Serbest bölgelere vergi getirilmesi devasa şirketlere valiz toplatacak

Hükümetin vergi gelirlerini genele yayma çalışmaları sonrasında ortaya çıkan yeni vergi kanalları doğal olarak tepkilere ve ekonomik sonuçlara yol açacak gibi görünüyor.

Borsaya alım-satımlarda belli oranda vergi geleceği konuşmaları, karbon salınımından vergi alınması düşünceleri devletin vergi gelirini artıran seçenekler olarak masada duruyor. Ancak şimdi serbest bölgelere vergi getirilmesi planı şirketlere valizlerini toplatacak gibi görünüyor.

FABRİKALAR RAKİP ÜLKELERE GİDER

SuperHaber’e açıklama yapan serbest bölge üyesi bazı iş insanları, “Vergi getirilmesi durumunda, mevcut fabrikalarını kapatıp, Türkiye’nin rakipleri olan ülkelerdeki serbest bölgelere gidecek bir sürü yabancı şirket var. Doğrudan yatırım yapan bu şirketler, yeni ülkelere rahatlıkla gidecek durumda. Devletin vergi gelirinin artması önemli ama bunu zaten yatırım, istihdam ve ihracat yapan şirketleri kaçırmadan yapmak gerekiyor” dedi.

8 DERNEKTEN ORTAK AÇIKLAMA

Türkiye’de faaliyet gösteren 8 serbest bölgenin işadamları derneği ortak bir açıklama yaparak, bu kararın zarar vereceğini söyledi.

Dönem Başkanlığını Metin Kantarcı’nın yaptığı Serbest Bölgeler Platformu, serbest bölgelere getirilecek verginin büyük sıkıntılar doğuracağını belirtti.

Serbest bölgelerdeki şirketlerin kurumlar vergisi muafiyeti olmasına rağmen yeni vergi getirilmesinin geriye dönük vergi tahakkuk edeceği endişelerini yarattığı vurgulanan Platform’un açıklamasında, şöyle denildi:

“Son dönemlerde basında yer alan bilgilerde istisna hükmü uygulanan alanlarda Asgari Kurumlar Vergisi uygulamasının getirileceği haberlerini görmekteyiz.
Serbest Bölgeler Kanunu Geçici Madde 3 uyarınca, Türkiye’nin Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yılın vergilendirme döneminin sonuna kadar; bu bölgelerde Kurumlar Vergisi istisnası uygulanır hükmü bulunmaktadır. Kanundaki açık hükme istinaden ülkemize yatırım yapan yabancı sermaye ve Türk yatırımcıları güvensizliğe itecek olması ve hukuki süreçlerin yaşanma ihtimali, tahsili beklenen Kurumlar Vergisi tutarından çok daha fazla ekonomik tahribat yaratacaktır.

31 MİLYAR DOLAR TİCARET HACMİ VAR

Türkiye’de Serbest Bölgeler; yılda 31 milyar dolara ulaşan ticaret hacmi, 12,7 milyar doların üzerinde ihracat ve yaklaşık 100 bin kişilik istihdam sağlamaktadır. Serbest bölgelerdeki tüm altyapı ve üstyapı yatırımları özel sektör tarafından yapılmaktadır. Bir kişiye iş yaratmanın ortalama maliyetinin 100.000 dolar olduğu varsayımıyla, yaratılan istihdam için gereken 10 Milyar dolarlık yatırım özel sektör tarafından karşılanmıştır.

Serbest bölgeler, ülkemizin doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına en hızlı şekilde ulaştığı bölgelerdir. Şöyle ki, sadece Ege Serbest Bölgesinde yer alan toplam yatırımların % 80’den fazlası doğrudan yabancı sermaye yatırımlarıdır.

2004 yılından günümüze kadar yapılan kanun değişiklikleri ile Serbest Bölgelerde vergi teşvikleri sadece üretici ve ihracatçı firmalar için uygulanmaktadır.

Ülkemizin kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı istihdam sorunu ile devam eden yoğun mücadelesi düşünüldüğünde, Serbest Bölgelerdeki % 100 kayıtlı ekonomi ve istihdam verilerinin önemini kamu raporlarında da görmek mümkündür.

Serbest Bölgelerimizin ekonomiye katkılarını özetle şöyle ifade edebiliriz; Ülkemizde genel ihracatın kg başına değeri 1,57 dolar iken, bu oran Serbest Bölgelerde kg başına 8,66 dolardır.
Cari açık oranı dikkate alındığı, cari pozitifi 2 kat ile Serbest Bölgeler gerçekleştirmektedir.

2023 yılında Serbest Bölgelerden yapılan ihracat, ülkemizdeki 58 ilin toplam ihracatından fazla gerçekleşmiştir. Tek başına Serbest Bölgeler il olarak değerlendirildiğinde ülkemizin 5. İhracat ili konumuna sahiptir.

Serbest Bölge firmalarının tamamı yurtdışından bölgeye getirilen mallar için binde 1, Serbest Bölgeden Türkiye’ye yapılan satışlarda ise binde 9 Özel Fon ödemektedirler. 2023 yılında Hazine yararına ödenen bu fon toplamı 50 milyon doları bulmuştur. Kurumlar Vergisi ödeyen firmalar bölgelerde fondan muaftır, olası bir kurumlar vergisi düzenlemesinde Hazinemiz 50 milyon Dolarlık fonu tahsil edemeyecektir.

Kayıt dışı istihdamın olmadığı serbest bölgelerde 100 bin kişilik direkt istihdam ile kamuya aktarılan SGK primleri ve % 85 ihracat barajını gerçekleştiremeyen firmaların ödediği Gelir Vergisi önemli seviyededir.

Arazisi Hazine’ye ait serbest bölgelerde, Yap İşlet Devret modeli uygulanmakta olup, arazi ve Hazine’ye intikal etmiş üstyapılar için firmalar tarafından arazi ve kapalı alan kirası ödenmektedir. Firmalar tarafından inşa edilen üstyapılar faaliyet konularına göre 30 ila 45 yıl sonunda Hazineye intikal etmektedir.

Uzay, Havacılık, otomotiv, yazılım, Rüzgar Türbini ve birçok yüksek teknoloji ürün üretimi Serbest Bölgelerde gerçekleştirilmekte ve ülkemize teknoloji girişi sağlanmaktadır.
Serbest Bölgelerde dövizle işlem yapıldığı için, ülkemize yüksek döviz girişi sağlanmakta, üreticiler ve yatırımcılar için uzun yıllar sürdürülebilir bir iyileştirilmiş yatırım ortamı fırsatı sağlanmaktadır.

YATIRIMCI VERGİ AVANTAJI NEDENİYLE GELİYOR

Türkiye Cumhuriyeti’ndeki Serbest Bölgelerde bulunan şirketlerin; Serbest Bölgeler Kanunundaki amaca ve kapsama uygun şekilde ticari faaliyetlerini gerçekleştirme gayesiyle hareket ettikleri ve Serbest Bölgeler Mevzuatı ile paralel şekilde düzenlenmiş Vergi Mevzuatı ve diğer ilgili mevzuatı dikkate alarak Serbest Bölgeler’de yatırım yapmayı tercih ettikleri açıktır. İdarenin iş ve işlemlerinde kanuna dayanması, ölçülü olması, bireylerin kazanılmış haklarını göz ardı etmeden hukuki düzenlemeler yapması kanunilik ilkesinin gereğidir.
Hukukun genel ilkelerinden olduğu kabul edilen “kazanılmış haklara saygı ilkesi”, Avrupa Topluluğu Adalet Divanı kararlarında; “sübjektif hukuksal durumların değişmezliği” ve “geriye yürümezlik” ilkeleri ile birlikte kullanılmaktadır. AB ülkelerinde kazanılmış hak kavramının daha geniş yorumlandığı görülmekte ve “haklı beklenti” sayılan hallerin varlığı da kimi durumlarda kabul edilmektedir. Haklı beklenti, idarenin ister bir taahhüt, isterse uzun süren bir uygulamasına güvenerek olsun, bireylerin bir çıkarları ya da lehlerine olan bir sonuca ulaşabileceklerini ya da edinebileceklerini ümit etmelerini ifade eder.

Hukukun genel İlkelerinden olan, hukuksal güven ve düzen ilkeleri ile yasa ve idari işlemlerin kural olarak geriye yürümezliği ilkesi ve bu ilkelerle doğrudan bağlantılı olan kazanılmış haklara saygı ilkesi hukuk devletinin temel unsurları arasında yer almaktadır.

Mülkiyet hakkına getirilen sınırlamanın hukukiliğinin tespitinde yukarıda yer verilen açıklamalar önemli olmakla birlikte, bu açıklamalara ek olarak belirtmeliyiz ki; vergilendirme yoluyla mülkiyet hakkına getirilen sınırlama, Anayasa m. 13’de yer verildiği üzere, Anayasanın sözüne ve ruhunu aykırı olmamalıdır. Anayasamızın 2. Maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir hukuk devleti olduğu belirtilmiştir. “Hukuki güvenlik” ilkesi, hukuk devleti olmanın bir gereği olarak karşımıza çıkmaktadır. “Hukuki güvenlik” ilkesi, hukuki belirliliğin ve öngörülebilirliğin sağlanması ve buna bağlı olarak vatandaşların sosyal ve iktisadi alanda hak ve yükümlülüklerine yönelik kuralların neler olduğu hususunda bilgiye sahip olmasını, yasal düzenlemelerle varlığı sabit olan hak ve yükümlülüklerinin güvence altına alınmasını ve idarenin bu hak ve yükümlülüklere yönelik keyfi bir şekilde müdahalede bulunulmayacağına dair Devlete duyduğu güveni ifade etmektedir.

Hukuki güvenlik ilkesinin olmazsa olmazı olan belirlilik ilkesi, verginin miktarı, tarhı, tahsili ile ilgili düzenlemelerin önceden belli olmasını ifade eder. Diğer bir ifadeyle belirlilik ilkesi kanun veya diğer düzenleyici işlemlerin içeriklerinin açık ve anlaşılır şekilde belli olmasını sağlayarak hukuk güvenliğini sağlamaktadır.

Olası ek mali yükümlülük belirli olmadığı gibi, bu durumun bireyler tarafından sonradan öngörülmesi de beklenmeyecektir. Mevcut kural ve hükümler dâhilinde kendisi için en avantajlı kararı almak isteyen bireylere, daha sonra hukuk düzeni tarafından beklenmeyen ve öngörülmeyen sorumluluk yüklenilmesi hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayacaktır.

SONUÇ:

Yukarıdaki tüm bilgi ve değerlendirmeler ışığında;
Serbest Bölgelerde faaliyet gösteren firmalara Serbest Bölgeler Kanunu, Yönetmeliği kapsamında yapılan sözleşmeler ile 20-30-45 yıllık faaliyet ruhsatları verilmiştir. Her şeyden önce bölgelerde yatırım yapanlara başlangıçta hangi vergi politikaları uygulanmış ise o koşulların ruhsat süreleri sonuna kadar devamı sağlanmalıdır.

1. Orta Vadeli Plan’da işaret edilen büyüme hedefleri için oldukça önem taşıyan Serbest Bölgelerde yapılacak olası vergi düzenlemesinin Orta Vadeli Plan’ın doğasına aykırı olacağı ve yatırım ortamına güveni ciddi şekilde olumsuz etkileyeceği, Kur dengesi ve global ekonomik sıkıntıları olduğu dönemde ihracatçının olumsuz etkileneceği,

2. Serbest Bölgelerde ticari faaliyetlerini sürdüren işletmelere olası vergi uygulamasının Serbest Bölgelerin kuruluş amacına uygun düşmeyeceği,

3. Olası yasal düzenlemelerin, mükellefler aleyhine “geriye doğru yürütülerek” hukuka aykırı bir şekilde vergi yükü oluşturabileceği,

4. Yapılan yasal düzenlemenin, tüm mükellefleri kapsamaması nedeniyle, “eşitlik ve adalet ilkelerine” uygunluk göstermeyeceği,

5. Vergi kanunları ile yürürlükte olan istisna ve indirim düzenlemelerinin aksi yönde yapılan bir düzenleme ile ek vergi yükü getirilmesinin, aynı konuda farklı düzenleme yapılması sonucunu doğurduğundan hukuk dışı bir uygulamaya yol açabileceği,

6. Olası kanun düzenlemesinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının 2, 10, 13, 35 ve 73. Maddelerine uygunluk bakımından değerlendirilmesi gerektiği, görüş ve kanaati bilgilerinize saygılarımızla sunarız.”

Metin KANTARCI

Platform Dönem Başkanı ve KASBİAD Başkanı

ASBİAD-Antalya Serbest Bölgesi İş Adamları Derneği

BUSBİAD-Bursa Serbest Bölgesi İş Adamları Derneği

ESBİAD-Ege Serbest Bölgesi İş Adamları Derneği
İESBD-İstanbul Endüstri ve Ticaret Serbest Bölgesi

KASBİAD-Kayseri Serbest Bölgesi İş Adamları Derneği

KOSTBİR-Kocaeli Serbest Bölgesi Tersaneler Birliği Derneği

MESBAK-Mersin Serbest Bölgesi Kullanıcılar Derneği

YUSİD-Adana Yumurtalık Serbest Bölgesi Sanayici ve İş İnsanları Derneği

Serbest bölgelere vergi getirilmesi devasa şirketlere valiz toplatacak ile ilgili etiketler vergi
GÜNÜN VİDEOSU

500 bin İsrail vatandaşı harekete geçti: Binyamin Netanyahu'ya yol gözüktü!

İsrail'in başkenti Tel Aviv'de 500 bin İsrail vatandaşı 6 esirin ölümünün ardından, Başbakan Binyamin Netanyahu ve hükümetine Gazze'de ateşkes sağlanmasını öngören teklife imza atmaları için çağrı yaptı.