Prof. Dr. Aygün Attar yazdı: Türkiye ile Azerbaycan arasında sorun mu var?
Türkiye-Azerbaycan Dostluk İşbirliği ve Dayanışma Vakfı (TADİV) Başkanı Prof. Dr. Aygün Attar, Türkiye ile Azerbaycan arasında sorun olduğu iddialarına dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Attar, "Ellerini ovarak pusuda heyecanla bekleyen felaket tellallığı yapanlara çok üzücü bir haberim var ; iki ülke arasındaki ilişkiler Bir Millet İki Devlet felsefesine ve kardeşlik hukukumuza uygun bir şekilde devam etmektedir. Aramızda sorun yok" dedi.
Türkiye-Azerbaycan Dostluk İşbirliği ve Dayanışma Vakfı (TADİV) Başkanı Prof. Dr. Aygün Attar, Türkiye ile Azerbaycan arasında sorun olduğunu iddia edenlere cevap niteliğinde önemli bir yazı kaleme aldı.
"Aramızda sorun yok. Kardeşliğimiz ebediyen var olacaktır.!" diyen Attar, "Art niyetli bir güruh hem burada hem orada tefrika yaratmak için ciddi anlamda iş başındadır . Ama nafile Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin ne denli sağlam olduğunu bilmeyen şu zavallılar beyhude çaba gösteriyorlar." ifadelerini kullandı.
İşte Attar'ın o yazısı:
Türkiye ile Azerbaycan arasında problem yaşanmasını şiddetle arzu eden kesimlere ve her iki taraftan ellerini ovarak pusuda heyecanla bekleyen felaket tellallığı yapanlara çok üzücü bir haberim var ; iki ülke arasındaki ilişkiler Bir Millet İki Devlet felsefesine ve kardeşlik hukukumuza uygun bir şekilde devam etmektedir.
Aramızda sorun yok .
Kardeşliğimiz ebediyen var olacaktır.!
Türkiye Azerbaycan kardeşliği partiler üstü özellikte olup mayası şahıslar değil şehidler tarafından çalınmış bir geçmişe sahiptir . 1918.senesinde Bakü’nün işgalden kurtuluşunda şehit olan Kafkas İslam Ordusunun 1330 askeri Azerbaycan topraklarının ebedi misafiridir .
Tıpkı Çanakkale şehitliğinde Türkiye için savaşan Azerbaycanlı askerlerin bize kardeşliğimizin kutsal emanetleri olduğu gibi. Sovyet istibdadına rağmen Türk askerinin mezarını yok etmeye yeltenen SSRİ’ye karşı üç kere ayaklanan Azerbaycan halkı ahde vefa örneği olarak 70 .yıl boyunca Türkiye ‘nin emaneti gördüğü o mezarları göz bebeği gibi korudu , ziyaret etti .
Sovyetler ,ne tankla ne de topla yok ede bilmedi Azerbaycan ‘ın Türkiye sevgisini.
Türkiye Azerbaycan kardeşliği bir birimiz için akıttığımız kanların sayesinde öylesine derindir ki tarih boyunca şu kardeşliği bozmak isteyenlere meydan okuyarak varlığını sürdürebilmektir.
İster Türkiyede ister Azerbaycan ‘da tarihin çarklarını çeviren olaylar etkileye bilmemiştir kardeşliğimizi .
Çiçeği burnunda olan Türkiye Cumhuriyeti zor durumda olsa da Kafkas İslam Ordusunu Baküye gönderen Osmanlı’nın devlet geleneğini devam ettirmiştir ve Azerbaycan ‘a her zaman öncelikli davranmıştır . Sovyetlerin baskısına rağmen Ankara’da Azerbaycan büyükelçisi İbrahim Abilov Rus büyükelçisi Aralov’dan daha üstün kabül görmüş , toplantı ve yemeklerde Atatürk ‘ün sıfır noktasında konumlandırılarak diplomatik mesaj verilmiştir .
İzmir iktisat kongresinde Aralov’la birlikte Abilov’a da konuşmacı olarak yer verilmesi Azerbaycan ‘a gösterilen hürmetin aleniyeti olmuştur.
Atatürk ‘ün “Azerbaycan ‘ın kederi kederimiz sevinci sevincimiz “ söylemi iki ülke arasındaki kuvvetli bağı ortaya koyuyordu . SSCB dönemi esir soydaşlarımızın hasretiyle Türkiye’de söylenen her ağıtta türküde ve şiirde Azerbaycan öncelikli yer almıştır .
Aynı şekilde Azerbaycanlı şair Ahmet Cevat
“Fırtınalar dursun yana Yol ver, Türk’ün Bayrağına” diyerek tüm Turan illerini Türkün bayrağını selamlamaya davet etmiştir .
Demir Perde’nin kalkmasını fırsat bilen şoven Ermenistan tarafından toprak talebli pankartlarla Erivan sokaklarından yankılanan “ soykırımcı Türkiye” sloganlarına cevaben “Türkiye Azerbaycan biri yürek biri can “haykırışları ile Azerbaycan Türkleri meydanlara dökülmüştür.
20.Ocak felaketini ve Hocalı Soykırımı yaşayan Azerbaycan Türklerine Edirne’den Kars’a kadar ayaklanan Türk milleti destek göstermiştir.
Avrupa ‘daki bir toplantıda Türkiye aleyhinde konuşan dönemin Ermenistan başbakanına Azerbaycan Devlet başkanı Aliyev “ Türkiye burada yoksa ben buradayım “diyerek haddini bildirmiştir.
Karabağ ‘ın işgal sürecinde Türkiye devlet başkanı Erdoğan tüm uluslararası platformlarda Azerbaycan ‘ın haklı davasını savunmuştur.44.Günlük Karabağ Savaşında Türkiye devleti ve
milleti ile Can Azerbaycan ‘a manevi ve siyasi destek vermiş , Erdoğan ‘ın yaptığı açıklamalar üçüncü devletlerin Azerbaycan ‘a müdahale teşebbüslerinin önünde sed olmuştur .
Azerbaycan Ordusunun kahraman askerleri ve muzaffer Ali baş kumandan İlham Aliyev’in yürüttüğü başarılı savaş sonucu kazanılan tarihi Zafer Türk basınında tüm Türk Dünyasının ortak zaferi olarak tarihe geçmiştir.
Karabağ Zaferinde uluslararası hukuka uygun bir şekilde Türkiye ile Azerbaycan arasında imzalanmış olan askeri öğrenci eğitimi sözleşmesince Kara Harp Okulundan mezun olan Azerbaycanlı ordu mensuplarının büyük rölü olmuştur .
Türk Silahlı kuvvetlerimiz , Türk devletlerinden gelen askeri öğrencilere emek veren kadrolar sağ olsunlar var olsunlar .
Ortada bir hakikat var ki iyi eğitilmiş vatansever Üç bin beş yüz Azerbaycan askeri Azerbaycan topraklarına Edirne’den Kars’a her yerde Türk milleti destek göstermiştir. Avrupa ‘da Türkiye aleyhinde konuşan dönemin Ermenistan başbakanına Azerbaycan Devlet başkanı Aliyev “Türkiye burada yoksa ben buradayım “diyerek haddini bildirmiştir. Karabağ ‘ın işgal sürecinde Türkiye devlet başkanı Erdoğan tüm uluslararası platformlarda Azerbaycan ‘ın haklı davasını savunmuştur. 44.Günlük Karabağ Savaşında Türkiye devleti ve milleti ile Can Azerbaycan ‘a manevi ve siyasi destek vermiş , Erdoğan ‘ın yaptığı açıklamalar üçüncü devletlerin Azerbaycan ‘a müdahale teşebbüslerinin önünde sed olmuştur . Azerbaycan Ordusunun kahraman askerleri ve muzaffer Ali baş kumandan İlham Aliyev’in yürüttüğü başarılı savaş sonucu kazanılan tarihi Zafer tüm Türk Dünyasının ortak zaferi olarak tarihe geçmiştir. Azerbaycan’ın başarılı olmasında uluslararası hukuka uygun bir şekilde Türkiye ile Azerbaycan arasında imzalanmış olan askeri sözleşmeye uygun olarak Kara Harp Okulunda eğitilmiş olan Azerbaycan ordu mensuplarının büyük rölü olmuştur . Türk Silahlı kuvvetlerimiz,Türk devletlerinden gelen askeri öğrencilere emek verenler sağ olsunlar var olsunlar .
Azerbaycan Devlet başkanı Aliyev’in “ Bir Millet İki Devlet Bir Ordu “ söylemi iki ülke arasındaki ilişkiyi en güzel şekilde ifade etmektedir.
Üç bin beş yüz Azerbaycan askeri Azerbaycan topraklarının işgalden kurtulması ve tamamında Azerbaycan bayrağının dalgalanması için şehit olmuştur, ruhları karşısında saygıyla eğiliyoruz.
Hiç şüphesiz ki Karabağ Zaferi ilkin olarak şehitlerimizin ve onları milli manevi ruhta terbiye eden ailelerinin sayesinde kazanılmıştır .
Son günlerde birileri sayın cumhurbaşkanımız Erdoğan tarafından tamamen farklı anlamda söylenmiş bir ifadeden hareketle ortalığı bulandırmak istemektedir.
Erdoğan ile Aliyev arasındaki karşılıklı hürmet ve beklentisiz kardeşlik ilişkisinden bihaber olan şu zevatlar bilmezler ki Türkiye cumhurbaşkanı Azerbaycan devlet başkanını öz kardeşi gibi sever .
Azerbaycan Devlet başkanı da keza , daha geçen ay “ seni iyi görgüm “ diyen CB Erdoğan ‘a “sizi gördüğümde hep iyi oluyorum “ diyen Aliyevsamimi kardeşlik duygularını tüm içtenliğiyle basının huzurunda paylaşmıştı.
Art niyetli bir güruh hem burada hem orada tefrika yaratmak için ciddi anlamda iş başındadır .
Ama nafile Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin ne denli sağlam olduğunu bilmeyen şu zavallılar beyhude çaba gösteriyorlar.
İştiyakla Türkiye ile Azerbaycan arasında sorun çıkacağını bekleyenlere hatırlatayım ;
Şuşa Beyannamesi imza töreni sonrasında Türk Şehitliğinin hemen yanında bulunan Azerbaycan parlamentosunda konuşma yapan cumhurbaşkanımız sayın Erdoğan iki ülke arasındaki kardeşlik ilişkilerine yönelik geçmişte günümüze ışık tutan muazzam konuşmasını şu cümleleri sarfetti :
“Nasıl ki Balkan Harbi sırasında Azerbaycan Milli Marşı’nın yazarı Ahmet Cevad beraberdeki Azerbaycanlı gençlerle Osmanlı Ordusu’nda savaşmışsa, nasıl ki Çanakkale’de Azerbaycan’dan gelen yiğitlerle Anadolu’nun delikanlıları birlikte mücadele edip hep birlikte şehadete yürüyüp zafer kazanmışlarsa, nasıl ki Kafkas İslam Orduları’nın aslanları Nuri Paşa’nın askerleri o gün Azerbaycanlı kardeşlerimizin yardımına koşmuşlarsa, biz de bugün ve gelecekte bir ve beraber olacağız. Azerbaycan’ın aydınlığı aydınlığımız, sevinci sevincimiz, azatlığı azatlığımız, kaderi kaderimiz, kederi kederimizdir."
Sayın Erdoğan ‘ın bahsettiği kader ya da yazgı, önceden ve değişmeyecek bir biçimde belirlenmiş olay akışıdır.
Yani Türkiye ile Azerbaycan arasındaki kardeşlik değişmez kaderimizdir , bu böyle biline !
Geçmişten günümüze
Bir Millet İki Devlet için elini taşın altına
koyanlara selam olsun.
Prof.Dr.Aygün Attar Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurul üyesi
Türkiye Azerbaycan Dostluk İşbirliği ve Dayanışma Vakfı Başkanı