'Samsak Döveci' krizi büyüyor! Serkan Çağrı'dan Elif Buse Doğan'a şok tehdit
"Samsak Döveci" şarkısı yüzünden birlikte program yaptığı klarnet sanatçısı Serkan Çağrı ile arası açılan 29 yaşındaki müzisyen Elif Buse Doğan, konuk olduğu Müge ve Gülşen'le 2. Sayfa programında şoke eden açıklamalarda bulundu. Elif Buse Doğan, kendisini vefasızlıkla suçlayan Serkan Çağrı tarafından tehdit edildiğini öne sürdü.
Birlikte düet yaptıkları, "Langıdı Lang Lang" sözleriyle meşhur olan "Samsak Döveci" şarkısı yüzünden arası açılan Serkan Çağrı ile Elif Buse Doğan krizi büyüyor... 'Grup Laçin'in bir dönem üyelerinden olan 45 yaşındaki klarnet virtüözü Serkan Çağrı ilk olarak konu ile ilgili "Buse, grup olarak yaptığımız parçayı, kendine mal etmeye çalıştı. Hakkaniyetli bir davranış olmadı, bana ayıp etti. Kardeşim gibi gördüğüm birinden böyle bir davranışı hiç beklemezdim. Yakıştıramadım" açıklamasında bulunmuştu.
Klarnet sanatçısı bir sonraki açıklamasında ise Elif Buse Doğan için ''Elif 7/24 evimizde olan bir insandır. Geldiğinde 21 yaşındaydı. Biz kendisine eşim de ben de çok büyük emekeler verdik. Elif'i sahiplendik. Bizi şu anda yaralayan tek şey vicdan. Bizi ahde vefasızlığı üzmüştür. Başka hiçbir şey değil. Benim bir şarkıyla, türküyle bu günlere gelmediğimi herkes bilir. Bana karşı yapılan en büyük haksızlık, emeğe ve ailece verdiğim desteğe haksızlıktır. Elif Buse, Nefesten Sese programına geldiğinde kaç kişi tanıyordunuz? Ama şu türküden sonra hepiniz tanıdınız. Tanıdığınız yer neresi, Nefesten Sese programı. Onun ötesinde bir video ile tanıdınız mı? Yolu açık olsun.'' ifadelerini kullanmıştı.
Serkan Çağrı'nın kendisini vefasızlıkla suçladığı 29 yaşındaki genç müzisyen Elif Buse Doğan, bugün tv8'de ekrana gelen 2. Sayfa programına konuk oldu. Elif Doğan programda, Serkan Çağrı'nın kendisini "Sana bu akılları kim veriyor? Hepinizi langıdı yaparım!" şeklinde tehdit ettiğini ileri sürdü.
İşte Elif Buse Doğan'ın '2. Sayfa' programına yaptığı açıklamalarından satır başları...
''BANA HEPİNİZİ 'LANGIDI YAPARIM' DEDİ''
Bu versiyon kendisi yaptıktan sonra çıktı. Ben gerçekten fırsatçı bir insan olsam, bana telefonda söylediğinde ''Bu eseri yapamazsın, etik değil. Sana bu akılları kim veriyor? Hepinizi langıdı yaparım.'' gibi tehditler savurduktan sonra madem bu kadar kırılıyorsun... Ki daha önceden hazırladığım bir eserdi bu. Bunları söyledikten sonra 'birlikte yapalım sorun değil' dedim. Bunu ben kenara attım. Kendisi 1 Nisan'da single çıkarttı, başkalarıyla birlikte. 1 Nisan şakası gibi... Ve bir açıklama yaptı 'Bu başarı Nefesten Sese Orkestrasının ve Serkan Çağrı'nındır' diye. 'Elif Buse Doğan'ın değildir' dedi. 'Sorun yok' dedim ama o singleı çıkarıyorsa ondan sonra çıkardım ben. Zaten çıkarmayı düşünüyordum.
''VEFASIZLIK VE FIRSARÇILIK YAPAN KENDİSİDİR''
Vefasızlık yapan da fırsatçılık yapan da kendisidir. Bana telefonda 'Sana bu akılları kim veriyor?' dedi. Bu bir anonim türküdür, halka mal olmuştur. Herkes okuyabilir. Bu süreçte benim sadece bildiğim Türkiye'den Azerbaycan'a kadar bir sürü kişi single yaptı ve beni etiketliyorlar. Benim şu ana kadar bildiğim 15 kişi single yaptı. Benim sesim de kullanıldı. Genç halk müziği yorumcusu olarak bir eserin tanınmasına katkım oluyorsa bu benim en büyük mutluluğumdur. Ben bu işi misyon olarak da yapıyorum. Beni tanıyanlar bilir. Hayatım müzik eğitimi alarak geçti. Benim müziğe ilgimi ailem gördükten sonra müzik eğitimi aldım. Benim tek programım, tek yaptığım iş bu değil.
''SADECE YOL PARASINA ÇALIŞTIM''
Yaptığımız programın yapımcısı kendisidir. Parayı kazananda kendisi. Ben sadece yol parasına çalıştığım, bu kadar uzun zamandır tanıdığım insanlara vefasızlık yapmamak için bu kadar zaman sustuğum bir programdır. Televizyonda yer almak ve türküleri seslendirmek için çalıştığım bir programdır. Bu programdan önce zaten Aşk İçin isimli program yapıyordum. Beni orada görüp bana davet ettiler. Programda bana yapılan manipülasyonlardan bahsetmeyecektim ama şimdi bahsedeceğim madem bu kadar bel altı vurup onurumu zedeliyor ve ailemi üzüyor... O yüzden söylemek istiyorum.
''EŞİYLE BİRLİKTE ÜZERİME GELDİLER''
13 günde 26 bölüm çekerken benim fiziksel olarak zorlandığım süreçti. Günde 2 program çekiyorduk. Bunların hepsi ekrana yansıdı. Son günlere doğru ben 8-7 kere iğne oldum. Asistanım şahittir. Stüdyoya geldiğimde 'bir gün ara verelim' dedim. Kendisi eşiyle birlikte bana şunu söyledi, 'Biz bu programın yapımcısıyız. Para kaybetmek istemiyoruz. Eğer sen devam edemeyeceksen yerine başka solist bulalım.' Ben yaşça küçük ve kadın olduğum için mi bu kadar üzerime geliyor? Ben başka pozisyonda biri olsaydım benim üzerime bu kadar gelip bu kadar bel altı vurabilir miydi? Bu özel şeyleri neden basın yoluyla anlatmayı tercih etti? Bana bir telefon açması yeterliydi. Eseri kendisinin önerdiğini ve bu şekilde okuduğumuzu ben duyurdum.
''BENİ ÇİLEDEN ÇIKARTMAK İÇİN EŞİYLE SAHTE HESAPLAR AÇTI''
Ben geride durmaya çalıştım ama bu kadar da insanın üzerine gelinmez. Samsak Döveci türküsü her şeyin üstünde. Burada ne Serkan Çağrı ismi ne de Elif Buse Doğan ismi önemli değil. Ben bu eserle var olmadım. Kardeşim ses mühendisi ve bir stüdyomuz var. Ben burada çalışmalarımı yapıyorum. Benim bu olayda şımaracağım bir durum yok. Ben bu işi para için yapmıyorum. Bu bir misyon işi. Sosyal medyada bir aydır sahte hesaplardan yapılan yorumlar ve manipülasyonlar beni yıprattı. Serkan Çağrı ve eşi beni çileden çıkartmak için para karşılığı sahte hesaplar açtı. Bunu yaptıklarını da kendisi kabul etti. Beni konserlere ücretsiz götürdüler. Kendi dostlarının düğününe ücretsiz çıkardılar. Onları kırmamak için hayır diyemedim. Serkan Çağrı'nın söyledikleri ailemi çok yıprattı. Ben bu polemiklerin içine girmedim. Vefasız biri olsaydım ben bu eseri ondan önce çıkartırdım. O çıkardığı için ben de çıkardım. Yoksa benim eser çıkartmak gibi bir düşüncem ve ihtiyacım yoktu.
Programda Serkan Çağrı'nın ''Eski hocaları Elif Buse Doğan için 'ahde vefası yoktur dikkat et' dediler'' iddiasına da yanıt veren Elif Buse Doğan konu ile ilgili şunları söyledi: ''Kimse ona telefon açıp böyle bir şey söylemez. Kendisi hocamızın olduğu bir okula gittiğinde sohbet ederlerken konuşmuşlar. O konu benim dahil olmadığım bir konuydu.''