Sabah Gazetesi'nde "aşı karşıtlığı" polemiği büyüyor!
Koronavirüs salgını medyada en çok Turkuvaz Medya Grubu'nu etkiledi... Pandemi süreci grup içerisinde büyük fikir ayrılıklarına neden oldu, aşı karşıtları ile aşı savunucuları arasındaki tartışmalar köşe yazılarına da yansıdı. Son olarak Hıncal Uluç'un dün sert sözlerle hedef aldığı Sabah Yazarı Melih Altınok’tan bu eleştirilere yanıt geldi...
Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, dün köşe komşusu Melih Altınok'un Kocaeli Üniversitesi Rektörü'nün aşı açıklamaları nedeniyle 'faşist' ilan ettiğini belirterek, hükümetin bu konuda attığı adımları hatırlattı.
Uluç yazısında, Altınok'a "Yani sadece Kocaeli Üniversitesi değil, Türkiye'nin tamamı kışla olmuş da haberimiz yok, öyle mi Melih?" sorusunu yöneltti.
Rektörün, "Ben aşısız olanı derse sokmam. Eğer derlerse ki ben aşısız olacağım, o zaman git özel hastaneye, 2 günde bir PCR testi yaptır. Hiç olmadı kamera koyacağım odalara, oradan izlesinler" açıklamasını hatırlatan Hıncal Uluç, Melih Altınok'un da bu çıkışa, "Kamera iyi fikir hocam. Oturup izleyelim, bakalım Anayasa'yı, yasaları ve evrensel hakları yok sayan fantezilerinizle kaç öğrenciyi ikna edebileceksiniz? Böyle bir kışlada aklı başında hangi genç okumak ister, orası ayrı konu" yanıtı verdiğini aktardı.
"MANŞETTE ERDOĞAN VAR!"
Aynı gün Sabah Gazetesi'nin manşetinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aşı kampanyasına destek verdiği açıklamalarının manşet olduğuna vurgu yapan Uluç şöyle devam etti;
"Aşı olmayanlara karşı alınacak önlemleri bizzat açıklıyor, Başkan. Buyurun. 'Aşı olmayana test zorunluluğu getirilecek. Yüz yüze eğitim, seyahatler, toplu kültürel etkinliklerde yeni önlemler alınacak. Öğretmenlere haftada iki kez PCR testi yapılacak. PCR testi üniversitelerde de zorunlu olacak. Aşı ve test yaptırmayan uçağa binemeyecek. Otobüs yolculuğu yapamayacak. Konser, tiyatro ve sinema gibi toplu faaliyetlerde zorunlu PCR testi uygulanacak."
Uluç şunları kaydetti;
"Sadece Başkan mı? Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Yüz yüze eğitimde istenecek ZORUNLU PCR TESTİ ücretsiz yapılacak" diyor.- Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, "Öğretmenlerimizin en az bir doz aşılanma oranının yüzde 80.3 olduğunu" söylüyor.. İki doz aşılanma oranı ise yüzde 69.73. Yani sadece Kocaeli Üniversitesi değil, Türkiye'nin tamamı kışla olmuş da haberimiz yok, öyle mi Melih?"
ALTINOK'TAN CEVAP
Hıncal Uluç'a bugün "Kork kork nereye kadar Hıncal Abi?" başlığını taşıyan yazısı ile cevap veren Altınok ise "Eğer kimi ülkelerde olduğu gibi, okula, işyerine, konsere, sinemaya girerken PCR testi zorunlu tutulursa, benim için hayat bir adım daha kışlaya benzer." dedi.
Bu konuda kişisel görüşünü açıkladığını dile getiren Sabah yazarı şunları yazdı;
"Yalan mı söyleyeyim Hıncal Abi? Böyle düşünüyorum.
Sen aylarca Alkent'ten çıkmasan hayatında hiçbir şey aksamaz.
Ama her gün dışarıya çıkmak zorunda olan, okula giden, mesaiye başlayan, geçimini gündelik sağlayan milyonlar var.
Ve bu çok acayip, yeni, lüks bir durum değil.
İşlevsel olmadıkları bilimsel olarak kanıtlandığı halde devam eden izolasyon prosedürleriyle hayatları zaten zor olan bu insanları düşün lütfen...
Bir de bunun üzerine sağlıklı olduklarını kanıtlamak için haftada iki PCR testi vermeleri falan gerekecek...
Yarın sırada ne var?
"Ne var canım, onlar da benim gibi aşı oluversinler, bitsin gitsin" diyemezsin...
Zira onlar da senin gibi rasyonel bireyler... Beyinleri, iradeleri var. Kendi bedenleri ya da toplum sağlığı için neyin doğru neyin yanlış olduğuna dair en az senin kadar sağlıklı düşünebilirler.
Herkes senin doğru bulduğun bilimsel tezi onaylamak, senin gibi yaşamak zorunda mı?"
KORKU TOPLUMU İTİRAZI
Melih Altınok tezini güçlendirmek için, "küresel ısınma" ve "mülteci göçü" gibi konularda topluma korku empoze edildiği görüşünü paylaşarak şöyle devam etti;
"Virüsten kork, küresel ısınmadan kork, Antarktika'da bulunan yeni bakteriden kork, mülteciden kork, aşısızdan kork, kork Allah kork... Nereye kadar? Ölüm var biliyoruz" diyenlerle azıcık empati yap...
Hem de bırak...
Medyada DSÖ'yle ve resmi kurumlarla, kurullarla, ilaç kartelleriyle uygun adım yürüyen köşe yazarlarının ezici çoğunluğu var. Pandeminin başından beri kamu yayıncılığından anladıklarının kamu spotu olduğunu gösterdiler. Her gün maske-mesafe-temizlikaşı nakaratını elden ele yaymayı gazetecilik sanıyorlar.
"Aynı gün de Sabah'ta" farklı düşünen genç bir meslektaşın, okura sesi kısılan bilim adamlarının, hekimlerinin tezlerini anlatsın.
Kışla mı burası üstat?"