"Pensilvanya sümüklüsünün şakirtleri polislik mesleğini içten içe kemirdi!"

POLİSLİK

Rahmetli büyük usta Nejat UYGUR’UN Cibali Karakolu isimli tiyatro eserinin finalinde senelerce okuduğu şiir belki de polisliği en iyi anlatan cümleleri ihtiva ediyor:
…
Bu öyle bir meslek ki bilmeyen bilmez kardeşim;
Bayram, pazar bilemezsin,
Hasta olsan yatamazsın,
Çocuğun doğsa göremezsin,
Annen ölse gömemezsin,
Ecelinle bile ölemezsin.

Baba Kaymakam makamını oğlu yeni Kaymakam’a devrederken nasihat vererek; oğlum sakın vatandaşın işini bekletme der.

Bir yıl kadar sonra oğlunu ziyarete gelen emekli baba makam masası üzerinde duran evrak yığınını görerek biraz da sitayişle nasihatinin dinlenmemesine söylenir. Oğlunun evrakın içinden çıkamadığını, hangi birime gereğini gördürmeye karar veremediğini anlayınca da ikinci nasihatini verir: ‘’Oğul, içinden çıkamadığın evrakı polise havale et, onlar bir yolunu bulur.’’

Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu polisin var oluş sebebini şu şekilde formüle eder: ‘’Polis, asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur. Halkın ırz, can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatını temin eder. Yardım isteyenlerle yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet eder.’’

Mustafa Kemal Atatürk polisi: ‘’Polis asker kadar disiplinli, hukukçu kadar hukuk adamı, bir anne kadar şefkatli olmalıdır. Polis, kanun adamıdır. Ona her zaman saygı gösterilmeli ve itaat edilmelidir. Polise karışılmaz, vazifesini yaparken serbest bırakılmalıdır. Herkesin polisi kendi vicdanıdır, fakat polis kendi vicdanı olmayanların karşısındadır.’’ Şeklinde tanımlar.

Polis Marşı:

Yurtta sulh cihanda sulh amacımız her işte


Türk, öğün, çalış, güven, bekleyenin var işte


Hudutta ordu bekler, dâhilde biz bekleriz


Biz kanunun rejimin timsali POLİSLERİZ.

Halkın hizmetindedir bizim bütün varlığımız


Doğrulukla incelik ayrılmaz şiarımız


Hudutta ordu bekler, dâhilde biz bekleriz


Biz kanunun rejimin timsali POLİSLERİZ.

Baş başa yaşar bizde, mesuliyet ve şeref


Emri yapmak; vatana hizmet etmek tek hedef


Hudutta ordu bekler, dâhilde biz bekleriz


Biz kanunun rejimin timsali POLİSLERİZ.

Pensilvanya sümüklüsünün şakirtleri polislik mesleğini kırk yıl boyunca içten içe kemirdi. Tüm stratejik ve önemli makamları ele geçirdi. FETÖ mensubu olmayan veya FETÖ’ nün dümen suyuna girmeyenlerin Terörle Mücadele, İstihbarat, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele birimlerinde bırakın çalışmayı kapısından içeriye girmesi dahi yasaktı. Himmet vermeyen iş adamlarına uydurma mali soruşturmalardan tutun da üniversitede okuyan çocuklarını ‘’terörden fişlemeye’’ kadar alçakça uygulamalarla örgütlerine para topladılar. Kimi terör örgütlerine ısmarlama eylem yaptırarak kendi arkadaşlarını şehit ettirdiler. Vali, kaymakam, savcı, hâkim… Önlerine kim çıkarsa itibarsızlaştırma operasyonlarıyla makamlarından ettiler.

Emniyet Teşkilatı 17/25 Aralık 2013 ve 15 Temmuz 2016 tarihlerinden bu yana içindeki at sineklerinden kurtulmaya çalışıyor. Gerek yeni polis alımındaki hassasiyet gerekse de bazı stratejik makamlara yapılan atamalardaki seçimde başlıca kıstas FETÖ. Deniz Kuvvetleri Komutanlığından çıkan ve Silahlı Kuvvetlerde etkin olarak kullanılan FETÖMETRE uygulamasının Emniyet Teşkilatında da uygulanmaya başlaması gerektiği kanaati oldukça yaygın. Saklanma amaçlı diğer cemaat ve tarikatlara geçerek bu yapıların mevcut etkinliği içinde kendini kamufle eden eski hainlerinde gün yüzüne çıkma zamanı geldi.

2013 yılından bu zamana Emniyet Teşkilatı içindeki temizlik gayet güzel gidiyor ancak vücutta kendini beklemeye alan mikrobun uygun ortamı bulduğunda tekrar kansere sebep vereceği de bir gerçektir. 17/25 sürecinden hemen sonra hükümete yaranmak için ortaya çıkan anti FETÖCÜLERİN 15 Temmuz hainliğine en önde dâhil olduklarına şaşırmayan ve üniformalarını giydiklerinden beri Fethullah Gülen ‘e karşı olan bir avuç emniyetçiye bugünlerde: ‘’ onlar dini olan bütün yapılara karşılardı zaten, FETÖ ye karşı olmaları siyasi ve sosyal görüşlerindeki aykırılıktandı, bunlara itibar edilmez’’ dendiği bilgileri geliyor. Öncelikle FETÖ mücadelesinde kimse yokken biz varız diyen bu arkadaşların: İslam Dini’ne, Türk Milleti’ne ve Emniyet Teşkilatı’na olan aidiyetleri dışında bir bağlılıkları olmaması; tu kaka edilecek değil tam tersi her poliste aranacak bir özelliktir. Sayın Cumhurbaşkanımızın başlattığı FETÖ mücadelesinde hiçbir makam ve mevki beklemeden saf tutan bu bir avuç emniyet mensubu halen Devletimizin Başı’na olan inançlarıyla: FETÖ, PKK, DHKP-C gibi terör örgütleriyle ‘’ama’’ demeden mücadeleye devam ediyor. Eskiden kalma aitliklerini yenileriyle değiştirenlerse bu bir avuç serdengeçtiden korktukları kadar kimseden korkmuyor. En ufak bir kırılmada saflarını değiştirecekleri gün gibi aşikar olan bu gündelikçilerin hiçbir lafının samimi olmadığını bilen biliyor ancak bildiğini anlatabilecek makamlar bu bilenler pek verilmiyor. İsim saymak, deşifre etmek kolay. Savaş açmaktan korkanda yok, kimin hangi referansla makamları işgal ettiği biliniyor da şimdi zaman fitne zamanı değil. Hassas bir dönemden geçtiğimiz bu günlerde bu gizli FETÖ artıklarının gün gelip deşifre olup rezil olacaklarını kestirerek doğal yollarla sivil hayata atılarak makamları hak edenlere bırakmaları kendi hayırlarına olacaktır. FETÖ bir terör örgütüdür. 2013 yılından bu yana özüne iniliyor, dış halkalara sıra geldiğinde; davarı ben suya götürmüştüm hırsızlar çaldı diyen çobanın kabiliyetsizliğinin de hesabı sorulacaktır. Hiç kimse vazgeçilemez değildir, mezarlıklar kendini vazgeçilemez sananlarla doludur.

Polisin sağcısı solcusu olmaz. Polisin siyasi görüşü seçim zamanı sandıkta gizlidir. Görevine sosyal yaşantısını ve siyasi görüşünü yansıtamaz. Polislik mesleğinde: Din, Vatan, Millet, Devlet, Bayrak kırmızı çizgidir. Polis halkın her kesimine hizmet sunan seçimlilikle hareket eder, bu benden bu benden değil şeklinde ayrıma gidemez. Polis halkın: Canını, ırzını ve malını canı pahasına korumak için yemin ederek görevine başlar. Devlete ve Millete kastedenlere karşı tunçtan bir kalkan gibi kendini siper eder. Emniyet teşkilatının elindeki gücü arka bahçe mantığıyla devşirerek kendi çıkarlarına alet etmenin ceremesini 17/25 Aralık ve 15 Temmuz süreçlerinde açıkça gördük. Devlette devamlılık esastır. Polisin kanun adamı ve Milletin hizmetinde olmasının önüne koyulacak her engel aynı süreçlerin tekrar yaşanmasına sebep verecektir.

Hacı Murat DİNCER
Terör ve Güvenlik Uzmanı
19.10.2019