PKK'nın roketçisi örgütten kaçtı, İstanbul'da yakayı ele verdi
Diyarbakır'ın Lice ilçesi kırsalında yol kesip üç askeri kaçıran, ilçe emniyet müdürlüğü binasına roketatarlı saldırıda bulunan terör örgütü PKK'nın roketçisi Yusuf Özdemir örgütten firar etti. Sivil kıyafetlerle İstanbul'a kaçan terörist Pendik'te düzenlenen bir operasyon sonucu sahte kimlikle yakalandı.
Diyarbakır Lice'de yol kesip Hadi Gizli, Reşat Çeçen, Ramazan Başaran adlı askerlerimizi kaçıran terörist Yusuf Özdemir, İstanbul Pendik'te sahte kimlikle yakalandı. Diyarbakır'a getirilen terörist hakkında "Ülke birliğini ve bütünlüğünü bozmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı.
Sabah'ın haberine göre, örgütten pişmanlık duyarak kaçtığını anlatan terörist polis sorgusunda örgüt içindeki ibretlik kaçış hikayesini şu şekilde anlattı:
YARDIM EDEN KÖYLÜ KURŞUNA DİZİLİNCE KAÇTIM
"Lise'de okurken okulumuzun karşısında yasal görünümlü bir dernek vardı. Bu derneğe gittiğimde Ensari adlı kişi beni ve okuldan arkadaşım Leyla'yı dağa gönderdi. Beni bölge sorumlusu Numan'ın koruması yaptılar. Kış üslenmesi yaparken bulunduğumuz sığınağa Cihan Nergiz isimli işbirlikçi erzak, akü ve yaşam malzemeleri getirdi. Askerler akülerin bulunduğu sığınağa operasyon yaptı. Bölge sorumlusu dahil 10 terörist öldürüldü. Ben başka sığınakta olduğum için kurtuldum. Olaydan sonra Cihan Nergiz'i örgüt bir ay mağarada sorguladı. Sorgusunda, 'Vallahi getirdiğim akülerde bir şey yoktu' deyince yer tespiti yapan cihazların akü içine yerleştirildiğini anladık. Kandil'le görüşme yapıldı ve Nergiz'in infaz emri verildi. Bager ve Ferhat kod adlı teröristler Cihan Nergiz'i kurşuna dizerek öldürdüler. Bize yardım eden bir kişinin hayatının örgütün iki dudağı arasında olduğunu görünce insan hayatının örgütte çok uzun olmadığını anlayıp kaçmaya karar verdim. Ailemi de çok özlediğim için erzak getirme bahanesiyle firar ettim. Arazide bir gün saklandım. Dere yatağı yakınlarında kaleşnikoflu iki teröristin beni aramaya çıktığını gördüm. Bana ıslık çaldıklarını görünce hızla kaçtım ve üzerimdeki tabancayı düşürdüm. Tabanca patlayınca orada olduğumu anladılar."
AĞAÇ YAPRAĞI YEDİM
"Hemen bir ağacın üzerine çıkıp havanın kararmasını bekledim. Kalabalık bir grup teröristin el fenerleriyle beni aradığını ve sağa sola rastgele ateş açtıklarını gördüm. Sabaha kadar ağaçtan inmedim. Acıkınca ağaç yaprakları yedim. Sabah kimsenin olmadığını görünce dere yatağından Lice-Hani arasındaki bir türbede geceyi geçirdim. Sabah karayoluna çıkarak bir akaryakıt istasyonundaki lokantaya giderek param olmadığını ve üç günden beri aç olduğumu söyledim. Lokantacı bana sıcak bir çorba getirdi. Bu kişinin telefonundan babamı aradım ve örgütten kaçtığımı söyledim. Babam beni alıp Diyarbakır'da boş bir eve götürdü. 4 gün burada kaldım. Teslim olmaya cesaretim yoktu. Çünkü bize sürekli 'Devlet sizi öldürür' diye propaganda yapıyorlardı. Örgüt babama haber gönderip geri dönmem için ailemi öldürmekle tehdit edince ben de İstanbul'a giderek burada sahte kimlikle bir AVM'de iş bulup çalıştım."
SIĞINAK VE TUZAKLI MAYINLARIN YERLERİNİ GÖSTERDİ
Yakalandıktan sonra Lice, Dicle ve Silvan kırsalında uydu üzerinden 18 farklı noktada teröristlere ait sığınak ve barınma alanları ile 6 ayrı noktada tuzaklanmış uzaktan kumandalı mayınların yerlerini tek tek gösteren Yusuf Özdemir, "Bu yolun sonu yok, gelip teslim olsunlar" dedi. İddianamede teröristin üç askerimizin kaçırıldığı yol kesme eylemine bizzat katıldığı ve gerek askerlerin, gerekse otobüste bulunan yolcuların kendisini teşhis ettiği için suçun sabit olduğu ifade edildi. Terörist Özdemir'in ayrıca Dicle'de emniyet müdürlüğü binası ile zırhlı araca roketli saldırı olayının da bizzat faili olduğunun teslim olan başka teröristlerin ifadeleriyle sabit olduğundan "Ülke birliğini ve bütünlüğünü bozmak, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istendi.