Recep Akdağ: Vekil kılıklı ahlaksız adamı görünce, "İyi ki böyle bir düzenleme yapmışız" diyoruz!

Başbakan Yardımcısı Akdağ KHK'nin 121. maddesine ilişkin "Şimdi milletvekili kılıklı bu ahlaksız adamın söylediklerine nasıl tahammül edeceğiz. Bunlar yarın Allah korusun şehidi mezarda bile rahatsız ederler. Dolayısıyla yapılan iş doğru iştir" dedi.

Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Kanal 7'de yayınlanan Mehmet Acet'in sunduğu "Başkent Kulisi" programına katıldı.

Akdağ, yayımlanan696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (KHK) 121. maddesine ardından yapılan tartışmaların hatırlatılması üzerine, bu maddenin lafzına bakıldığında, Türkçeyi iyi bilen kişiler tarafından bu maddenin çok iyi anlaşıldığını söyledi.

15 ve 16 Temmuz'da milletin darbeye karşı ayağa kalktığını, milletin ayağa kalkarak bu meseleye sahip çıktığını ve bu sırada milletin çatıştığı kimselerin bulunduğunu belirten Akdağ, "Bu sırada gazi olanlar var. o çatışmalarda bulunan insanlar var. Bunları korumak muhafaza etmek lazım. Yarın, öbür gün biri gelip 'Siz ne yaptınız, devlet malına zarar verdiniz, tanka şöyle yaptınız, elinde silah olan size silah doldurup ateş eden kişiye şöyle muamele ettiniz, derdest ettiniz' derse ne olacak? Onları korumayacak mıyız?" ifadelerine kullandı.

Mehmet Acet'in, gazilere, şehit yakınlarına yönelik böyle bir tehdidin olup olmadığını sorduğu Akdağ, "Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan'ın çirkin ve ahlaki yaklaşımdan uzak açıklamalarını görünce yaptığımız işin kıymeti ortaya çıkıyor ve iyi ki böyle bir şey yapmışız diyoruz." diye konuştu.

fewfhewfg

"ŞEHİDİ MEZARDA BİLE RAHATSIZ EDERLER"

Akdağ, CHP'nin muhalefet anlayışının çok yanlış olduğunu ve bu tarzın CHP'ye bir şey kazandırmadığını belirterek, "Şimdi bu ahlaksız adamın, milletvekili kılıklı bu adamın söylediklerine nasıl tahammül edeceğiz. Bunlar yarın Allah korusun şehidi mezarda bile rahatsız ederler. İfadeler apaçık ortada. Dolayısıyla yapılan iş doğru iştir. Benim içim çok rahat." ifadelerini kullandı.

Acet'in "Gelecekte başka şeylere, hukuk dışına yönelmeye sevk edeceği ve 15 Temmuz dışında başka olaylarda değerlendirilebileceği yönünde görüşlerin ortaya çıktığını" belirterek, görüşünü sorduğu Akdağ, şunları kaydetti:

"Bu düzenleme 15 ve 16 Temmuz'la alakalı. Ayrıca sonuçta mahkeme karar verecek. Diyelim ki ileride herhangi bir kişi ile ilgili böyle bir mahkeme açıldı. Mahkeme bakacak o kişinin davranışı 15-16 Temmuz'da tamamen darbeyi bastırmaya dönük bir davranış mıydı, yoksa başka bir şey miydi? Hakimler, savcılar bunun için var. Bunda tereddüt edecek bir şey yok. Sadece ana muhalefet partisinin hırçınlığını, bu milletvekilinin şahsında terbiyesizliğini görmüş olduk. Bu kişiyi parti disiplinine sevk edip çıkıp özür dilese, yaptıklarını onaylamıyoruz derlerse bunu anlarız. Bugüne kadar sustu, sanki yaptıkları doğru bir şeymiş gibi bir tavır var."

"SİZİ KONUŞTURAN BAŞKA ŞEYLER VAR"

Sunucu Mehmet Ecet'in, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun yeni KHK'daki tek tip kıyafet düzenlemesiyle ilgili açıklamasında, 12 Eylül'le bu süreci aynı gören yaklaşımını sorduğu Akdağ, şöyle konuştu:

"Böyle insafsızlık olur mu? Buna katılmayabilirsiniz, tartışılır. Biz milletimizin yoğun talebi ve biraz da güvenlik sebebiyle böyle bir karar aldık. Siyaseten bunu tartışabilirsiniz ama bundan dolayı siz bugünkü seçilmiş iktidarı bir darbeci, ihtilalci bir generalin tutumuna benzetirseniz o o zaman ben size, 'Sizin kafanızın arkasında başka şeyler var, sizi konuşturan başka şeyler var. Sizi oraya genel başkan olarak kim getirdiyse sizi o konuşturuyor' derim."

MHP İLE SEÇİM İTTİFAKI

"MHP ile ittifak söz konusu. Sayın Cumhurbaşkanı geçen gün 'Buna kimse limon sıkmasın, liderler bu işi oturup konuşur.' dedi. Belli ki biz şunu bekleyeceğiz, Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın Bahçeli arasında bir görüşme olacak ve orada bir yol haritası çıkacak karşımıza. Bu seçimlere bir MHP-AK Parti ittifakıyla gideceğimiz kanaati var mı? Bu artık şekillendi mi?" yönündeki soru üzerine de Akdağ, şunları kaydetti:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın uyarısı şu açıdan çok önemli; bunun şekli taraflarını konuştuğunuz zaman, ben konuşsam ya da başka bir milletvekilimiz konuşsa ortada şekillenmiş bir yol haritası olmadığı için gerçekten limon sıkmış oluruz. Kafaları karıştırabiliriz. Ama şu bir gerçek, biz referandum sırasında MHP ile birlikte hareket ettik. Sayın Devlet Bahçeli bu hususta milli bir duruş sergiledi. Sayın Devlet Bahçeli ve Milliyetçi Hareket Partisi bugün de milli bir duruş sergiliyor. Bakın Amerika'da bir dava var haksız, Türkiye'yi mahkum etmeye çalışan, gerçekten tamamen hukuksuz bir tiyatro var, orada çok dik bir biçimde hükümetin, Cumhurbaşkanımızın yanında, Türkiye Cumhuriyeti'nin yanında duruyorlar. Suriye ile ilgili problemlerimiz var, orada bir terör örgütü ordusu yetiştiriliyor elbette Türkiye'nin yanında duruyorlar ya da 15 Temmuz ile ilgili hangi faaliyetin içindeyse hükümet onun yanında duruyorlar. Çünkü bunlar milli meseleler. Türkiye'de bunu üzülerek ifade edeceğim, Türk siyasetinde yeni bir gelenek başlatan Sayın Kılıçdaroğlu ve arkadaşları, mesele ne olursa olsun, milli bir mesele de olsa hükümetin karşısına çıkmaya başladılar. Bu gerçekten çok kötü bir gelenek."

"MHP BÜTÜN MİLLİ MESELELERDE TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN YANINDA YER ALIYOR"

Başbakan Yardımcısı Akdağ, Suriye'de yüz binlerce, belki milyona yakın, suçsuz, günahsız insanın hayatını kaybettiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Özgür Suriye Ordusu bir muhalefetleri var, isimlerini değiştirdiler şimdi Milli Suriye Ordusu olarak, oradaki rejime karşı bir muhalefet, bir diktatöryal rejime, bir diktatöre karşı ülkelerini korumaya, özgürlüklerini elde etmeye, hukuklarını müdafaa etmeye çalışıyorlar ve bir çatışma ortamı oluşmuş. Şimdi bu kaçınılmaz bir çatışma ortamı. Hatırlayın Türkiye Cumhuriyeti o zaman Başbakanımız, Dışişleri Bakanımız Esed'in böyle bir yanlış yapmaması için çok uğraştık, defalarca görüşüldü, ona akıllar verildi, 'Bunları yapmayın' denildi. Şimdi Esed bunu yaptı, kendi halkının üzerine bombalar yağdırıyor. Kendisine karşı muhalefet eden kişilerle çatışabilir de suçsuz, günahsız insanların üstüne bomba atmak ne olur? Bu Esed'in yanında duruyorlar. Bakın nasıl duruyorlar ben size söyleyeyim, çok sıkıştırdığınız zaman Esed'de de laf söylüyorlar ama yanında şöyle duruyorlar, 'Türkiye bunu ortaya çıkardı.' Arkadaş, Türkiye bunu nasıl ortaya çıkardı? Türkiye Esed'e 'Gitti de sen günahsız insanların üzerine, mabetlere bomba at, koskoca bir Halep şehrini yok et?' mi dedi? Böyle insafsızlık olur mu? Suriye'de çok demokratik bir hava varmış, Esed herkesin hakkını, hukukunu yerine getiriyormuş demek ki, biz kışkırtmasaymışız oradaki insanlar haklarını, hukuklarını koruma gibi bir düşünceleri olmayacakmış. Ya bu akla ziyan bir iş.

Dolayısıyla Sayın Devlet Bahçeli'nin bu milli duruşunu, Cumhuriyet Halk Partisi'ne göstermesi gerekiyor. Biz şunu söylemiyoruz, yani tamamen gelsinler biz ne diyorsak ona 'evet' desinler. Bütün milli meselelerde aslında Türkiye Cumhuriyeti'nin yanında yer almış oluyorlar. Bunlar artık bir hükümet, Cumhurbaşkanı meselesi olmaktan çıkıyor, milli bir mesele haline geliyor. Dolayısıyla bizim şu anda MHP ile ilişkimiz bu. Bir milli ittifak, milliyetçilik tanımını herkes başka türlü yapabilir ama bu milli bir ittifak, bir milletin iktidar partisinin, ana muhalefet partisinden sonraki partinin ittifakı, prensipler üzerindeki ittifakı. Ama bahsedilen seçim ittifakı, vesaire Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi oturulup konuşulacak şeyler, her iki partinin de kurulları var, nihayetinde her iki partinin liderleri var, onların oturup aralarında müzakere edeceği bir husus."

"SURİYELİLERİN İNSANİ İHTİYAÇLARINI KARŞILIYORUZ"

Akdağ, Türkiye'de 3 milyon 300 binden fazla Suriyeli olduğunu belirterek, diğer ülkelerden gelenlerle bu rakamın 4 milyona ulaştığını söyledi.

Suriyeli vatandaşların içlerinde Kürtler, Türkmenler, Araplar, Sünniler, Şiiler, Yezidilerin olduğunu dile getiren Akdağ, "Vatandaşımız da bu insanlara sahip çıkıyor. Bugün Kilis'te, Kilis'in nüfusundan daha fazla Suriyeli yaşıyor. Hatay Reyhanlı'da Reyhanlı'nın nüfusundan daha fazla Suriyeli var. En ufak bir problem dahi yok. Öyle iddia edildiği gibi Suriyelilerin daha fazla suç işlediği falan da yok. Bunu İçişleri Bakanlığımız da açıkladı. Bu insanların insani ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Bütün dünya Türkiye'yi alkışlıyor, 'Helal olsun, bu işi sizin gibi dünyada bugüne kadar hiç kimse yapamadı' diyorlar. Bunun anlamı onları bizim büyük bir lüks içinde yaşattığımız falan değil. İnsani ihtiyaçları karşılanıyor." şeklinde konuştu.

SURİYELİ SIĞINMACILARIN DURUMLARI

Akdağ, bugüne kadar Suriyelilerin Türkiye'de kamplardaki ihtiyaçlarının kendisinin sorumlu olduğu Başbakanlık Afet ve Acil Durum Başkanlığı (AFAD) tarafından karşılandığını hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Diğer hizmetlerin koordinasyonu da AFAD üzerinden yürüyor. Mesela sağlık hizmetlerinin bütçesi AFAD üzerinden ödeniyor. Ancak kanuni ölçüler içinde bir Göç İdaresi Genel Müdürlüğümüz var, bir Göç Yüksek Kurulumuz var. Bu genel müdürlük İçişleri Bakanlığı çatısı altında. Bu yüksek kurulun başında da İçişleri Bakanımız var. Dolayısıyla biz bu meseleyi mütalaa ettik. AFAD, bu görevleri önümüzdeki günlerde, ocak ayı içeresinde muhtemelen Göç İşleri Genel Müdürlüğü'ne devretmiş olacak. Peki AFAD'ın rolü ne olarak kalacak burada? İnşallah hiç ihtiyaç kalmaz ama sınırlarımızdan herhangi bir şekilde yine böyle yoğun göç olursa AFAD orada krize müdahale edecek, yine ilk kriz anında gerekenleri, acil durum anında yapacak, sonra Göç İşleri Genel Müdürlüğü'ne devredecek. Kampların bir kısmı muhtemelen devam edecek. Göç Yüksek Kurulu ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğü bundan sonra karar verecek. Bir kısmı devam edecek, belki bir kısmının fonksiyonunu başka bir duruma döndürmüş olacağız ama AFAD'ın özellikle yurt dışındaki insani yardım hizmetleri devam edecek. Suriye dahil olmak üzere. Yani bir yerde deprem oldu, bir afet durumu oldu ya da işte Suriye'deki gibi savaş, Arakan'daki gibi, Rohingya'daki gibi."

Recep Akdağ: Vekil kılıklı ahlaksız adamı görünce, "İyi ki böyle bir düzenleme yapmışız" diyoruz! ile ilgili etiketler Recep Akdağ mehmet acet
GÜNÜN VİDEOSU

Kokoreççide öldürülmüştü! Ölmeden önce çektiği video ortaya çıktı! "Ben ölürsem bunu paylaşın"

Adana'da bir kokoreç dükkanındaki saldırıda ölen 17 gencin, ölmeden önce çektiği video ortaya çıktı. İşte o gencin "Ölürsem yok mu bu video, hepiniz beni paylaşın diye kalsın" notuyla paylaştığı o video...