Psikolojik savaş ve psikolojik harekât
Terör ve güvenlik uzmanı Hacı Murat Dinçer, SuperHaber'e yazdığı yazısında, "Acaba sosyal medyanın bizatihi kendisi bir istihbarat toplama aracı mı? diye sordu. Dinçer, "Neticede önümüzdeki günlerde savaşların bile sosyal medya üzerinden ilan edildiğine şahit olacağız." dedi. İşte Dinçer'in 'Psikolojik savaş ve psikolojik harekât' başlıklı o yazısı...
Twitter Ortadoğu haber editörünün Britanya Ordusu psikolojik savaş biriminde ‘’psyops’’ yani ‘’psikolojik operasyon’’ sorumlusu olduğu ortaya çıktı.
Gordon MacMillan isimli bu uzmanın ne yaptığını anlayabilmek için birkaç soruya cevap bulmak gerekiyor:
Batı Ortadoğu’ yu neresi olarak tanımlar?
Batı için Ortadoğu’nun önemi nedir?
Psikolojik Savaş nedir?
Psikolojik Harekât nedir?
Psikolojik Harekât açısından propaganda nedir?
Twitter bir psikolojik harekât aracı mıdır?
Ortadoğu kavramı coğrafi değil jeopolitik bir kavramdır. Emperyalist ve oryantalist kaygılarla Afrika’nın kuzeyi, Asya’nın batısı ve Avrupa’nın doğusu için 1900’lerde ortaya atılmış bir bölge tanımlamasıdır.
Ortadoğu olarak tanımlanan coğrafya: Batının Hint, Basra Körfezi, Petrol Ülkeleri ve Asya’nın içlerine açılan kapısıdır. Öte yandan Ortadoğu içinde tanımlanan yirmi kadar ülkenin de enerji potansiyeli açısından batı nezdinde ayrı bir çekiciliği vardır. Batının Ortadoğu’yla tarihi, dini ve çıkar eksenli meseleleri devam etmektedir.
Psikolojik Savaş: Bir devletin kendi çıkarları doğrultusunda başka devlete uyguladığı siyasi, askeri, ekonomik ve kültürel faaliyetlerdir.
Psikolojik Harekât: Psikolojik savaşın operasyonel kısmı olarak özetlenebilir.
İnsan duygu ve davranışlarını etkileme tekniği olan propaganda, psikolojik harekâtın en etkin silahıdır.
Propaganda: Konusuna, Yöntemine, Hedefine, Kaynağına göre kısımlara ayrılır. Propagandaya maruz kalan toplum için en etkili savunma yöntemiyse ‘’karşı propagandadır’’.
Netice itibariyle psikolojik savaş; ateşli silah kullanmadan uygulanacak etkin propagandalarla hedef ülkenin potansiyelini tüketmesini, yanlış kullanmasını veya kullanamayarak istenilen sömürge seviyesine gelmesini hedefleyen bir istihbarat usulüdür.
Kitle iletişim araçlarındaki teknolojik gelişme klasik istihbarı teknikleri değişime zorladı. Psikolojik harekât için en güçlü alanın sosyal medya olduğu artık tüm çıplaklığıyla ortada.
Mekân Cennet Abdülhamit Han’ın Paris Büyükelçisi Salih Münir Paşa’nın bilgi notlarını Payitaht’a bir an önce ulaştırmak adına girdiği zahmetlere artık gerek kalmadı, birkaç saniyede dünyanın diğer ucundaki muhatabımıza istediğimiz mesajı gönderme kabiliyetine sahip araçları cebimizde taşıyoruz.
Ancak telgraf icat edilmeden güvercinle gönderilen mesajlar internet tabanlı mesajlardan daha güvenliydi. En kötü ihtimalle güvercini kartal yer, mesaj yerine gitmezdi. Güvercinlerin ajanlık yaparak mesajları başka bir yere götürdüğüne dair bilinen bir örnek yok.
Twitter ‘’bazı’’ konular haricinde DM'leri ülke yönetimleriyle paylaşmıyor. Twitter yönetiminin bu ketumluğunu ABD PatriotAct yasasına karşı uygulayıp uygulamadığı da bir bilinmeyen olarak ortada duruyor. Ulusal güvenlik adına temel insan haklarının her an askıya alınabilmesini ön gören bu yasaya karşı kişisel verilerin güvenliği ilkesinin pek etkili olacağını düşünmüyoruz.
Bir de madalyonun diğer yüzü var: Acaba sosyal medyanın bizatihi kendisi bir istihbarat toplama aracı mı? O veya bu! Neticede önümüzdeki günlerde savaşların bile sosyal medya üzerinden ilan edildiğine şahit olacağız. O yüzden bu İngiliz çocuğa bu kadar kızıp havanda su dövmenin gereği yok. Sosyal medyanın ‘’ sarayın uşakları’’, ‘’yıldız kulis’’, pöh_jöh güneydoğu’’ gibi hesap isimleri altında terör örgütü FETÖ’ ye nasıl hizmet ettiğine yakın tarihte şahit olduk. FETÖ çizgisinde faaliyet yürüten onlarca sosyal medya hesabı psikolojik harekâtın örneklerini ülkemizde sergileyerek; sosyal medya aracılığıyla psikolojik harekâta maruz kalan kitlenin duygu, düşünce, tutum ve davranışlarındaki olumsuz etkilerin nelere mal olduğunu hepimize öğretti.
PKK silahlı terör örgütü üyesi bir şahsın etkisiz hale getirilerek; polisin can güvenliği açısından taktik olarak makul mesafeye envantere kayıtlı alet ve edevatla çekilmesinin ülkemiz gündemini aylarca meşgul ettiğini herkes hatırlar. Başından sonuna bir psikolojik harekât olan bu olay topluma sosyal medya üzerinden kara (siyah) propaganda yapılarak aktarıldı. Olayın kişi, kurum ve devlet açısından giderilemeyecek sonuçlara yol açması karşı propaganda taktikleri kullanılarak önlendi ancak hala bazı vicdan(sız)larca ulusal ve uluslararası arenada bu olayın temcit pilavı gibi gündeme getirilebiliyor olması, psikolojik harekâtın etki gücünü ortaya koyan iyi bir örnektir.