Selin Şenocak: Gümrük Birliği Anlaşması'yla AB ortak, Türkiye pazar oldu
AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker'in, “Türkiye, Avrupa’dan dev adımlarla uzaklaşıyor. Türkiye ile müzakereler sadece teorik ve şu aşamada zaten müzakere yok” açıklaması, Türkiye’nin AB’ye asla dahil edilmeyeceğinin bir kez daha resmi olarak altını çizmiş oldu.
Konuyu EurasiaDiary'ye değerlendiren siyaset bilimci Doçent Dr. N. Selin Şenocak, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile son dönemde ilişkilerinin sarsıntılı dönemler geçirmesinin en büyük etken olarak Almanya'nın yaptığı açıklamalar ve tehditleri gösterdi.
Merkel'in "Türkiye ile Gümrük Birliği'ni genişletme çalışmalarını şu an için takip etmeyi düşünmüyoruz" mesajını yorumlayan Şenocak şu ifadeleri kullandı;
"28 üye ülkesi olan AB'nin üyelerine danışmadan AB adına böyle bir açıklama yapması pek demokratik değil aksine despotik bir durumdur.
Bunun beraberinde Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yönetimi devam ettiği sürece Türkiye'nin asla Avrupa Birliği üyesi olamayacağını" açıklaması tutarsız bir açıklamadır. Türkiye 54 yıldır AB kapısında bekletilmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin AB üyeliğine engel olarak gösterilmesi bu nedenle kabul edilemez manipülatif bir açıklamadır.
AB ile Gümrük Birliği anlaşması, Avrupa’nın yararına ve Türk ekonomisine önemli ölçüde zarar vermektedir. Gümrük Birliği’ni ilgilendiren konularda Türkiye'nin karar alma mekanizmalarına dahil edilmeyerek alınan kararların kendisine empoze ediliyor olması Türkiye’nin çıkarlarına zarar vermektedir.
Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye Raportörü Kati Piri'nin "AB'nin Türkiye'ye karşı tek kozu ekonomi, Gümrük Birliği önemli" veya Angela Merkel’in Gümrük Birligi’ni havuç ve sopa gibi Türkiye’ye sunulmasi trajikomiktir. "
Türkiye'nin Gümrük Birliği anlaşmasıyla ortak pazara dahil olmadığını vurgulayan Şenocak, "Türkiye’ye sunulan şartlarla AB ortak, Türkiye pazar oldu" açıklamasında bulundu.
Doçent Dr. N. Selin Şenocak sözlerine şöyle devam etti;
"Her ne kadar AB, Türkiye’nin 1 numaralı ihracat ve ithalat partneri olsa da 2016 yılı verilerine göre Türkiye, toplam ihracatının %48’ini, ithalatının ise %39’unu AB ülkelerine yapmaktadır. Bunun nedeni Türkiye’nin yıllarca ticari hedefini hep Avrupa’ya yönlendirmiş olmasıdır. En son yapılan araştırmalarda AB, Gümrük Birliği ile dış ticarette verilen açık son beş yılda 100 milyar dolara yaklaşmış olması Türkiye’nin bu anlaşmayı yeniden değerlendirmesi gerektiğini göstermektedir.
Türkiye AB’ye bağımlılığından kurtulup yeni ticari partnerler bulması ekonomik kalkınması için bir gerekliliktir. AB, Türkiye karşıtı söylemlerine istinaden Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin Avrasya Gümrük Birliği önerisi önemlidir. Türkiye’nin Avrasya Ekonomik Birliği’ne (AEB) üyeligiyle birlikte yeni jeopolitik ve ticari yollar açılmış olacaktır. Türkiye’nin AEB üyeliği Asya, Ortadoğu ve Akdeniz’e uzanan ekonomik işbirliği demektir yani Türkiye’nin üyeliği ile ticari yolların genişlemesi söz konusu olacak. Ticari anlamda baktığımızda ise, AEB ülkeleri dünyada petrol ve doğalgaz üretiminde birinci olması Türkiye için önemli bir ekonomik pazar teşkil etmektedir.
Avrasya Bölgesi Çin'in İpek Yolu projesiyle birleşince 64 ülkeyle ki bunun içinde Rusya ve Türk Cumhuriyetleri ile çok büyük bir işbirliği imkanı teşkil etmektedir. Türkiye'nin bundan sonraki ekonomik potansiyeli Avrasya bölgesi ve hatta Afrika’dadır. Avrupa ile ticari ilişkiler ikili ve çoklu anlaşmalar çerçevesinde yeniden değerlendirilerek Avrupa ile yapılacak ticaretin Türkiye’nin lehinde olacak şekilde « kazan kazan» modeli prensibi üzerine konumlandırılmalıdır."