Milleti sokaklara dökmeye çalışan bu akrep ruhlu kafalar hukukun üstünlüğüne işte bu kadar inanıyor...
Biz diyoruz ki hukuki süreç tamamlansın ve sonuçlarına da her kesim saygı duysun...
Bu nasıl bir kafadır ki ne sözden ne yazıdan anlıyor...
Anlamak mümkün değil...
Ve her geçen gün umudumuzu tüketmeye çalışsalar da karamsar değiliz...
***
Ve yıllardan beri medyada köşelerini tutan tilkilerin yazdıklarını okuyoruz...
Başkalarına değişim masalları anlatıyorlar ama kendilerini bir gram değiştirmediler.
Kronik muhalif ve saldırgan...
Kırk yıldan beri kin, nefret kusarak hep aynı şarkıyı söylemeye devam ediyorlar...
Biz dinlemekten bıktık, onlar söylemekten yorulmadı.
***
Araştırmadan, acımadan, sormadan, tek taraflı çalakalem yazarak, saldırarak geçinen ucuz adamlar medyadan temizlenmeden bir şeylerin düzeleceğine inanmıyoruz...
Ve bu ülkeye barışın geleceğini de...
Hangi mahalleden olursa olsun...
Hangi safta yer alırsa alsın...
***
Kendilerini yönetmekten aciz adamlar;
- Ülkeyi,
- Dünyayı,
- Siyasetçiyi,
- Ekonomiyi,
- Eğitimi,
- Sporu,
- Medyayı yönetmeye çalışıyor...
***
Kısacası, hayatımızın içindeki ve dışındaki her şeyi dizayn etmelerinden yorulduk.
Birilerinin hayatlarının, işlerinin, başarılarının ya da başarısızlıklarının içine bir mikser gibi girip karıştırmalarından da...
Anlıyoruz ki kimse kendi işini yapmıyor...
Ve herkesin aklı fikri başkalarında...
Foseptik çukurlarına düşmüş kurtçuklar gibi birbirini yemekle meşgul herkes...
***
Dinozorlaşan bu tipler kendilerini kutsallaştırmakla avunuyor...
Ve gelenekselleştirdikleri iddiaları da şöyle:
- Kadından,
- Yemekten,
- Güzellikten,
- Sanattan,
- Spordan,
- Siyasetten,
- Sinemadan,
- Tiyatrodan,
- Siyasetten,
- Televizyondan en iyi kendileri anlıyor...
***
Kısacası, hayatın içindeki ve dışındaki her şeyden anlıyormuş gibi yapan ama hiçbirinden anlamayan ve kulaktan dolma kelimelerle anlattıklarını zanneden, dinozorlaşan bu marazi tiplerden kurtulduğu gün medya düzelmiş olacak...
Ve herkes kendi mutfağını temizlemek zorunda...
***
Polemikten, kavgadan beslenen marazi bu tipler hemen her gün popülaritesi yüksek ve başarılı olan, olmaya çalışan kişilere saldırarak gün tüketiyor...
Yıllardan beri aynı filmi seyrediyoruz...
Nazlı Ilıcak, Uğur Mumcu kavgalarına benzetiyoruz...
Biri saldırıyor, biri savunuyor ve öyle karşılıklı alıp başını gidiyorlar...
İzm’lerin kölesi olmuş, dünyaya gözlerini kapatmış, emeği sömürmüş operasyonel ve slogan gazetecileri ile yazarlarının halini de karıncalarla dalga geçen ağustos böceklerine benzetiyoruz.
Her birinin kuyruklarının nerelerde, kimlere bağlı olduğunu görüyoruz işte...
***
Bir arada yaşama sanatını keşfetmiş bir milletin yol ayrımları böylesine karga kılavuzların intikam ateşleri yüzünden yangın yerine döndü...
Ve kendini kutsallaştıran ruhu bozuk bu tiplerin öldüklerinde bir kişinin bile arkalarından gözyaşı dökmeyeceğini de biliyoruz...
Her konuda ortalığı yangın yerine çeviren, akrep ruhlu, karakterden yoksun kalmış bu marazi tipler PKK, FETÖ ve darbe lafları geçtiğindeyse tek satır dahi yazmıyorlar...
Köşe başlarını tutarak köşeyi dönme hesaplarından da vazgeçmiş değiller.
İşte akrep ruhlu bu tilkilerin kalemleri kırılmadıkça, köşeleri kapatılmadıkça barış içerisinde bir arada yaşamanın hayal olduğunu da açıkça söyleyebiliriz..."
***
Çünkü kuyudaki son kurtçuk tek başına kaldığında açlıktan ölecek...
Ve hepimiz yaşadıkça göreceğiz...