Şentop: 30 bin 441 emniyet mensubu ihraç edildi...
TBMM Başkanı Şentop, "FETÖ ile mücadele kapsamında, üçte biri de rütbeli düzeyinde, 30 bin 441 emniyet mensubu ihraç edildi. Aynı şekilde, 1866 emniyet mensubu, haklarında süren soruşturmalar sebebiyle görevden uzaklaştırıldı." dedi.
Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Akademisi Başkanlığı Polis Amirleri Eğitimi Merkezi'nde 4. dönem olarak gördükleri eğitimi başarıyla tamamlayarak mezun olmaya hak kazanan 2 bin 659 komiser yardımcısı için Hacı Bayram Veli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Külliyesi Kongre Merkezi'nde tören düzenlendi.
Törende, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, eğitimlerini tamamlayarak göreve başlamayı hak kazanan komiser yardımcılarını başarılarından dolayı tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın programındaki ani bir değişiklik nedeniyle programa katılamadığını, yerine kendisinin katılmasını istediğini aktaran Şentop, Erdoğan'ın selamlarını iletti.
Polis Akademisinin sadece Türkiye'de değil, 76 farklı ülkenin polis teşkilatına mesleki eğitim veren, stratejik öneme sahip bir kurum olduğunun altını çizen Şentop, "Bu güzide çatıdan mezun kardeşlerimiz, şu an Gine'den Afganistan'a, Kıbrıs'tan Suriye ve Somali'ye kadar dünyanın farklı köşelerinde, kimi zaman son derece sıkıntılı şartlar altında ama daima huzura, barışa ve insanlığın yararına vazife ifa ediyor." ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanı Şentop, komiser yardımcılarının zorlu ve yoğun bir eğitim sürecinden geçerek emniyet teşkilatına katılmanın heyecanını yaşadığını dile getirerek, 174 yıllık Türk Polis Teşkilatının yeni bir dinamizm kazanacağını ve çok daha güçleneceğini belirtti.
"ÖRGÜTÜN TEHDİTLERİNE BOYUN EĞMEDİK"
Son 6 yıldır yaşanılan acı tecrübelerin devlete, sivil iradeye ve hukuka bağlılığın önemini bir kez daha hatırlattığını vurgulayan Şentop, "17-25 Aralık emniyet yargı darbe teşebbüsüyle devlet hiyerarşisi dışında örgütlenen paralel yapılanma ilk kez aleni bir şekilde ortaya çıkmış ve ifşa olmuştu. Milli iradenin temsilcisi olan meşru iktidarı, yargı ve polis içinde yuvalanmış örgüt mensupları eliyle devirmeyi amaçlayan bu girişimi, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, kararlı duruşumuz ve milletimizin desteğiyle, hamdolsun boşa çıkarmıştık. Hemen akabinde de Paralel Devlet Yapılanması olarak adlandırdığımız bu örgütle mücadelemize hız verdik." diye konuştu.
Şentop, 17-25 Aralık teşebbüsünün hemen sonrasında paralel ihanet çetesinden arındırılmaya çalışılan kurumlardan ilkinin Polis Akademisi olduğunun altını çizerek, akademinin misyonu ve stratejik önemi itibarıyla 1980'li yıllardan itibaren FETÖ'nün sızma faaliyetlerine maruz kaldığını söyledi.
Örgütün soru hırsızlığından mobinge, terfi sistemlerini istismara kadar her türlü aracı kullanarak, Polis Akademisini kontrol altına aldığını ifade eden Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
"FETÖ'nün akademi üzerindeki tasallutunu kırmak için polis eğitim sistemi reformu gibi birçok adım attık. O dönemde, bu çalışmaları tam istediğimiz seviyede maalesef hayata geçiremedik. Bunun elbette, hem iç hem de dış dinamiklerden kaynaklanan sebepleri vardı. Örgüt, bürokrasi ve medya içindeki uzantılarıyla bu süreci sabote etmek için olağanüstü çaba harcadı. Daha vahim olan ise dönemin siyasetçilerinin bir kısmının, ne yazık ki FETÖ ihanetinin önemini yeterince kavrayamaması oldu."
Şentop, 17-25 Aralık sürecinde demokrasi ve millet iradesini koruma mücadele verdiklerini, FETÖ'ye karşı durmak yerine örgütün iftira siyasetine prim verenlerin çıktığına dikkati çekerek, "FETÖ'nün devletin tüm kurumlarına sızdığı, en mahrem toplantıları dinlediği ve bunları casusluk amacıyla kullandığı apaçık ortadayken, maalesef yapılan ikazlar görmezden gelindi. 17-25 Aralık sürecinde hukuk ve demokrasi örtüsüne gizlenen pek çok saldırıyı göğüslemek zorunda bırakıldık. Ancak örgütün tehditlerine, şantaj ve montaj siyasetine boyun eğmedik. Milletin emanetini, millet ve demokrasi düşmanlarına asla yedirmedik." diye konuştu.
"15 TEMMUZ İHANETİNİN BAŞARIYA ULAŞMASI ENGELLENDİ"
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, 17-25 Aralık girişimi sonrasında alınan tedbirlerin, 15 Temmuz ihanetinin başarıya ulaşmasını engellediğini vurgulayarak, "15 Temmuz öncesinde, özellikle emniyet ve yargı içindeki yuvalan FETÖ'cü unsurları tasfiye etmiş olmasaydık, Allah korusun, darbe teşebbüsü çok farklı bir şekilde neticelenebilirdi. 15 Temmuz gecesi yazılan demokrasi destanında en büyük pay, çağrımız üzerine sokakları, meydanları dolduran aziz milletimizindir. Kadını erkeğiyle, genci yaşlısıyla, polisi ve askeriyle 82 milyonun tamamı, tıpkı bir asır önce İstiklal Harbimizde olduğu gibi canları pahasına iradesine, bayrağına, ezanına, istiklal ve istikbaline sahip çıkmıştır." diye konuştu.
Emniyet teşkilatının darbenin bertaraf edilmesinde kritik bir rol üstlendiğinin altını çizen Şentop, özellikle Ankara Emniyet Müdürlüğü ile Gölbaşı Özel Harekat Başkanlığında yaşananların acı bir şekilde hatırlandığını ifade etti.
Polis teşkilatının milletle omuz omuza FETÖ'cü teröristler tarafından işgal edilen yerleri kısa sürede kurtararak, çok önemli görevler ifa ettiklerini dile getiren Şentop, şöyle devam etti:
"15 Temmuz gecesi şehit düşen 251 vatan evladı arasında 63 polisimizle birlikte 5 de askerimiz bulunuyordu. Gazilik şerefine erişenler arasında da yine 284'ü polis, 42'si asker toplam 326 güvenlik görevlimiz var. Gerek 15 Temmuz gecesi darbeye direnirken, gerekse terörle mücadele tarihimizde şehit olan tüm kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Şimdiye kadar canlarını bu vatan için feda eden şehitlerimizin ruhlarını incitecek, onların geride bıraktıkları emanetlerine karşı bizi mahcup edecek hiçbir adımı atmadık, atmayacağız."
"30 BİN 441 EMNİYET MENSUBU İHRAÇ EDİLDİ"
Teröristlerden döktükleri kanların hesabını içeride ve dışarıda sahada sormanın yanı sıra hukuk önünde de takibinin yapıldığını belirten Şentop, şunları kaydetti:
"FETÖ ile mücadele kapsamında, üçte biri de rütbeli düzeyinde, 30 bin 441 emniyet mensubu ihraç edildi. Aynı şekilde, 1866 emniyet mensubu, haklarında süren soruşturmalar sebebiyle görevden uzaklaştırıldı. Bu süreci işletirken, adaletten, hakkaniyetten, hukuktan da taviz vermedik. Haklarındaki soruşturmalar sonucunda isnat edilen suçlarla ilgili bilgi, belge bulunamayan 10 bin 311 emniyet mensubumuzun tekrar görevlerine iadesini yaptık. Teşkilatın personel ihtiyacını, FETÖ'cülerden temizlenmek suretiyle ortaya çıkan boşluğu da dolduracak şekilde giderecek tedbirleri süratle aldık."
Geçen 5 yıllık dönemde, 14 bin 531 komiser yardımcısı, 90 bin 400 polis memuru, 10 bin 250 bekçinin göreve başladığını bildiren Şentop, bu mücadele döneminin herhangi bir güvenlik zafiyetine sebebiyet verilmeden geride bırakıldığını vurguladı.
"DİYARBAKIR ANNELERİ YENİ DÖNEMİN SEMBOLÜ OLDU"
TBMM Başkanı Şentop, devleti FETÖ'cülerden temizledikçe, terör ve suç örgütlerine karşı yürütülen mücadeleden tarihi sonuçlar elde edilmeye başlandığını belirterek, Türkiye'nin operasyon derinliğinin Suriye'den Irak'a kadar uzadığını vurguladı.
Bölücü terör örgütüne tarihinin en ağır darbelerini indirildiğinin altını çizen Şentop, son 3 yılda, 28'i kırmızı listeden 537 sözde üst düzey teröristin etkisiz hale getirildiğini ifade ederek, terör örgütüne katılım oranlarının da 30 yılın en düşük seviyelerine indirildiğini söyledi.
Şentop, örgütün bölge halkı üzerindeki baskısı ortadan kalktıkça, tepkilerin de daha yüksek sesle ifade edilir olduğunu vurgulayarak, "114 gündür evlatlarına kavuşma umuduyla bekleyen Diyarbakır anneleri, bu yeni dönemin sembolü haline geldiler. Diyarbakır anneleri, terörün acımasız ve vahşi yüzüne ayna tuttular." dedi.
Güvenliğin, ihtiyaç hiyerarşisinde ilk sıralarda yer aldığı ifade eden Şentop, komiser yardımcılarına şöyle seslendi:
"Güvenliğin, sadece polisiye tedbirlerle izah edilemeyecek kadar geniş bir kavram olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunun için her fırsatta güvenliğin toplumsal, hukuki, beşeri ve ekonomik boyutlarına dikkat çekiyoruz. Güvenlik ihtiyacının karşılanmasında, terazinin diğer gözüne muhakkak özgürlüğün de konulması gerektiğini ifade ediyoruz. Özgürlük güvenlik dengesini sağlıklı bir şekilde kurmadan arzu ettiğimiz huzur iklimine kavuşamayız. Biz insanımızı ne kadar yüceltirsek, vatandaşımıza ne kadar güçlü sahip çıkarsak, devletimiz de o derece büyüyecek, gelişecektir. Vatandaşımıza güvenlik hizmetinin ne şekilde sunulduğu, en az hizmetin kendisi kadar önemlidir. Polisin topluma yaklaşımı, devletin vatandaşına yaklaşımının adeta aynası gibidir.
Sizlerden, milletin canına, malına, namusuna kast eden vicdansızlara karşı daima sert ve tavizsiz; insanlarımıza karşı ise her zaman müşfik olmanızı bekliyorum. Vatandaşla münasebetlerimizde saygıyı hiçbir zaman terk etmeyecek, kanunların bize verdiği yetkiyi kullanırken, asla sınırları aşmayacağız."