Provokasyon denemeleri
Muharrem ayının ilk günü büyük bir kışkırtma faaliyetleri silsilesi ile karşılaştık. Ankara’da Alevi-Bektaşi kurumlarına, ibadethanelerine yönelik saldırılar gerçekleşti. Çok kısa sürede farklı yerlerdeki ibadethanelere yönelik bu saldırıların tek bir kişi tarafından sırayla gerçekleştirildiği anlaşıldı. İzmir’de yaşadığı tespit edilen ve Eskişehir’e kaçmakta iken yakalanan zanlının örgütsel bağları var mı yok mu çalışmaları devam ediyor. İlk bulgular sol radikal bir terör örgütünün mensubu olduğu yönünde…
Yani, kışkırtma öylesine planlı programlı hazırlanmış ki, zanlı yakalanmamış olsa saldırılar sünni inancına sahip kitle üzerinde kalacak; ülkemizde buna dayalı bir kavga, kargaşa, kaos yaratılacaktı.
Geride kalan yıllarda yaşadığımız acı deneyimler hepimizi belli bir noktaya getirdi, olgunlaştırdı ve daha aklıbaşında, sağduyulu yaklaşımları büyük ölçüde benimsememize yol açtı.
Bu çerçevede, saldırıya uğrayan bu değerli mekânların sorumluları yaptıkları açıklamada sorumluların bulunmasını istediler ve toplumsal bir infial olmaması konusunda çok önemli bir yerde durdular.
Ateşe körükle gitmediler, oyuna gelmediler ve bunun planlı bir kışkırtma çabası olduğunun ilk uyarıcı açıklamalarını gerçekleştirdiler.
Nitekim olaylar üzerine pek çok değişik görüş ve fikirler konuşulurken, tartışılırken ve hatta provokatif açıklamalarda bulunanlar olurken fail olduğu belirlenen kişi yakalandı, ilk bilgiler hızlıca kamuoyu ile paylaşıldı.
Ülkemizde Alevi- Sünni çatışması bir takım odaklarca sıklıkla denenir, ancak şükür ki başarılı olunmaz. Geçmişte yaşanan vahim olaylar ve acılar yaşanmaz. Çünkü Alevi bilir ki, fail Sünni değil, Sünni bilir ki fail Alevi değil…
Kapıları işaretleyenler, camilere yönelik tahkir edici fiilleri işleyenler, cemevlerine saldıranlar hep aynı odaklardır.
Artık karanlıkta kalamıyorlar…
Amaçlarına ulaşamıyorlar…
Bu gün ortaya çıkan ÖSYM soruları ile ilgili durumda da benzer bir fay hatları ile oynama izlenimi var. Sakin ve sağduyulu bir yaklaşım burada da gerekiyor, hatta şart. Geçmişte bu konuda çok üzücü, haksızlıklara yol açan, milyonlarca insanın hakkının yendiği kötü deneyimler yaşadık. Şimdi elbette insanlarımızın diken üstünde olması ve benzeri bir durumun olup olmadığı kuşkusunu taşıması normal.
Ancak şurası da açık ki, olay ilk andan itibaren ciddiye alınmış, önce Devlet Denetleme Kurulu araştırmakla görevlendirilmiş ve akabinde ÖSYM Başkanı görevden alınmıştır. Siyasi iradenin bu konuda hiçbir taviz vermeyeceği, olayın ört bas edilemeyeceği, önünde, arkasında ne varsa ortaya çıkacağı konusunda emin adımlar atılmıştır.
Şimdi meseleyi siyasallaştırarak tartışmak yerine konunun tüm boyutları ile ortaya çıkabilmesi için sükûnet ve aklıselim ile beklemek daha makul olacaktır.
Eğer bu işin içinden bir örgüt bağlantısı çıkarsa bu bağlantı da muhtemeldir ki cemevlerine saldırıda olduğu gibi ezberleri bozacak, oynanmak istenen oyunları açığa çıkaracak bir yapı olarak belirginleşecektir.
Az sabır lütfen…