Prof. Avşar'dan küfür ve tehdit diline sert tepki

İstanbul Sözleşmesi üzerinden muhafazakar kadınlara hakaret eden, yetmezmiş gibi bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı tehdit diline başvurulmasına akademisyenlerden tepki geldi. Ülke TV'de Haftanın Raporu programına katılan akademisyenlerden SuperHaber yazarı Prof. Dr. Zakir Avşar, "Siz kalkacaksınız, sözleşmede olmayan ifadelerden bir takım şeyler üreteceksiniz sonra bir de hakaret, küfür boca edeceksiniz, bu artık çok insafsızlık." dedi.

Ülke TV ekranlarında Siyaset Bilimci Dr. Murat Yılmaz’ın sunumu ile ekranlara gelen Haftanın Raporu isimli programında İstanbul Sözleşmesi üzerinden yürüyen tartışmalar ele alındı.

Programın konukları SuperHaber yazarı ve Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zakir Avşar ve Siyaset Bilimci Dr. Mehmet Şahin'di.

Ülke ve dünya gündeminin masaya yatırıldığı programda İstanbul Sözleşmesi hakkında da çarpıcı ifadeler kullanıldı.

9 SENE ÖNCEKİ OLAYI TEHDİT OLARAK NASIL SUNARSINIZ?

İstanbul Sözleşmesi üzerinden geliştirilen küfür ve tehdit dilini eleştiren Prof. Dr. Zakir Avşar “11.11 2011’de bu anlaşmaya imza atılmış, onaylanmak üzere parlamentoya o zaman Başbakan olan Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla sevk edilmiş. 9 sene önce olmuş. 9 sene önce bütün komisyonlarda görülmüş, konuşulmuş ve kanunlaşmış. 9 sene sonra bu neden bu kadar berbat bir üslupla gündeme geliyor. Yaşını başını almış insanlar bunlar, deneyimli yazarlar… Bu insanlara yakışıyor mu? Üstelik bu insanlar 28 Şubat’ta kadın haklarını savunan bir mücadelenin içinden gelmiş. Siz nasıl bu üslupla konuşmayı kendinize yakıştırırsınız. Siz bunu 9 sene sonra Ak Parti’ye, sayın Cumhurbaşkanı’na bir tehdit olarak nasıl sunarsınız? Amacınız ne? Bu aklı size kim veriyor?” sözleri ile tartışmayı farklı noktalara çekmeye çalışanlara tepki gösterdi.

BU CAMİADA BÜYÜMÜŞSÜNÜZ, ŞİMDİ KÜFÜR BOCA EDİYORSUNUZ

Avşar, KADEM’in açıklamasından bahsederken; bu şekilde yapıcı tartışmaların yerine küfür ve hakaretle konuyu ele almanın yanlış olduğunu şu sözlerle dile getirdi:

“KADEM 16 madde ile sözleşmenin ne olduğunu anlatan gayet güzel bir açıklama yaptı. İtiraz edenlerin koymuş olduğu çekinceleri de KADEM, tek tek izah etti. Güzel üslup içinde bunu daha da geliştirelim diyorsanız buyurun gelin ele alalım. Ama siz kalkacaksınız, sözleşmede olmayan ifadelerden bir takım şeyler üreteceksiniz sonra bir de hakaret, küfür boca edeceksiniz, bu artık çok insafsızlık. Yani insanların kendilerine de isimlerine de insafsızlık. Bir camianın içinde büyümüşsünüz, isimleriniz büyümüş, size büyük sıfatlar vermişler, itibar etmişler; sizin bu üslubunuz bu camiaya karşı da büyük haksızlık. Sizin artık kendinizi o camiayı taşıyamayacak haline getirmeniz gerçekten üzüntü verici.”

ŞAHİN İHH’NIN MAVİ MARMARA ÇIKIŞINI HATIRLATTI

Ayasofya Camii’nin yeniden ibadete açılmasına müteakip İstanbul Sözleşmesi tartışmalarının tuhaf bir şekilde alevlendiği belirtilen programda Dr. Mehmet Şahin “Bu sözleşmeyi destekleyenlerin de buna karşı çıkanların da hassasiyeti olabilir. Fakat birbirleri ile tartışma üslupları hiç doğru ve hoş olmadı. Bunu vurgulamak lazım. Mavi Marmara süreci ile ilgili İHH’nın Ak Parti’ye karşı yaptığı açıklama vardı. Yine siyasette birlikte hareket etme süreci yaşanırken o açıklamayla bazı gruplarla AK Parti karşı karşıya getirilerek gereksiz bir tartışma içine sokulmuştu. Bugünkü durum bana o açıklama ve devamında yaşananları hatırlattı. Sonradan İHH’nın bir geri adımı oldu. Şu anda muhafazakar kesimin içinde bir kör döğüşü meydana getirilmek isteniyor. Buna da teşne olan bazılar var. Her fikrimiz aynı olmayabilir ama bu tartışmayı hayatın merkezine koyup kavga aracına haline getirmek farklı bir durum. Türkiye’nin geleceğini bir sözleşme belirleyemez” ifadelerini kullandı.

Dr. Murat Yılmaz ise “Bir de küfür kullanmak, karşı tarafa ağır ithamlarda bulunmak doğru değil. Buradaki asıl problem kadına yönelik şiddetin önlenmesi, ki kimse buna karşı değil ve aileyi korumak. Bu ikisi birbiriyle çatışan şeyler olmak zorunda değil” sözleriyle yorumda bulundu.

Dr. Murat Yılmaz, kullanılan üslubun yanlışlığını ise “Türkiye’nin geleceğini bir sözleşme belirleyemez. Yapmamız gerekenin şu olduğunu düşünüyorum. Kadına şiddet konusunda nasıl bunu önleriz, oturup tartışacağız, doğru üslup içinde. Ve ailemizi nasıl koruruz, onu da tartışacağız. Sözleşmeye bakıp birisi aileyi koruma mevzusunu tartışabilir. Evet tartışacağız. Ama doğru üslupla” sözleri ile eleştirdi

GÜNÜN VİDEOSU

Dilan Polat'ın hayranı pes dedirtti: Cezaevine girdiğinizde kalp krizi geçirdim!

Dilan Polat cezaevine girince kalp krizi geçirdiğini söyleyen hayranı, Polat ile bir araya gelince ağladı.