Prof. Ergun Yıldırım: Kürtler hiç bu kadar aşağılanmamışlardı

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Ergun Yıldırım, HDP'li Hasip Kaplan'ın Kürtleri aşagılayan skandal sözlerini değerlendirdi.

Prof. Ergun Yıldırım, "Tırşıkçi Kürtler" başlıklı yazısında, "Kürtlerin olmadık yaftalamalara maruz kaldığını, geri kalmış dendiğini, namus cinayetinin müsebbibi olarak nitelendirildiklerini, kıro denildiklerini ancak en rafine dışlayıcı tanımlamanın "Tırşıkçi Kürtler" şeklindeki aşağılayıcı ifade ile yapıldığını yazdı.

Oldukça sıradan, masum ve gündelik hayatın içinde yaşayan ifade ile Kürtlerin tırçıkçi diye damgalandığını ifade eden Prof. Yıldırım, "Onları hem aşağılıyor, hem de dışlıyor. Tırşık, bir bitki. Doğada yetişen ve insanın yemeklerde kullandığı bir bitki. Adeta insan toplumlarının toplayıcılık döneminden kalma bir ifade. Hani sosyoloji anlatıyor ya! İnsanlar önce tabiatta ne buldularsa onu yiyip geçindiler. Ben de çocukluğumda tırşıkları yamaçlarda toplayıp eve getirirdim. Annem ona yumurta kırıp yedirirdi bizlere. En sevdiğim yemeklerden biriydi" diye yazdı.

Yıldırım şöyle devam etti:

Aslında kimliğimizi anlatan büyük sözler ve ideolojik kalıplar değil. Kimliğimizin sahih olanı bilinç altımızda saklı durur, hayatımızın rutininde gizlenir. Bu sahih kimliğimizi ele veren şey beklemedik biçimde verdiğimiz tepkilerdir. Sakladığımız dünya kendini bu şekilde ifşa eder. Hasip Kaplan da aynı şey oldu. Tırşıkçi Kürtler dedi. Kürtlere yüklediği bir sıfatla çok şeyi ortaya koydu. Kendi dünyasının derinliklerinde yüzüp gezen ve kimliğinin bir parçası olan duyguları dışa vurdu. Bu iki kelime ile aslında dünya kadar şeyi anlattı. Kürtlerle kurduğu ilişkiye ayna tuttu. Kürtlere bakışını ortaya koydu. Kendisini de gösterdi. Üstelik bir de mensup olduğu siyasal dünyayı da yansıttı.

Hasip Kaplan, tırşıkçi Kürtler kalıbıyla üç şeyi anlattı. Kürtler hala toplayıcı toplum aşamasında yaşıyorlar. Toplumsal evrimin iilk aşamasındalar. Ne tarım toplumu ne de sanayi toplumuna ulaşmışlar. Bitki toplayıp yiyen bir halk. Bitki toplayıcı toplum aşamasında kalmışlar. Bitki toplayan toplum, aynı zamanda üretmeyen, irade koyamayan ve doğanın bir parçası olan halk demektir. Hatta doğanın uzantısıdır. Kürtler de öyle! Onlar da üretmiyor, irade koymuyor ve özgür değiller. Toplum bile değiller. Özgür davranmayan bir halktan toplum diye bahsedilebilir mi?

İkinci olarak Kürtler yoksul halk diye imgeleniyor. Alt toplumsal sınıflar…Üretemeyen, gelişemeyen ve yoksulluğu hak eden bir kalabalık. Tırşıkçi Kürtler, beleşten bitki yiyerek geçinendir. Para vermemek için doğayı sömürendir. Üretim, kar ve pazara dahil olmayandır. Yoksulluk, onu köreltmiştir. İradesini kullanamayacak durumda bırakmıştır onu.

Tırşıkçı Kürtler, bir elitizmi anlatıyor. Yukarıdan bakışı, hiyerarşik bakışı ve bu bakışın yaptığı tanımlama. Kürtleri ezen, küçülten ve kibre maruz bırakan bir anlamı taşır içinde. Kürtlerin son yüzyılda Kemalistlerden gördüğü elitizmi burada doğrudan kendi halkından birisinden görüyor. Kürt bir siyasetçi çıkıp Kürtlere elitizm yapıyor. Self-kolonyalizmin Kürt versiyonu! Neden yapılıyor? Neden tırşıkçi Kürtler deniyor? Bu elitizm, bu kibir ve bu aşağılama daha önce Kemalistler tarafından yapılırken şimdi neden HDP’li siyasetçi tarafından yapılıyor?

Kürtler, HDP’lilerın ya da Kürt milliyetçilerinin ideolojik çağrılarına ve ayaklanma taleplerine cevap vermedi. Sağ duyulu davranmaya yöneldiler. Kendi iradeleriyle Türkiye ile beraber, demokrasi ile beraber olmak istiyorlar. Kürtler, ayaklanma çağrılarına araçsallaşmayı reddettiler. Bunun karşısında tırşıkçi damgasını yediler. Kaplan, bir şahıs değil. Bir kuşak, bir siyaset ve bir ideolojidir. Sarf edilen ifade bunu yansıtıyor. Bir kuşağın ve bir siyasetin zihniyet dünyasına ışık tutuyor.

Tırşıkçı Kürtler, efendi köle diyalektiğine ışık tutuyor. Efendi Kaplan’dır, köle Kürtler! Efendi köleyi tanımlıyor. Köle tanımlanıyor. Efendi kibirlidir, iktidardır, kudretlidir. Köle, efendinin gözünde vardır. Köle için köle yoktur. Kölelik bir efendi masalıdır! Efendi köleyi ayağa kalkmaya çağırıyor. Köle köle olmadığını gösteriyor. Kürtler köle olmadıklarını ve fendi olduğunu söyleyenin de efendileri olamadığını söylüyor. Ayaklanma yerine katılma ve yaşama iradesini gösteriyor. İsyanla değil, demokrasi ile varlığa yöneliyor. Aslında köle, kendini efendi sanan, efendi de efendi tarafından köle diye algılanan.

Prof. Ergun Yıldırım: Kürtler hiç bu kadar aşağılanmamışlardı ile ilgili etiketler Marmara Üniversitesi iletişim ergun yıldırım
GÜNÜN VİDEOSU

Peş peşe 'Dikkat edin' çağrısı! İstanbul'da hem kara hem hava trafiği felç oldu!

İstanbul'da peş peşe verilen uyarılar sonrası lodos, sağanak ve fırtına başladı. Hava birdenbire kararırken AFAD, MGM ve AKOM'dan peş peşe 'dikkat edin' çağrısı geldi. Fatih'te sağanak yağış başladı, Bayrampaşa'da rögar taştı.