Sergen Yalçın Beşiktaş'ın başına geçince Rıza Çalımbay yıkıldı!
Gazeteci Hıncal Uluç, Sabah Gazetesi'ndeki köşe yazısında Rıza Çalımbay'ın Sergen Yalçın'ın teknik direktör olmasından olumsuz etkilendiğini yazdı.
Gazeteci Hıncal Uluç, Sabah Gazetesi'ndeki köşe yazısında Rıza Çalımbay'ın Sergen Yalçın'ın teknik direktör olmasından olumsuz etkilendiğini yazdı.
Aklına İstanbul'u koyan futbolcudan...
90'lı yıllarda unutamadığım bir Gaziantep gezisi yapmıştım. Şehrin her köşesine imza atan ender Belediye Başkanları'ndandı Celal Doğan dost.. Ağırlamış ve gezdirmişti beni.. Dönüşte uzun uzun yazmıştım, çocukken bıraktığım Antep'le şimdi Güneydoğu'nun Paris'i olan kentin farkını..
En uzun anlattığım da, Celal Başkan'ın Antep'te kurduğu futbol alt yapısıydı. Üç kulüp vardı Antep'te.. Biri birinci, biri ikinci, biri üçüncü ligde..
"Bunlar Antep'in futbol yapısı" demişti. Her ligde üstü besleyecek bir takımımız var. Gaziantepspor'un geleceği, kendi alt yapısı ile garantide.."
Sonra yarım günümüzü ayırdık, bu üç ligdeki üç takımın tesislerini gezmek için..
İnanın İstanbul'un büyük kulüplerinde olmayan tesislerdi onlar.. A'dan Z'ye müthiş üç ayrı tesis..
Gaziantep çok çok iyi futbolcular yetiştirmeye başladı o hazineden.. Ama adı duyulan gidiyordu.. Kapıyordu İstanbul anında..
2000'li yılların başıydı. Gaziantep'in en müthiş futbolcusu, 7 yıldır kulübün alt yapısından başlayarak A takımına gelen milli İbrahim Toraman için Üç Büyükler kapışması başladı.. Celal Başkan'dan gene ses çıkmıyordu.
Bir gün Nişantaşı'nda rastladım ona. Sarıldık. Kucaklaştık.. O vatandaş kaldırımda rahat yürüsün(!) diye, Şişli Belediyesi'nin harika(!) başkanının yıktırdığı bulvar kafelerinden birinde oturduk..
Lafı hemen Toraman'a getirdim..
"Başkan" dedim.. "Hiç abartmıyorum. Antep'te ben, Milan'ın, Liverpool'unkilere denk, hatta fazlası üç tesis gördüm. Antep'i bir futbolcu fabrikası yapacak tesisler.. Yapıyor da.. Ama sen durmadan satıyorsun. Niye elinde tutup, şampiyonluğa yarışan, hatta olan bir Antep peşinde değilsin?."
"Bak Hıncal" dedi bana, hiç unutmam.. "Aklına İstanbul'u koyan adamdan artık sana hayır gelmez. Para ederken satacaksın.. Hiç değilse kulübe gelir sağlayacaksın.. Satmazsan, kerhen oynar, dökülür. Bir daha para da etmez.."
Nerdeyse 20 yıl sonra bu konuşmayı, tesadüfe bakın, bir Gaziantep maçı izlerken hatırladım, kelimesi kelimesine..
İlk yarıyı müthiş futbol, müthiş maçlar, müthiş sonuçlarla lider bitirmiş Sivas, ara transferin gözdesiydi. Bu müthiş takımın milli takıma verdiği üç müthiş adam, Hakan Mert, Hakan ve Emre Kılınç'a üç büyükler talip olmuştu. Üçünde de yerleri hazırdı.
Ama Sivas Başkanı "Vermem" dedi.. Vermedi ve ikinci yarı başladı..
İlk hafta Sivas İstanbul'da Beşiktaş'la oynadı ve Abdullah Avcı'nın altın tepside ikram ettiği 3 puanı güç bela aldı..
İkinci hafta kendi sahalarında, kendi coşkulu seyircileri önünde Rize'den nerdeyse 4 yiyecekken, uzatma dakikalarının son saniyesinde buldukları golle berabere kalabildiler.. Üçüncü haftada, pazar günü, Gaziantep önünde tarihi bir hezimete uğradılar. Hem futbol hem skor olarak perişan oldular. Ezildiler, dağıldılar ve "5" yediler..
Üç maçı da izledim.. İstanbul'un istediği, ama Sivas Başkanı'nın satmadığı Mert Hakan (Kazanılan maçta cezalıydı, yoktu.), Hakan ve Emre izlediğim en kötü futbollarını oynadılar.
Takım oyununu unutmuş gibiydiler. Üçü de egoisttiler. Ama kötü egoisttiler. Dökülen egoistler..
Hayır.. "Sivas'ı sattılar" demiyorum. Öyle bir pislik, çirkinlik yok.. Ama belli kafalarında artık Sivas yok.. O zaman, hayır yok, işte.
Celal Doğan haklı..
Sevgili Kemal Belgin'in Sivas zirvelerde gezerken koyduğu bir teşhis vardı, 90a programımızda.. "Rıza Hoca, 17, 18 hafta iyi gider, 19, 20'lerden itibaren düşmeye başlar" demişti.. Aynen öyle oldu..
Aslında, üniversitelerin spor bölümleri için harika bir araştırma konusu, mesela master tezi olur bu..
Acaba, Rıza Hoca, gerçekten iyi başlıyor da sonunu getiremiyor mu?. Getiremiyorsa neden?.
Ya da Celal Doğan Başkan'ın dediği gibi, aklına İstanbul düşenlerden, Anadolu'ya artık hayır gelmiyor mu?.
Son bir not.. O da benim aklıma düştü..
Abdullah Avcı iflas ederken, Beşiktaş'ta Sergen Yalçın sesleri yükseldi.. Harika Sivas'ın Hocası, Beşiktaş'ın Atom Karıncası Rıza Çalımbay'ın değil, Sergen'in..
Rıza Hoca, 5 yerken, Beşiktaş'ın başında Sergen vardı.
"Acaba" diyorum, "Rıza hocanın da aklına İstanbul, aklına Beşiktaş mı düşmüştü de, olmayınca yıkılmıştı?.
HINCAL ULUÇ