Prof. Dr. İlber Ortaylı büyük zaferin şifrelerini anlattı: Türk kurmay zekasının göstergesi
Türk Kutuluş Savaşı'nın büyük zaferini duyuran Büyük Taarruz'un üzerinden 100 yıl geçti. Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı Büyük Taarruz'un Türk kurmay zekasının bir göstergesi olduğunun altını çizerek, harekatın başlangıcı olarak neden 26 Ağustos'un seçildiği konusunda çarpıcı sözler söyledi.
Türk Kurtuluş Savaşı'nı zaferle taçlandıran Büyük Taarruz'un üzerinden 100 yıl geçti. Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde gerçekleşen taarruz ile işgalciler tamamen Anadolu'dan kovuldu.
Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, büyük zaferle ilgili çarpıcı sözler söyledi. Milliyet gazetesinden Mert İnan'ın sorularını yanıtlayan Ortaylı, Büyük Taarruz zaferinin bir kurmay başarısı olduğunun altını çizdi. Ortaylı, asker sayısı ve teçhizat bakımından üstün olan Yunan ordusunun neden bozguna uğradığı konusunda da çarpıcı sözler söyledi.
Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın sözlerinden satır başları şöyle:
Büyük Taarruz öncesi Meclis’te bazı tartışmalar yaşanıyor. Aslında hem Mustafa Kemal Paşa, hem İsmet Paşa taarruz hazırlıklarını tamamlamak için bu tartışmalara göz yumarak, vakit kazanıyorlar. Muhaliflerin seslerini yükseltmesini bile stratejik anlamda başarıyla kullanan bir kurmay heyet söz konusu. Tabii ihtilal meclisinde muhalefet grubunun olması fevkalade enteresan ve istisnai bir durum. Ne Sovyetler’de, ne Fransız konvansiyonunda böyle bir manzara yoktu. Ancak Mustafa Kemal, İsmet ve Fevzi Paşalar, hazırlıkları tamamlamak için tartışmaların sürmesine göz yumdular. Aslına bakarsanız Sakarya Savaşı’ndan sonra Meclis’te sükunet devresine girilmiştir. Büyük Taarruz’a giden süreçte Fransa ile yapılan sulh antlaşması da çok önemlidir. Meselenin Fransa kısmı pek konuşulmuyor.
SOVYET YARDIMININ ETKİSİ VAR MI?
Sakarya Savaşı, Sovyet yardımı açısından da önemlidir. Sakarya zaferine kadar Ruslar’dan çok da yardım geldiği söylenemez. Sakarya Savaşı’ndan sonra Ruslar, Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki Türk halkının uyandığını anlıyor, ‘Ruslar olmasa savaşı kazanamazdık’ söylemleri de doğru değil. Bir takım sol çevreler okuyup anlamadan yorum yapıyor. Büyük Taarruz öncesi Sovyet desteği var ancak abartıldığı kadar değil. Yardımın Sovyetler’de yaşayan Müslümanlar’dan geliyor. Ruslar’dan bize gelen uçak, ağır toplar, olmadı. Daha çok kıyafet, makineli tüfek, mermi gibi malzemeler gönderildi. Şu noktaları da atlayamayız. Dengeler değişmeye başlamıştı. Fransa çekildiği güney bölgelerinde, nakledemediği askeri teçhizatı devretti. İtalya’nın benzer transferleri oldu. Yeni Sovyet Rusya ise Ankara hükümetine müttefik olarak destek verme gereğini duydu.
"BÜYÜK TAARRUZ KURMAY ZEKANIN SONUCU"
Büyük Taarruz ile Türk kurmaylarının ne kadar üstün ve cesur olduğu ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda Türk askerinin ne kadar inatçı ve dayanıklı olduğu da anlaşıldı. 1922 Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra Yunan ordusu durduruldu. Büyük Taarruz zaferi, üstün bir kurmay savaşıdır. Atatürk, Boğazlar, İstanbul, Trakya, Batı Anadolu, Ege ve Akdeniz kıyıları olmadan bir vatan olmayacağının farkında. Karabekir’in önerilerini kesinlikle kabul etmiyor. ‘Ya hep ya hiç’ diyen Mustafa Kemal zeka ve azmiyle zaferin mimarıdır. Makus talihimiz ancak ve ancak 30 Ağustos’ta milleti ve haysiyeti dünyaya, kendilerine göre düzenlemeye kalkan düzensiz büyük devletlerin bir kere daha hizaya gelmesiyle sona ermiştir. Türk milletinin gücünü, dayanmasını örgütleyen Türk komutanlarıdır. Türk Ordusu tarihte tartışılmayacak biçimde zaman ve zeminlere uyum sağlayarak her zaman için en iyi komuta sınıfını meydana getirdiğini bir kere daha göstermiştir.
26 AĞUSTOS'UN SIRRI
Türk büyükelçisi Müfit Özdeş, 26 Ağustos tarihinin Mustafa Kemal Paşa tarafından kasten seçildiğini söylemiştir. Çünkü 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi, 26 Ağustos 1526 ise Mohaç Zaferidir. Atatürk, aynı tarihte yeni bir zafer kazanmak istiyor. Birinci zaferde Sultan Alparslan Anadolu’nun kapılarını açtı. İkinci zafer ile Kanuni Süleyman, Mohaç Ovası’nda, çok iyi savaşçıları ve kudretli Macar ordularını yerle yeksan etti. Mustafa Kemal Paşa ise vatanı kurtarmak için taarruz etti. Ağustos ayı kesinlikle bayramdır. Bu tarih bir tesadüf değildir. Türkler belirli mevsimlerde, klasik dönemlerde savaşa hazırlanırlar. Avrupa seferlerine nisanda çıkarlar, genellikle sefer Ağustos ve Eylül’de sona erer. Ağustos bizim için önemli bir aydır.
"ATATÜRK OLMASAYDI BÜYÜK ZAFER OLMAZDI"
Atatürk olmasaydı büyük zafer de olmazdı. Yunan Ordusu, Başkomutan Kemal Paşa’nın, dahiyane stratejisi sayesinde birkaç gün içinde yenilgiye uğratılmıştır.
İsmet ve Fevzi Paşa da çok yetenekli, vatanperver askerlerdi ancak Mustafa Kemal Paşa›ya oranla çok daha temkinli hareket ediyorlardı.
Birinci harpten sonra ordu ve halkta müthiş bir yorgunluk oluşuyor. Ordunun üzerine adeta ölü toprağı seriliyor. Muhalifler ‘yangına körükle gitmeyelim’ diyerek elde avuçta kalan küçük bir toprak parçasına razı olmuştu. O kadar ağır yenilgiler almışız ki, büyük bir korku iklimi oluşmuş. Atatürk korkmuyor, şartlar ne olursa olsun orduya ve millete güveniyor. Olmasaydı zafer olmazdı...
YUNAN ORDUSUNUN HATALARI NELEDİ?
Yunan tahkimatı hafife alınmayacak kadar gayet sağlam bir hat olarak oluşturulsa da buna rağmen Yunan Ordusu’nun mevzileri çabuk ele geçirilmiştir. Tahkimatları bizden iyi olduğu gibi, motorlu araç ve uçak bakımından da üstünler. Fakat adamların ellerinde olmayanlar da vardı. Bir kere halen yabancı arazideler. Hantal bir ordu ve zabitan birbirini sevmiyor. 26-30 Ağustos tarihleri arasında Yunan siperleri yıkılıp tepeler alınınca, düşman ordusunun ricatı başlıyor. Köyleri, kasabaları yakarak, yıkarak ve kendi erlerini esir bırakarak kaçıyorlar. Büyük Taarruz’dan kaçan Yunan Ordusu’nun mezalimleri yüzünden Batı Anadolu çok zor günler geçirmiştir. Esir düşen Trikupis, Atatürk tarafından hemen memleketine gönderilmez. Venizelos harp divanında Yunan generalleri idam ettirmiştir. Atatürk, centilmenlik yaparak Trikupis’i korumuştur. Trikupis, ülkesindeki hava değişip sular durulunca iade edilmiştir.