Ergün Diler'in ardından Serdar Turgut ile Ahmet Tezcan da sansüre takıldı!
Takvim Genel Yayın Yönetmeni Ergün Diler, Soros ile Facebook'un ilişkisini deşifre edince hesabı kapatılmıştı. Facebook'un ülkesini seven, oyunun farkında olan gazetecilere karşı sansürüne bu kez de Serdar Turgut ile onun yazısını paylaşmak isteyen Ahmet Tezcan takıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte Güney Amerika turuna katılan Takvim Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ergün Diler, cumartesi günü bir video ile Facebook hesabının kapatıldığını duyurmuştu.
Ergün Diler'in sansüre uğramasının sebebi ise Facebook ile başta Gezi kalkışması olmak üzere hemen hemen tüm toplumsal olayların arkasından çıkan George Soros arasındaki sahte kavgayı deşifre etmesiydi.
Facebook'un anlaşılmaz sansürlerine iki Türk gazeteci daha takıldı.
Habertürk yazarı Serdar Turgut'un "'G-20 zirvesinin en prestijli ülkesi’" başlıklı yazısı "Facebook’taki diğer insanların kötü amaçlı olduğu yönünde şikayet ettiği içerikler içerdiği için gönderilemedi." ifadesi ile engellendi.
Türkiye ve değerlerine yönelik saldırılarda benzer hassasiyeti göstermeyen Facebook kim oldukları bile belli olmayan bazı hesaplardan gelen şikayet üzerine Türkiye'nin önemli bir gazetecisine, yazarına sansür uyguladı.
Ancak Facebook bununla da yetinmedi. Sadece vatan hainlerini rahatsız edebilecek bu yazıyı paylaşmak isteyen gazeteci yazar Ahmet Tezcan'a da benzer şekilde sansür uyguladı.
Tezcan, bu sansürü Twitter hesabından yayınladığı "Habertürk yazarı @serdargut'un yazıları Facebook'ta sansürleniyor. Bu engellemeyi duyuran bugünkü yazısını Facebook'ta paylaşayım dedim, onu da engellediler. "Topluluk standartları dışında bir yazı olduğu için paylaşımı başkası göremezmiş. Modern Barbarlığın yeni yüzü böyle..." mesajla duyurdu.
İşte Serdar Turgut'un sansüre uğrayan yazısı...
G-20 ZİRVESİNİN EN PRESTİJLİ ÜLKESİ
Türkiye’ye döviz kurları üzerinden dış güçler ve içerideki işbirlikçileriyle kurulan komplo ülkemizi G-20 grubundan, global etkinlikten dışlamak için yapılmıştı.
Ancak vatanseverlik ortak paydasında buluşan Türk milletinin gücünü arkasına alan Başkan Erdoğan bu saldırıyı püskürttü.
Sadece püskürtmekle kalmadı son birkaç gündür Arjantin’de gördüğümüz gibi Türkiye komplo ile dışlanmaya çalışıldığı G-20 zirvesinin en prestijli, en düzgün duruş sergileyen ülkesi olarak da görüldü.
Aslında bu toplantı çok kırılgan bir global düzen koşulları altında başladı.
Diplomatik incelikler hiç bir zaman elden bırakılmadı ama hemen her ülkenin birbiriyle kırılma noktasına hızla yaklaşmakta olan sorunları vardı.
Bu toplantının, makul düşünceleri otaya koyacak, sorunları sakin tartışma yörüngesine kaydıracak bir akil oyuncuya ihtiyacı vardı.
Toplantı bittikten sonra görüldü ki bunu Başkan Erdoğan gerçekleştirmiş.
Başkan Erdoğan katıldığı, ana konuşmacı olduğu her büyük oturumda ve yaptığı her ikili görüşmede makul olanın ve çözümler üretici yaklaşımları sergilemiş ve bir çok konuda konuşmaların önünün açılmasına yardımcı olmuş.
SERT DURUŞ GEREKTİĞİNDE BİLE
Türkiye’nin en tavizsiz olduğu Fırat’ın doğusu ve Doğu Akdeniz konularında bile Başkan Erdoğan makul ve adil çözüm yollarının aranması yollarını açık tutmuş.
Hangi konuyu alırsanız alın global ticaret, mülteci sorunları sürdürülebilir adil kalkınma, Kaşıkçı olayı, terörle mücadele hangi konu gündemde olursa olsun elinde çok iyi dosyalar bulunan ve konulara çok hazırlanmış olan Başkan Erdoğan zirvenin akil lideri konumunda olmuş.
Ulusal güvenliğimiz açısından biraz sert çıkılması gereken konularda bile Başkan Erdoğan tavrını uluslararası diplomasiyi ve hukuku göz ardı etmeden hep makul ve bilge tavırla anlatmış.
Washington’dan uzun zamandır bu kadar coşkulu ve mutlu bir yazı yazamıyordum. Bugün bunu yapmak imkanını bana verdiği için, bu zirve için çok emek vermiş ve yorulmuş olan Başkan Erdoğan ve adamlarına çok çok müteşekkirim.
Şimdi doğal olarak sen bu yazıyı milliyetçi duygularla yazıyorsun değerlendirmen de objektif değil diye düşünenleriniz olacaktır.
Evet bu duygularım da var, evet vatan sevgisiyle de yazıyorum bunları ama bir de şu da var;
Washington’da Türkiye’nin önemini bilen ve Türkiye ile Amerika’nın ilişkisinin iyi olmasını isteyen ve bunun Amerika’nın ulusal güvenliği açısından gerekli olduğunu söyleyen insanlar da var. Bunların çoğu yıllardır Türkiye’yi takip ediyorlar. Çoğunu yaklaşık 30 yıldır tanırım.
Açıkça söyleyeyim ABD çıkarları gerektiğinde Türkiye aleyhine tavırlar alanları da olmuştur aralarında.
Ama onlar bile G-20 toplantısı hakkında değerlendirme yaparken Türkiye hakkında bu yazıda yazdığım gibi konuşuyorlar.
AHMET TEZCAN PAYLAŞTI O DA SANSÜRLENDİ
Serdar Turgut'un Facebook sansürünü dile getirdiği ve Ahmet Tezcan'ın paylaşması da engellenen "Vatan hainleri" başlıklı makalesi...
VATAN HAİNLERİ
G-20 zirvesinden sonra bir değerlendirme yapmış ve Amerikan kaynaklarıyla da konuştuktan sonra 'G-20 zirvesinin en prestijli ülkesi’ başlıklı yazıyı yazmıştım.
Gelişmekte olan sıcak bir haber ile ilgili olduğu için yazıyı pazar günü içinde hızlı girdik.
Zirvenin en düzgün duran en prestijli ülkesi olarak Türkiye’nin çıktığını anlattığım bu yazı çok paylaşıldı, çok okunmaya başladı.
Aramızdaki 8 saat farkının avantajını da kullanarak Türkiye’de pazartesi sabah 08.00 olunca yazıyı sosyal medyadan yeniden paylaşmak istedim. Facebook’tan bu işlemi yapmaya çalıştığımda ekrana şu uyarı geldi. ‘UYARI; Bu mesajda engellenmiş içerik var: Bu mesaj, Facebook’taki diğer insanların kötü amaçlı olduğu yönünde şikayet ettiği içerikler içerdiği için gönderilemedi.’
Kendi ülkesi hakkında güzel şeyler söylediği bir yazı ülkesindeki diğer bazı insanlar tarafından nasıl kötü amaçlı görülüp, şikayet edilip engellenmek isteniyor insan bunu anlamakta zorlanıyor.
Ne tür insan ülkesinin düzgün durduğunu ve bunun diğer ülkeler tarafından takdirle karşılandığının anlatıldığı bir yazıdan rahatsız olabilir ki değil mi! İlginç bir ruh hali ve son derce de hastalıklı.
Bu tavırdaki insanlardan tiksinmemek imkansız.
Bunları kendi bir meselem olduğu için yazmıyorum. Vatan hainlerinin gayretiyle yazı o mecrada diyelim ki 150 yerine 100 okunsun. Ne fark eder ki; başka mecralardan paylaşımlar sürdü onu engelleyemediler.
TİKSİNİYORUM BU TAVIRDAN
Bunu ne tür kafanın yaptığını biliyorum bu yüzden içimdeki tiksinme duygusu daha da artıyor.
Bunu yapanlar gözleri Erdoğan nefreti ile kararmış insanlar.
Sorsanız kendilerini yurtsever, Atatürkçü filan diye anlatırlar. Aslında varlıkları hem yurtseverlik kavramına hem de Atatürk’ün anısına bir hakaret.
Bu ülkede huzurun bir türlü yakalanamamasının bir numaralı sebebi de onlar.
Atatürk ilkelerine bağlı eski bir sosyalist olarak benim Başkan Erdoğan’ın liderliğini övmem çıldırtıyor bunları.
Hayatlarını bu kin ve nefret üzerine kurmuşlar. Bunun ülkemize ne kadar zarar verdiğinin ya farkında değiller ya da bunu umursamıyorlar. Umursamıyorlarsa da başlıkta dediğim gibi vatan haini bunlar.
Bazı insanlar istemiyor diye duygularımı, fikirlerimi baskı altına almayacağım tabii ki.
Ben bu ülkenin en büyük sorunlarından bir tanesinin vatanseverlik ortak paydasında gündelik siyasi kavgaları bir kenara bırakıp bir araya gelemememiz olduğunu düşünüyorum.
Bana ayrılmış olan yazı alanlarında ve hayatımda bu ortak paydaya çapa atıp ondan hiç uzaklaşmamaya çalışıyorum.
Kendi hayat çapalarını nefrete bağlamış bu insanlar ne yaparlarsa yapsınlar ama onlardan bu ülkeye hayır yok bu kesin.