Seçimde en çok iş kime düşüyor?
24 Haziran şüphesiz sonuçları açısında herkesin merakla beklediği ve sonuçta iktidara kim gelirse gelsin sonuçları açısından, ülkemiz açısında en hayırlısı olmasını dilediğimiz bir seçim.
Ama şüphesiz seçim sonuçlarının belirleneceği 24 haziran saat 18.00'den itibaren de başta Yüksek Seçim Kurulu olmak üzere, oy sayımı yapacak, bunu denetleyip onaylayacak tüm görevlilere çok ama, çok büyük ve önemli bir rol düşüyor.
Öncelikle, bu seçimin kimsenin kafasında soru işareti kalmaması anlamında net ve açık sonuçlanması, ülkede zaten mevcut kutuplaşmanın daha da sertleşmemesi için dağıtım ve resmi onay işleminin çok şeffaf bir şekilde yapılması lazım.
Milletin iradesinin üzerinde bir güç olmadığı hepimizin malumu ama milletin iradesinin tecelli ettiği bugünde endişelerden biri de, oy pusulalarına, milletvekili genel seçimleri anlamında basılacak mühürlerdeki belirsizlik kaynaklı gerginlikler...
Bunu biraz açmak lazım...
O gün şüphesiz Türkiye genelinde vatandaşlar, pusularlarda "yukarıdaki ittifak", "alttaki parti", "aralardaki diğer siyasi partiler" anlamında tercihini kulanacak...
Ama öyle mühürler basılacak ki, bırakın rakip partileri, ittifakın ortağı olan partiler bile "o oy benim, şu oy senin" kavgasına, tartışmasın girecek!
Bu konuda medyada sık sık mühürlerin nasıl basılması gerektiğine dair tanıtımlar yayınlanıyor, bilgiler veriliyor.
Herkes aslında bunları çok dikkatlice izlemeli ve oyunun heba olmaması için mühürü o gün belirtildiği şekilde basmalı.
Ama asıl kargaşa da bu noktada başlıyor... O kadar karışık bir pusula söz konusu ki, ittifaka basılan aynı anda partiye basılan; veya sadece ittifaka ya da sadece ittifaka basılırken başka yerlere basılan mühürler olabilir. Bunlar çok net şekilde kimsenin hakkı kimseye geçmeyecek şekilde tasnif edilmeli.
İnşallah bu konuda yanılırız ama o gün oy tasnifi sırasında "Bu mühür bize daha yakın basılmış, sana daha uzak basılmış ya da bu ortada kalmış, sana olmaz, buna olur veya ikisine de olmaz, ittifaka olur" şeklinde tartışmalar yaşamayız.
Dediğimiz gibi Yüksek Seçim Kurulu'na ve ilgili görevlilerine büyük iş düşüyor bu kadar gerginliğin arasında ümit edelim bir de seçim gecesi sandık başlarında yoruma açık pusulalara kavgası olmaz.
Kimsenin hakkı kimseye geçmez, huzurlu bir seçim Türkiye'ye yakışan bir süreç yaşarız.