Selahattin Bilal kimdir? Elvada Rumeli oyuncusu neden hayatını kaybetti?
Ekranların sevilen oyuncusu Selahattin Bilal hayatını kaybetti.Bir döneme damga vuran Elveda Rumeli dizisiyle milyonların kalbinde taht kuran ünlü oyuncu sevenlerini yasa boğdu. Peki Selahattin Bilal kimdir? Hangi dizilerde oynadı? Neden hayatını kaybetti? Detaylar haberimizde...
Elveda Rumeli dizisi ile herkes tarafından konuşulan Selahattin Bilal yaşamını yitirdi. Birçok projede yer alan Bilal ulusal ve uluslararası festivalden ödüller aldı. Peki Selahattin Bilal kimdir? Hangi dizilerde oynadı? Neden hayatını kaybetti? Merak edilen soruların cevapları detayları ile haberimizde...
"Elveda Rumeli" dizisindeki "Mazhar Paşa" rolüyle tanınan Selahattin Bilal, bir süre önce yakalandığı hastalığa karşı verdiği yaşam mücadelesini kaybetti.
1964 yılından itibaren Makedonya Türk Tiyatrosu'nda görev yapan Bilal, 2007 yılında emekli olmasına rağmen sanat hayatına farklı projelerle devam etti.
Kariyeri boyunca birçok tiyatro, dizi, film ve farklı projelerde rol alan ve yönetmenlik yapan Bilal, çok sayıda ulusal ve uluslararası festivalden ödüller aldı
Selahattin Bilal kimdir?
1964 yılından itibaren Makedonya Türk Tiyatrosu'nda görev yapan Bilal, 2007 yılında emekli olmasına rağmen sanat hayatına farklı projelerle devam etti.
Kariyeri boyunca birçok tiyatro, dizi, film ve farklı projelerde rol alan ve yönetmenlik yapan Bilal, çok sayıda ulusal ve uluslararası festivalden ödüller aldı.
ELVEDA RUMELİ
Elveda Rumeli, 1896-1897-1898-1907 yıllarında geçen ve dramatik bir kurgusu olan öyküyü anlatan dizi filmi.
Dizinin oyuncu kadrosu ve teknik ekibinde Türk ve Makedonlar yer aldı. Dizi, Makedonya'da Manastır dolaylarında çekildi.
Dizinin 3. sezonunda bazı önemli karakterleri canlandıran oyuncular diziden ayrıldı, ayrıca 2. sezonun sonunda dizinin reytinglerinde düşüş olması nedeniyle; dizi 19 Ekim 2009 tarihinde yayınlanan 83. bölümü ile sona erdi.
DİZİ
Dizi ya da dizi film, televizyonda belirli bir periyoda göre, haftada bir ve bazen günde bir parçalar halinde yayınlanan TV filmlerine verilen addır. Haftanın her gün yayınlanan dizilere günlük dizi denir. Haftada 1 gün yayınlanan dizilere ise haftalık dizi denir. Dizinin bir kerede yayınlanan kısmına bölüm adı verilir.
Dizilerin bir yılın sonbahar ya da yaz döneminde başlayan ve gelecek senenin baharında biten bölümlerine ise sezon denmektedir. Dizilerin 30 dakika, 45 dakika, 60 dakika, 90 dakika ve 120 dakika gibi süreleri vardır. Haftalık dizi sezonlarında bölüm sayısı en az 20-40 bölümdür, ancak bazı programların birkaç bölümden oluşan sezonları olabileceği gibi haftalık dizi sezonlarında bölüm sayısı en fazla 60-80 bölümden oluşan sezonları da olabilir. Ama günlük dizi sezonlarında bölüm sayısı en az 200-300 bölümdür. Günlük dizi sezonlarında bölüm sayısı en fazla 500-600 bölümdür. Yılın başından başlayan ve yılın sonuna kadar süren sezonlar da olabilir. 160 bölümlük sezon vardır. Diziler aksiyon, dram, komedi, Gerilim, bilim-kurgu, hiciv ve animasyon gibi türlerden oluşur. Bazı diziler ünlü bir romandan yola çıkılarak yapılır. Televizyon tarihinde ün yapmış ve uzun yayın başarıları ile tanınmış programlar da vardır
FİLM
Film, hareketli resimlerin seri şekilde gösterilmesi ile ortaya çıkan bir yapıttır. Filmler, gerçek insan ve objelerin kamerayla kayıt edilmesiyle veya animasyon teknikleri, özel efektler gibi teknikler ile her iki unsurun yaratılmasıyla ortaya çıkar. Filmlerde bir seri tekil çerçeveler oluşturulur ancak bu çerçeveler ardışık ve hızlıca gösterildiğinde, optik illüzyon oluşur ve bu optik illüzyon izleyicinin, sırayla hızla izlenen ayrı çerçeveler arasındaki sürekli hareketi algılamasına neden olur (Phi fenomeni nedeni ile). Film yapım süreci hem bir sanat hem de bir endüstridir
İki boyutlu imajların hareketli olarak gösterilmesi mekanizmasının varlığı 1860'lı yıllara kadar geri gider. Bu yıllarda zoetrope ve praxinoscope denilen basit optik aygıtların gelişmişi olan aygıtlar kullanılmaktaydı.
Fotoğrafçılıkta hâlâ kullanılan selüloit filmin geliştirilmesiyle nesnelerin gerçek zamanlı hareketini yakalamak mümkün olmuştur. İlk versiyonlarda izleyicinin akış halindeki resimleri görmesi için özel bir aygıtın içine bakması gerekiyordu. 1880'lere kadar olan gelişmelerle kameraların gerçek zamanlı görüntüleri yakalaması filme kayıt etmesi ve perde üzerine yansıtarak tüm bir izleyici kitlesine izletilmesi mümkün olmuştur. "Hareketli resimler" (motion pictures) denilen bu gösterilerde görüntüler üzerinde herhangi bir sinema tekniği kullanılarak oynanamamaktaydı.
İlk öykülü film 1902 yılında Georges Méliès tarafından Le Voyage dans la Lune (Aya Seyahat) adlı filmle gerçekleştirildi. 19. yüzyıla kadar hareketli resimler tamamen görsel bir sanat olmasına karşın ilk sessiz filmlerin kamu tarafından beğenilmişti. 20. yüzyılın başında filmler öyküsel bir yapı geliştirmeye başladı. Kamera hareketleri filmin hikâyesini daha etkili kılacak şekilde uygulanmaya başladı. Filmler sessiz olduğundan seyirciler salon sahipleri filmdeki hikâyenin geçiş şekline göre müzik üretecek bir piyanist veya orkestra kiralamaya başladılar. 1920'lerin başlarında çoğu film için bu amaçla hazır müzik listeleri oluşturuldu.