Reina katliamında flaş gelişme!
MİT ve emniyetin operasyonuyla yakalanan terör örgütü DEAŞ’ın 5 canlı bombacısından Ümit A., Reina katliamı ve Diyarbakır saldırısının emrinin, canlı bomba eyleminde bulunacak teröristlerden oluşan ‘İstişhad Ketibesi’nce verildiğini söyledi
Habertürk'ün haberine göre, Hatay’da, Ramazan Bayramı’nı kana bulamak için saldırı hazırlığındayken 23 Haziran’da MİT ve polisin işbirliğiyle yakalanan terör örgütü DEAŞ mensubu 5 canlı bomba, ifadelerinde örgüte nasıl katıldıkları, örgütün yapısı, aldıkları silahlı eğitimle kaldıkları bölgelere ilişkin itirafta bulundu. Elde edilen bilgiye göre teröristler örgütten, Türkiye’de ses getirecek kanlı eylem talimatı beklediklerini belirtti.
REİNA’DAN SONRA KUTLAMA
2 yıl önce Kilis’ten geçerek DEAŞ’a katıldığını ve örgüt içinde 1.5 yıl boyunca silahlı çatışmalara girdiğini ifade eden DEAŞ’lı terörist Ümit A., Reina, Suruç, Ankara Garı ve Diyarbakır saldırılarının emrinin, canlı bomba eyleminde bulunacak teröristlerden oluşan ‘İstişhad Ketibesi’ adlı yapının talimatıyla gerçekleştirildiğini kaydetti. Ümit A., ifadesinde şunları söyledi: “Reina ve diğer eylemlerin ardından İslam Devleti’nde şenlik ve kutlamalar yapıldı. Özellikle sağlık ve psikolojik sorunları olan gönüllü fedailer bu ketibede toplanır, eyleme hazırlanırlar. Savaştığım bölgelerde vücuduma şarapneller girdi, sağlık sorunları yaşayınca canlı bomba olmaya ve kendimi Allah yolunda patlatmaya 3 ay önce karar verdim. Bu nedenle Liva Bedir Ketibesi Emiri Ebu Yahya beni ‘İstişhadcı Ketibe’ye yönlendirdi. Bu ketibenin yönetimi Araplara ait. 1 ay burada bulundum. Daha sonra El Turab adlı biri benimle iritibata geçti ve sahte kimlikle canlı bomba kemeri verip Türkiye’ye gitmemi söyledi. Türkiye’ye girdikten sonra bana eylem yapacağım yerin Rakka’dan bildirileceğini söylediler. HDP binalarına saldırmak istediğimi söyledim ancak Ebu Turab bana ‘Biz sana birkaç seçenek sunacağız, sen onlardan birine saldırırsın’ dedi.”
ŞURTA VE HİSBE KETİBELERİ
DEAŞ’lı terörist Hâkim K. ifadesinde şunları söyledi: “Ebubekir El Bağdadi’ye bağlı İslam Şûrası vardır. Şurada kimlerin yer aldığı gizli tutulur. Şeri İslami mahkemeler ile adalet sağlanır. Şurta Ketibesi ve Hisbe Ketibesi de vardır. Şurta Ketibesi’nde iç güvenlik, adalet ve ceza sistemi gibi konular yönetilir. Hisbe Ketibesi’nde ahlak işleri yürütülür. Şurta Ketibesi’nin emiri Ebu Haver Şam-i bana sahte kimlik ve canlı bomba kemeri vererek Türkiye’ye geçmemi ve onlardan gelecek talimatlar için beklememi söyledi. Polis bizi yakaladığında kemeri patlatabilirdim. İslam Devleti o kemeri başkasına vermemi emrettiği için patlatmadım.”