Şentop'tan Akıncı'ya sert tepki: Bir siyasetçi için en kötü durum
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın açıklamalarına tepki gösteren TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Bir siyasetçi için içine düşülebilecek en kötü durumdur onun durumu" dedi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Tekirdağ'ın Malkara ve Şarköy ilçesinde ziyaretlerde bulundu. Malkara'nın Sağlamtaş Mahallesi'nde vatandaşlarla bir araya gelen Şentop, Şarköy ilçesinde de muhtarlarla buluştu.
Muhtarlar buluşmasında KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın açıklamalarına tepki gösteren Şentop, şunları söyledi:
"İşte KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı gibi, kendisi orada ifade ediyor, aslında. Bu büyük bir tarihi hatadır kendisi açısından. Bir siyasetçi için içine düşülebilecek en kötü durumdur onun durumu. Diyor ki, 'Bir Tayfun Sökmen, asla olmayacağım' diyor. Tayfun Sökmen'i tanırsınız, Tayfun Sökmen kimdir? Biliyorsunuz Lozan Antlaşması sonrasında Hatay Türkiye topraklarına dahil değil o zaman. Hatay, Suriye Fransız sömürgesi, Fransız işgali altında. Hatay da o Fransız işgali altında o zaman. Hatay'la ilgili olarak Tayfun Sökmen öncülüğünde bir istiklal bağımsızlık mücadelesi yürütülüyor, bu mücadeleyi o zaman Türkiye'den destekliyor nihayetinde Hatay, önce bir bağımsız devlet oluyor. Hatay Fransız sömürgesinden çıkıyor sonra da Türkiye'ye katılma kararı alıyor. Tayfun Sökmen bu işin öncüsü, Hatay'ın Türkiye'ye katılmasını sağlayan basiretli bir lider, vatansever bir adam. Ben asla Tayfun Sökmen olmayacağım, diyen bir adamın kendi ülke topraklarıyla ilgili KKTC toprakları ile ilgili, vatanı ile ilgili ve oranın tarihiyle ilgili kafasında hiçbir şey olmaması lazım bunu söyleyebilen bir adamın ve bunu söyleyebilen bir adam aslında Tayfun Sökmen olmaya layık olmayan bir adamdır aynı zamanda onu da ifade etmek lazım."
"'TÜRKİYE'NİN KKTC İLE İLGİLİ TALEBİ, İDDİASI YOK''
Şentop, Türkiye'nin KKTC ile ilgili bir talebi, iddiası olmadığını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin KKTC ile ilgili değerli arkadaşlar, herhangi bir talebi, bir iddiası işte Türkiye'ye dahil olsun falan gibi bir meselesi yok. Böyle bir tez ortaya koymuş değil Türkiye ama tarihi iyi bilmemiz lazım. Niye KKTC var, değil mi KKTC niye var? Tabii gençlerin bunu bilmesi,hatırlayabilmesi mümkün değil. Kıbrıs'ta İngiliz sömürgesi sona erdikten sonra, Rumlarla Türklerin bir arada bulunduğu bir Cumhuriyet kurulmuştu ama Rumlar, adanın tek sahibi olma iddiasında bulundukları için orada Türklere insani şartlar altında yaşamak değil bir canlı olarak yaşama hakkını tanımak istemedikleri için büyük katliamlar yaptılar, yaşattılar 1950'li yıllarda başlayan bu süreçte Türkiye rahmetli Menderes'in ve yine rahmetli Fatin Rüştü Zorlu, Dışişleri Bakanı o zaman onların öncülüğünde Türkiye'ye bir garantörlük hakkı sağlayan bir antlaşma yaptılar Londra'da. İngiltere, Yunanistan ve Türkiye'nin Kıbrıs'taki devletin işleyişinin, sağlıklı işleyişinin garantörü olduğu bir antlaşma imzaladılar ve Türkiye bu antlaşmaya dayanarak uluslar arası hukuktan doğan bir hakkı, 60'lı yıllarda yaşanan katliamlar karşısında tepkilerini ortaya koydu ve bunların sona ermesi için mücadele etti. Nihayet bu katliamlar dayanılmaz hale gelince Kıbrıs'taki Türklerin feryadına artık kulak tıkamak imkansız hale gelince 1974'te biliyorsunuz Türkiye, garantörlük hakkını uluslar arası hukuktan antlaşmalardan doğan hakkını kullanarak adaya çıkartma yaptı ve orada Türklerin hayat haklarını, yaşama haklarını sağlayacak bir alan ortaya koydu. Ondan sonra da Kuzey Kıbrıs Türk Federe Devleti oldu .Niye? Çünkü biz yine adada Türkiye'nin de temsil ettiği ve Kıbrıslı Türklerin merhum Rauf Denktaş'ın önderliğinde temsil ettikleri anlayış adada yaşayan Türklerin hayat hakkını ve insanca yaşama şartlarını muhafaza edecek ve adada yaşayan Türklerle Rumların eşit haklara sahip olduğu birinci sınıf vatandaş olduğu bir sistemin adada kurulmasını hedefleyen bir yol izledi Türkiye. Müzakereler yapıldı, Biliyorsunuz ama bunlardan bir sonuç çıkmayınca KKTC diye müstakil bir devlet ilan edildi. Bundan beri de Kıbrıs'ta yani 1974'ten beri Kıbrıs'ta Türklerin de Rumların da kanı dökülmüyor. Bir sükunet, bir barış adası haline geldi Kıbrıs. Ha siyasi müzakereler, Ekonomik müzakereler olabilir yine orada Türklere hayat hakkı tanımayan, ekonomik imkanlarını Türklerle adanın paylaşmak istemeyen bir anlayış var ayrı mesele. Fakat bu geçmişi Kıbrıs Türk'ünün hayatına kast eden o zamanki anlayışı, siyasi yapıyı yok sayarak bugün ben bir Tayfun Sökmen olmayacağım falan diyen bir adam ancak Tayfun Sökmen olmaya layık olmadığını ispat eden bir adamdır. Bu bakımdan tarih önemlidir, Bu anlattığımız bir hikaye değildir."
TBMM Başkanı Şentop, sözlerini tarih felsefecilerinin sözleriyle bitireceğini ifade ederek, şöyle dedi:
"Bakın, derler ki bazı tarih felsefecileri bitiriyorum sözlerimi, her milletin geçmişi vardır, her ülkenin geçmişi vardır ama her ülkenin tarihi yoktur. O geçmişin, yaşanmışlıkların tarih haline gelebilmesi için o ülkede yaşayan insanların kendilerine ders çıkartabilmesi ve geleceğe dair bir iddia ortaya koyabilmesi gerekir. Eğer bu yoksa geçmişte yaşanan şeyler geçmişte kalır sizin hafızanızda, zihninizde hiçbir şey kalmaz. İşte az önce adını zikretmiş olduğum siyasetçi için öyle bir şey, yaşanmışlar, olmuşlar bitmişler. Şimdi aynı kafayla devam etsen benzer şeyler Allah korusun, belki 10 sene sonra, 20 sene sonra yine orada yaşanacak. Hatırlıyorsunuz o 74 öncesinden buradaki bir görevli albayımızın kendisi görevdeyken evde eşi, hanımı ve çocukları küvete saklanıyorlar. Oradaki Rum teröristler, evi bastıkları zaman orada hepsini, küçücük çocukları o küvetin içerisinde katlediyorlar. O fotoğraf 1974 Harekatı öncesi Kıbrıs'ın tablosunu ortaya koyan bir fotoğraftı. Ama bunları unutan bir insan tarihe sahip değil geçmişe sahip bir insandır sadece. Tarih olabilmesi için geçmişi ve bugünü değerlendirecek ve geleceğe yönelik iddiaları, tezleri ortaya koyabilecek bir muhakeme anlayış gerekiyor."