"Rabia"ya açılan savaşı Hürriyet'e taşıdı
Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan'ın son yıllarda Türkiye'ye karşı hasmane tutumları dikkat çekiyor.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman'ın öncülüğünde ve BAE'nin de desteği ile Türkiye'ye yönelik karanlık senaryolar hayata geçiriliyor.
Salman'ın en büyük destekçisi ise Birleşik Arap Emirlikleri veliaht prensi Mohammed bin Zayed...
Bu iki isim ABD'nin Orta Doğu ve Arap coğrafyasındaki kaos planlarının da maşası olarak aktif rol alıyor.
Türkiye'de FETÖ'nün temsil ettiği siyasi duruşu ve tezleri, Arap coğrafyasına yaymak isteyen bu isimlerin, Amerikan emperyalizminin bölgede elini güçlendirecek siyasi adımlar atması dikkat çekiyor.
ABD basınında daha önce sık sık övgü dolu makalelerle gündeme gelen Muhammed bin Salman, Arap yarımadasının "Modern temsilcisi" olarak sunulmak istenirken Cemal Kaşıkçı cinayeti ile bu plan bir anda suya düştü.
Kaşıkçı cinayetinin baş sorumlusu olarak gösterilen Salman'ın itibarı ABD kamuoyunda bir anda yerle yeksan olunca, ilgili odaklar "B planı"nı devreye soktu.
Salman'dan boşalan bu "liderlik" koltuğuna bu kez Birleşik Arap Emirlikleri veliaht prensi Mohammed bin Zayed oturtuldu.
Son olarak Amerikan New York Times gazetesi Zayed'e sayfalarında geniş yer ayırdı. Zayed'i yere göğe sığdıramayan gazeteye bir destek de Türkiye'den geldi.
New York Times'ın haberini, Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök de nedense görmezden gelemedi.
"KABİNESİNDE GÖREV YAPAN BAKANLARIN ÜÇTE BİRİ KADIN", "ÜLKESİNE HİNDU TAPINAĞI VE KİLİSE YAPILMASINA İZİN VERDİ", "RANDEVUYA ZAMANINDA GELİYOR, KAHVESİNİ BİLE KENDİ KOYUYOR" gibi ara başlıklarla Zayed güzellemelerini köşesine taşıyan Özkök, "Birleşik Arap Emirlikleri veliaht prensinin bütün dünyaca bilinen en önemli özelliği 'Rabia işareti'nden nefret etmesi... Yani 'Müslüman Kardeşler' örgütünü en büyük düşman olarak biliyor." ifadelerini kullandı. *
İşte o köşe yazısının ilgili bölümü;
- Randevusuna zamanında gelen bir Arap var mıdır
Adı Mohammed bin Zayed...
Abu Dabi’de oturuyor...
Üstelik kendisi Birleşik Arap Emirlikleri veliaht prensi oluyor.
Kısa adı MBZ...
Ve onun için Arap dünyasının en güçlü kişisi olarak bilinen “MBS”nin yani Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman’ın bölgedeki en iyi arkadaşı. Ama son zamanlarda ondan bile güçlü bir lider haline geldi.
New York Times gazetesi geçen hafta onun geniş bir portresini yayınladı. Bu bilgileri oradan derledim.
1.3 TRİLYON DOLARI KONTROL EDEN PRENSİN KÜÇÜK ISPARTASI
Aslında başında bulunduğu ülke çok küçük. 9 milyon nüfusu var ama bunun sadece 1 milyonu BAE vatandaşı. Yani Arap.
Geri kalanı yabancı çalışan.
Ama bu kadar küçük bir ülkenin başındaki prens, 1.3 trilyonluk kraliyet fonunu yönetiyor.
Arap ülkeleri arasında en güçlü hava kuvvetlerine o sahip. Amerika’dan aldığı F-16’lar ile Fransa’dan aldığı Falcon’lar hava kuvvetinin ana bölümünü oluşturuyor.
İçinde yabancı paralı askerlerin bulunduğu çok güçlü bir “özel kuvvetler ordusu” kurdu.
Bu ordu halen Yemen, Libya, Somali, Mısır ve Kuzey Sina’da görev yapıyor.
Ayrıca bu ordu Kosova’da Sırplara, Afganistan’da IŞİD’e karşı NATO’yla birlikte görev aldı.
Bu muharip özellikleri nedeniyle ülkesine eski Yunan’dan esinlenerek “Küçük Isparta” diyenler var.
KABİNESİNDE GÖREV YAPAN BAKANLARIN ÜÇTE BİRİ KADIN
İlginç bir kişiliği var.
Ülkesinde, bir yandan muhaliflerini hapse atıyor, ama bir yandan öteki Arap ülkelerinde görülmeyen reformlar yapıyor.
Arap ülkeleri arasında kadın haklarının en geliştiği ülke burası. Kabinesindeki bakanların üçte biri kadın.
ÜLKESİNE HİNDU TAPINAĞI VE KİLİSE YAPILMASINA İZİN VERDİ
Öteki Arap liderlerden başka farkları da var. Geçtiğimiz yıllarda “Hoşgörü Yılı”
ilan etti.
Ülkesinde yaşayan başka dinlere mensup insanlar için kilise ve Hindu tapınağı yapılmasına izin verdi.
İki önemli projeyi gerçekleştirmeye uğraşıyor. Birincisi Wall Street’e benzeyen bir finansal merkez kurmak.
İkincisi ise New York Üniversitesi ile ortak bir kampus yapmak. Kurduğu üniversitenin kampusuna Louvre Müzesi’ni açmıştı. Şimdi ona Guggenheim’ı da eklemeye çalışıyor.
RANDEVUYA ZAMANINDA GELİYOR, KAHVESİNİ BİLE KENDİ KOYUYOR
Gelelim başlıktaki soruya.
Arap ülkeleri insanları genellikle randevularına zamanında gelmeyen insanlar olarak bilinir.
Hele hele krallar gelen misafirlerini saatlerce bekletirler.
MBZ ise tam aksi bir karaktere sahip. Bütün randevularına dakikası dakikasına geliyor.
Öteki Arap ülkeleri liderlerinden çok önemli bir farkı daha var. Kibri sıfır. Hatta mütevazı bir insan olarak tanınıyor. Toplantılarda kahvesini bile kendi koyuyor.
Şatafatı ve protokolü de fazla sevmiyor. Kimseye haber vermeden, başka ziyaretçileri rahatsız etmeden, torunlarını Amerika’da gizlice Disneyland’a götürüp gezdirdiği anlatılıyor.
Bunda İngiltere’de aldığı eğitimin de etkisi bulunduğunu düşünenler var.
18 yaşında İngiliz subay eğitim programını bitirmiş.
EN BÜYÜK İKİ DÜŞMANI İRAN VE MÜSLÜMAN KARDEŞLER
Birleşik Arap Emirlikleri veliaht prensinin bütün dünyaca bilinen en önemli özelliği “Rabia işareti”nden nefret etmesi...
Yani “Müslüman Kardeşler” örgütünü en büyük düşman olarak biliyor.
“Ben Müslümanım, namaz kılıyorum, dua ediyorum. 1980’lere kadar ben de onlardan biriydim.
Ama sonra gördüm ki bu adamların özel bir ajandası var” diyor.
O nedenle Mısır’da Sisi’yi destekliyor.
Bir de İran’a düşman.
O nedenle kurduğu özel kuvvetler birliği bir çok ülkede İran’ın etkisini kırmak ve Müslüman Kardeşler örgütünü yok etmek için savaşıyor.
ABD’YE HAYRAN AMA İKİ YILDIR GİDEMİYOR
Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkileri de tuhaf. Prens ABD’ye hayran. Ve Trump’la ilişkileri çok iyi.
Trump hakkında yürütülen bir soruşturmaya onun da adı karıştığı için 2 yıldır Amerika’ya gidemiyor.
Ama ABD’nin bölgedeki en iyi müttefiki olmaya devam ediyor.
Tabii, Prens’in, Katar’ın yanında yer alan, Müslüman Kardeşler’i destekleyen Türkiye ile arasının hiç iyi olmadığını söylememe gerek yok.
* ABD'nin, Mısır'ın en eski İslami hareketlerinden Müslüman Kardeşler'i yabancı terör örgütü ilan etmeye hazırlandığı kısa süre önce kamuoyuna yansıdı. Başta Türkiye olmak üzere Ürdün, Irak, Kuveyt, Bahreyn, Fas ve Tunus gibi birçok ülke tarafından tanınan Müslüman Kardeşler şiddeti ve terörizmi reddediyor. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de konuyla ilgili, “Bu son derece vahim bir gelişme olacaktır. Müslüman Kardeşler gibi demokrasiye, hukuka bağlı, her zaman şiddetten uzak durmuş bir organizasyonu, terör örgütü ilan ederseniz o zaman fırsatı ve ortamı DAEŞ gibi terör örgütlerine açmış olacaksınız” açıklaması yapmıştı. (E.N.)
