"Putin’in hamleleri Türkiye açısından hayati riskleri taşıyor!"
Taha Dağlı: Karadeniz’deki güç dengelerini 2014’teki Kırım ilhakıyla değiştirmişti. Şimdi Odessa gibi bir adım atarsa bunu daha da ileriye taşıyacak. Karadeniz’deki güvenlik riskinin artması Türkiye-Rusya ilişkilerini de gerecek.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinde ikinci güne girilirken, çatışmalar ülke geneline yayılma eğiliminde.
Rusya lideri Putin'in savaş stratejisini bugünkü köşe yazısında masaya yatıran Haber 7 yazarı Taha Dağlı, Rus ilerleyişinin Türkiye için de büyük riskler barındırdığına vurgu yaptı.
Konuya Karadeniz'deki Rus yayılmacılığı üzerinden yaklaşan Dağlı, "Odessa’ya yönelik saldırı hepsinden daha dikkat çekici. Karadeniz’in önemli limanlarından birisi. Putin’in aklında Odessa varsa, bu tehlikeli. Donbass’tan sonra ilk hedefi Odessa olabilir, öyle yaparsa Ukrayna’nın Karadeniz kıyılarını tamamen koparacaktır. Böyle bir hamle de Karadeniz’deki güvenlik riskini arttıracaktır. Ve bu durum en çok Türkiye’yi ilgilendirmektedir" dedi.
Taha Dağlı "Karadeniz'deki risk artıyor, Türkiye ne yapmalı?" başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı;
"Rusya, Donbass’a saldırdı.
Ama Ukrayna’nın batısına da saldırdı.
Kiev’e de Odessa’ya da saldırdı.
Doğuyla yetinmeyebilirim, tamamını alabilirim, mesajını verdi.
Odessa’ya yönelik saldırı hepsinden daha dikkat çekici.
Karadeniz’in önemli limanlarından birisi.
Putin’in aklında Odessa varsa, bu tehlikeli.
Donbass’tan sonra ilk hedefi Odessa olabilir, öyle yaparsa Ukrayna’nın Karadeniz kıyılarını tamamen koparacaktır.
Böyle bir hamle de Karadeniz’deki güvenlik riskini arttıracaktır.
Ve bu durum en çok Türkiye’yi ilgilendirmektedir.
Putin bunu yapar mı bilinmez?
Ama hiç kimse “Putin bunu asla yapmaz” diyemez.
Putin’in olası hamleleri Türkiye-Rusya ilişkileri açısından son derece hayati riskleri beraberinde getiriyor.
Karadeniz’deki güç dengelerini 2014’teki Kırım ilhakıyla değiştirmişti.
Şimdi Odessa gibi bir adım atarsa bunu daha da ileriye taşıyacak.
Karadeniz’deki güvenlik riskinin artması Türkiye-Rusya ilişkilerini de gerecek.
Türkiye’nin pozisyonunda bir değişiklik yok.
2014’te Kırım ilhak edildiğinde buna karşı çıkmıştı, hala karşı çıkıyor.
Buna Donbass’a yönelik işgal ve saldırılar da eklenmiş oldu.
Rusya’nın Ukrayna saldırıları devam ettikçe, Türkiye’nin tepkileri de devam edecek, bu da Ankara-Moskova hattındaki gerginliği tırmandıracak.
Gerginliğin yansıma adresinin Suriye olması muhtemel.
Rusya Ukrayna’ya saldırdığı saatlerde Suriye’de 2016 yılında Fırat Kalkanı harekatıyla terör temizlenen ve Türkiye destekli muhaliflerin kontrolündeki El Bab şehrine de saldırdı.
Genellikle böyle zamanlarda İdlib’e saldırırlardı bu kez Türkiye sınırına biraz daha yaklaştıklarının mesajı vermiş olabilirler.
Rusya’nın Ukrayna saldırısı bir çok ülkeyi etkileyecek.
Avrupa’nın enerji sıkıntısı artabilir, Ukrayna’dan batıya yönelik olası bir sığınmacı akını da Avrupalıları rahatsız edecektir.
Fransa, Almanya, İtalya, Yunanistan gibi ülkeler iki arada bir derede kalabilirler.
Ama kriz bölgesi bize çok yakın.
Hem Ukrayna ile hem de Rusya ile özel ve güçlü ilişiklere sahip olan tek ülke belki de biziz.
Durum riskli fakat yönetilmeyecek boyutta da değil.
Türkiye dış politikada çok tecrübeli bir ülke.
Her iki tarafa bir NATO üyesi olarak aynı mesafede olmaya özen gösteriyor.
Bu çizgi hiç bozulmadı.
Ukrayna Türkiye’ye güveniyor.
ABD ve Avrupa’dan çok daha fazla güveniyor.
Türkiye bu güveni karşılıksız bırakmıyor.
Ukrayna’ya gerçekçi olmayan bir politika da vaat etmiyor.
Krizde ipler Rusya’nın elinde.
Ama şunu da unutmamalı.
Rusya, Batı dünyasında kendisine muhatap bulamıyor.
Daha doğrusu Batılı liderleri, muhatap olarak kabul etmiyor.
Ve onlara zerre kadar güvenmiyor.
Rusya şu anki denklemde Ukrayna karşısında son derece güçlü olsa da, attığı ve atacağı adımlar Türkiye için riskler barındırsa da bir gerçek var.
O da Rusya’nın Türkiye’yi kaybetmek istememesi.
Çünkü bu işlerin sonunda mutlaka bir masa kurulacak.
Diplomasi işlediğinde Rusya, o masada Türkiye gibi güvenilir bir muhataba mutlaka ihtiyaç duyacak."
YAZININ TAMAMI İÇİN...