Rakamlarla IŞİD'in Türkiye'de tüyler ürperten varlığı

Metehan Demir

Metehan Demir

ATATÜRK Havalimanına yapılan ve tüm ulusu derin büyük acıya boğan kanlı terör saldırısının ardından bazı medya organlarında 'Acaba IŞİD neden saldırdı' diye analizler yapıldı.

Konu, İsrail ile anlaşmadan, Rusya ile yumuşamaya, ABD'den Avrupa Birliği'ne dek bağlanmadık yer bırakılmadı.

Bir de üstüne sanki, IŞİD Türkiye'ye ilk kez saldırmış gibi bu analizleri yapanlar saldırının şaşkınlığını yaşıyordu.

BU EYLEMLERİ NE ÇABUK UNUTTUK

Halbuki, IŞİD, Musul Konsolosluğumuzda onlarca insanımızı haftalarca rehin alan, Süleyman Şah Türbesi'ndeki askerlerimizi mahsur bırakan, Irak'ta Başika'daki Türk birliğine saldıran yapıdır. Daha da ötesi, Suruç'tan, Ankara Garı'na, Gaziantep'e Taksim'den Sultanahmet'e dek defalarca yüzlerce masumun canına kıyan terör eylemleri gerçekleştirmiştir. Her ne kadar bazı yetkililer roketlerin düşmesini yerçekimine bağlasa da IŞİD sınırımızdan içeri yerleşim merkezlerimize düzenli olarak Suriye'de savaş bataklığına çekmek için aylardır roketlerle de saldırıyor.

ASLINDA HEP GÜNDEMDEYDİ

Tam 2 senedir aralıksız olarak söylüyoruz. PKK terörü ile uğraşırken aynı tehdidin IŞİD içinde geçerli olduğuna dikkat çekiyoruz. 'IŞİD ile Kara Savaşına Doğru' ve devletin tarafsız birimlerince hazırlanan özel raporlara dayanarak 'Rakamlarla Türkiye'de IŞİD'in varlığı' başlıklı yazılar yayınladık. Yurtdışında bile yakından takip edildi kamuoyunda yüzbinlerce kişi okudu ama bizim bildiğimiz bu hassas konuda Ankara'da neden bu kadar ağır hareket edildi anlamak zor.

İÇERİDEKİ TEHDİT DIŞARIDAN FAZLA

Şimdi gelelim güncel duruma.

Havalimanına yapılan terör saldırısının ardından bu kanlı yapının Türkiye'deki varlığı ve hareketliliği ile ilgili son durumu araştırdım. Her ne kadar son dönemde Suriye'de ağır darbeler alsa da, IŞİD'in ülkemizdeki yapılanması, sayısı maalesef canınızı sıkacak türden. Hatta vahim boyutlarda.

O GÜNLERDEKİ EN BÜYÜK HATA

İşin en dramatik boyutu da, Türkiye'nin Esad'ı devirme hırsına kendini iyice kaptırdığı, 'muhalif olsun da kim olursa olsun' mantığı ile sınırını herkese açtığı o günler. İşte tam bu dönemde teröristi, kanlı eylemcisi herkes bu ülkeye girdi ve dağıldı. Giren, çıkan derken sonunda sınırlar kevgire döndü. Sonradan Türkiye hatasını anladı, IŞİD'i ayıklamaya hatta ona karşı mücadeleye girdi ama iş işten geçmişti.

BATI MEDYASINDAKİ O NOKTA

Son 2 günde batının ciddi medya organlarındaki analizlere bakıldığında 'bumerang etkisi' tezleriyle bu konuya hep dikkat çekiliyor maalesef. Türkiye'de bazı bankaların haberi olmadan kendilerinde açılan bazı hesapların ABD tarafından tespit edilmesi ve sık sık Ankara'ya 'bu hesaplara dikkat' uyarısının yapılması da, eskiden gelen gevşek bakışın yansıması.

O TESPİTLER

Lafı uzatmadan gelin, Ankara'da bu işi ciddi olarak takip eden birimlerin önündeki IŞİD'in Türkiye'deki varlığına dair o raporlara bakalım...

Raporların ilk okuyuşta hissettirdiği şu; Türkiye’ye yönelik IŞİD tehdidi Kuzey Irak veya Suriye’den değil asıl kendi içinden çok daha fazla. Ve karşısında alelade bir terör örgütü yok. Psikolojik harbi bilen, iç kamplaşmaları okuyan, istihbarat ve teknolojiyi kullanan, stratejik zamanlama unsurunu istediği an devreye sokabilen organize bir yapı. Bu nedenle, ülke, olası terör eylemlerine karşı sürekli uyanık olmalı. Bu iş için ayrı bir mücadele stratejisi ve birimi oluşturulmalı.

İŞTE O RAKAMLAR

Emniyet-güvenlik birimleri raporlarına göre; yurtdışı profesyonel eğitimli, beyin yıkama, hücre organize ve eylem planlama özelliğine sahip yurtiçinde 60 civarında çekirdek kadro var. Bunlar, İstanbul-Urfa-Antep-Hatay-Batman-Adıyaman-Maraş ekseninde sürekli yer değiştiriyor. Yine bu 60 kişilik çekirdek kadroya ek olarak 1800 Suriye’de savaş eğitimi almış, destek unsuru olarak görev yapmış militan var. Suriye’ye gidip gelen IŞİD’in yaşam tarzını benimseyen ve onun yolundan yürümeye hazır Türkiye’deki sayı ise binlerle ifade ediliyor. Bu rakamlar maalesef spekülasyon değil.

Her gün iz sürülüyor.

İLGİNÇ İDDİALAR

Hatta bu kişilerle ilgili öyle şok eden bilgilere iddialara ulaşılıyor ki; teyit edilse ülkede yer yerinden oynar. Bazı kişilerin hem de bilinen bazı isimlerin bile devletten 'akrabam IŞİD'e katılmış olabilir. Yardım edin' dediği iddia ediliyor.

BATIDA DA DURUM KORKUNÇ

Bir ara; AB açıklama yaptı. Yabancı savaşçı sayısı ’25 bin civarında’ diye. Uzmanlara göre, bu rakam çok iyimser. Çünkü, IŞİD’in tedrisatından geçmiş en az 50.000, uzaktan müdahil olmuş sempati duyan, bir tarafından bu işe girmeyi düşünen, girme aşamasında olanları toplasanız en iyimser tahminle 1 milyonu bulur. Bu rakam, Avrupa+Rusya+Türkiye+Türk Cumhuriyetleri+Doğu Türkistan+Endonezya+Malezya+tüm Arap Yarımadası

Cumhuriyetleri ve Kuzey Afrika ekseninde ağırlıklı olarak karşımıza çıkıyor.

RİSK ALTINDAKİ ÜLKELER

AB, şu an bizim 1980’lerin başında PKK’ya ‘3-5 çapulcu, çete’ filan dediğimiz günlerdeki halimize benziyor. AB içinde saldırı yapabilecek tarzda radikal ve bir o kadar da radikalleşmeye aç en az 80 bin adam var olduğunu söyleyen uzmanlar var. Yine bu uzmanlara göre; sadece Fransa, Almanya, Belçika değil; artık dünyada her yer tehdit altında.

Bugün IŞİD’in yapısına profesyonel gözle baktığımızda; taktik ve eylem şeklinin farklı olduğunu görüyoruz. Türkiye’den giden neredeyse hiçbir isim tam ve hemen çekirdek eylem kadroda yer almıyor. Orta-Üst düzeyde 8-10’u da geçmiyor. Çekirdek eylem kadroları Iraklı, Suud, Faslı, Çeçen.

ACIYA ALIŞMANIN ACISI

Geçen yılın sonunda 28 Aralık'ta lojiblog'da aynen şu cümleleri yazmışım:

'IŞİD meselesinde işin gerçekten şakası yok.

Şimdi ise gerçekten yanılmak istiyorum. Güzel günler yaşansın. Bir şey olmasın. Ama bu sadece temennilerle olmuyor. Yazana, uyaranlara, ‘Şimdi şom ağızlılığın lüzumu yok’ demekle de olmuyor. Çünkü, oldukça güvenilir tarafsız emniyet-istihbarat kaynaklarından gelen bilgilere bakıldığında durum IŞİD tehdidi açısından oldukça vahim.'

Evet; Keşke yanılsaydık ama o günden bu yana sayısız tarifsiz acılar yaşadık. Ama daha ne kadar acı yaşamak lazım el ele tutuşup birşeyler yapmak için bilmiyorum.

Bir başka ülkede hayatın durduğu bu acılara bizde alışmak ne acı değil mi….

Üstüne bir de ülkedeki giderek uçları keskinleşen kamplaşma ve gözü dönmüş aklı tutulmuş bir nefret dalgası.

DAHA BUGÜN 8 ŞEHİT VAR

İş giderek içinden çıkılmaz bir hal alıyor. İnsanlarda huzur ve geleceğe dair mutlu bir tebessüm kalmıyor. Bu kadar ölümün kanın içinde senin partin, senin liderin senin kafan kazansa ne olur ki. Farkında değiliz ama tükeniyoruz hep birlikte. Kimse bu ülkede bir adım geri atmıyor ve ben hatalıyım demiyor ki. Son havalimanı saldırısında bile nasıl birbirimizi yedik görmediniz mi? İşimiz çok zor. Bakın, diğer tehdit terörist PKK'nın saldırılarında daha bugün toplamda 8 şehidimiz var. Bu kahraman evlatlar bu kavgaların bağırış çağırışın arasında kayboluyor.

Sonuç alamayacağımızı bilsek de o temennimizi bir kez daha yineleyelim; Yeter ki biz birbirimizi yemeyelim.

Güzel günlerde görüşmek üzere…

Diğer Yazıları