Sinan Oğan ile görüşme olacak mı? Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'dan dikkat çeken yorum!

14 Mayıs'ta Türkiye sandık başına gitti ve son kararını verdi. Cumhur İttifakı 322 vekille Meclis'te ezici bir üstünlük sağladı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan en yakın rakibi Kemal Kılıçdaroğlu'na 2,5 milyon fark attı. YSK seçimleri 2. tura kaldığını açıkladı.

Peki bundan sonra ne olacak? Deprem bölgesindeki desteği nasıl yorumluyor? Anketler neden bu kadar yanıldı? 7'li koalisyon neden kaybetti? Vekiller yemin edince bakanlıkları düşer. Kabine bu durumda bakansız mı kalacak sistem ne diyor? Özellikle beklenen oy gelmeyen yerlere ziyaret? Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, A Haber Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün sorularını yanıtladı. İkinci turun daha kolay geçeceğinin altını çizen Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Oy farkının kapanacağını düşünmüyorum" dedi. Sinan Oğan'ın devletin bekasını bildiğini söyleyen Kalın, "Kendi tercihlerine karar verecekler" sözlerini kullandı.

İbrahim Kalın'ın öne çıkan sözleri:

Öncelikle 2. tur bizim için çok daha kolay olacak. Arada 5 puan ve 2,5 milyon fark var. Baştan söylemek gerekirse 2. tur bizim için daha kolay olacak. Oy farkı çok açık şekilde ortada; 5 puan fark, 2,5 milyon oy farkı var. Bunun kapanma ihtimali yok gibi… Biz kendi oyları koruduğumuz gibi bunun üzerine Cumhurbaşkanımız yenilerini ekleyecek. Güven ve istikrar ortamının devam etmesi noktasında Türk milletinin kahir ekseriyeti yüzde 49,5'u Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a oy verdi. Türkiye Yüzyılı perspektifi çerçevesinde bunu devam ettirecektir. Tabi ki Sinan Oğan'ın aldığı oyların nereye gideceği tartışması sürüyor, biz de bunu takip ediyoruz. Orada farklı bir sosyoloji var. Yüzde 5,17 olan kitle o ya bu tarağa gider demek yanlış olur. Tabi ki o kitle de bir çerçevede değerlendirmede bulunacak.

Sinan Oğan istişarelerde bulunacaklarını söyledi, bu çok doğal ama net bir şeyi ortaya koydu. Terörle mesafe mesajı verdi. Yani bütün bu hususları dikkate aldığımız zaman 2. turun daha rahat olacağını düşünüyoruz ama hiçbir şekilde rehavete kapılmadan çalışmaya devam edeceğiz. Hala kritik bir sürecin içerisindeyiz.

Millet İttifakı'nın vaatleri ittifak yaptığı çevreler, bir takım verilen sözler ve ileriye dönük öngörüler açıkça ortaya koydu. 21 yıllık bir iktidar ekonomik sıkıntılar, deprem ve bütün bunlara rağmen ya da bunların üzerinde Cumhurbaşkanımızın 27 milyondan fazla oy alması siyasi tarihimizde bir iz bırakacak. Çok önemli bir dönemeçti, bizim açımızdan 2. turun rahat geçeceğine inanıyoruz. Tabi ama çalışmalarımız devam edecek. Hem seçim gecesi hem de dün Millet İttifakı'nın bütün olarak sözcüsü ya da temsilcisi sıfatıyla ekranlara çıkan bu tiyatral kurgularla oyları lehlerine çevireceklerini düşünüyorlarsa büyük bir yanılgı içindeler ama açıklamalarından bir öfke tavrını görüyorum. Ekranlarda bağırmakla olmuyor, varsa imkanınız seçmeninizi ikna edeceksiniz..

SEÇİM GECESİ MİLLET İTTİFAKI'NIN MANİPÜLASYONLARI

Oldubittiye getirmeye çalıştılar.

"DEPREMZEDELERE HAKARET KABUL EDİLEMEZ"

Cumhurbaşkanımızı tercih eden vatandaşı tahkir etmek doğru değil. Bu tablo neticesinde milleti aşağılayan, cahil, gerici aydınlanmamış halkın tercihi budur, ne haliniz varsa görün" tavrının son günlerde nasıl gerçekleştiğini gördük. Türkiye'de kendini elit diye tanımlayan kesimin bu millete bakış açısın yıllardır değişmedi. Böyle elit olunmuyor. Elit olmak demek insana saygıyla başlar.

Büyük bir hüzün ve üzüntüyle bunları takip ettim. Deprem bölgesiyle de ilgili yazıklar olsun tavrını gördük. Depremzedelere yardım götürmüşler, Cumhurbaşkanımız 1. çıktığı için hayal kırıklığını yaşadıklarını gördük. Yazıklar olsun, gözünüze dizinize dursun diyenleri gördük. Hatta Haluk Levent'e saldırdıklarını bile gördük. Biz kimseye saldırmadan, masaya elimizi vurmadan bu süreci yöneteceğiz. Biz depremi unutmadık. Dikkatler tabii son 1 ayda seçime odaklandı ama adil bir gözle deprem bölgesine bakın, inanın hiçbir şekilde fire vermeden 7-24 çalışmalar devam etti. 120-130 binin üzerinde evin temeli atıldı. Milletimizde bu tabloyu gördüğümüz için oyunu Cumhurbaşkanımıza verdi. Deprem bölgesiyle ilgili çalışmalarımız devam edecek. Rehavete katılmadan bu çalışmayı sıkı bir şekilde yürüteceğiz.

SİNAN OĞAN İLE GÖRÜŞME OLDU MU?

Ortada yeni bir süreç var. İki aday hangi daha fazla oy alırsa Cumhurbaşkanı seçilecek. Sinan Bey'in tezleri dikkate aldığınızda pozisyonun Cumhur İttifakı'na daha yakın olduğunu ben biliyorum. Şahsi tanışıklığım da vardır. Ara ara temaslarımız devam etti. Güzel de bir kampanya yaptı, kendi tezlerini dile getirdi, terörle mücadele, mülteciler ve diğer konular, bunlar önemli konu başlıkları.

Şu ana kadar görüşme olmadı, bugün yarın ona bir şey diyemem. Biz kendi kampanya sürecimize odaklanıyoruz. Bir değerlendirme yaptık bakıp sürece bundan sonra değerlendireceğiz. Burada Türkiye'nin kendi milli menfaatleri, temel milli meseleleri bağlamında pozisyonlar örtüşür, bir uyum sağlanır, yakınlaşma olur buna göre bir değerlendirme yapılır. Şura ile görüşelim şeklinde bir tavrımız yok. Pozisyonumuzu muhafaza ettiğimiz sürece rehavete kapılmadan ikinci turun neticeleneceğini düşünüyoruz.

"MİLLETİN TAMAMINI KUCAKLAMAYA DÖNÜK TAVRIMIZ SÜRECEK"

Önümüzdeki 12-13 günün genel ruhu ile ilgili bir şey söylemek istiyorum. Cumhurbaşkanımızın sosyal medya hesaplarından paylaştığımız paylaşım var. 14 Mayıs'ta bütün Türkiye kazanacak diye bir mesaj vermişti. Bizim genel olarak milletin tamamını kucaklamaya dönük tavrımızı ortaya koyan bir mesaj. Bu mesaj Cumhurbaşkanımızın pazar günü balkon konuşmasında tekrar dile getirildi. Bize oy veren vermeyen ayrımı yapmadan bir tavır. 12-13 günde de genel tavrımız bizim yine böyle olacak. Kimseye bağırıp, çağırıp kızarak değil.

ERDOĞAN'IN PROGRAMI NASIL OLACAK?

Bir dizi programlar olacak. Cumhurbaşkanımızın milletle temasını devam ettirecek ziyaretler, TV programları elbette olacak. Deprem bölgelerine ziyaretler olabilir. Biz depremi unutmadık, biz deprem olduğu zaman da söylemiştik. Seçim tarihini değiştirmiyoruz, seçimin birinci gündemi deprem olacak. Dikkatler son 1 ayda kampanyaya odaklandı ama nesnel bir gözle, deprem bölgesinde yapılanlara bakın, AFAD'ın yaptıklarına, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yaptıklarına bakın, o bölgede 7-24 çalışmalar devam etti. 120-130 binin üzerinde evin temeli atıldı. Deprem bölgesindeki vatandaşlarımız tabloyu net bir şekilde gördüğü için Cumhurbaşkanımıza oy verdiler.

ANKET ŞİRKETLERİNİN DURUMU

Anket yapan şirketlerin bu kadar kritik seçimde isabetten uzak tahminlerde bulunmaları masaya yatırılması gereken bir şey. Cumhurbaşkanı Erdoğan ben anketlere bakmıyorum sahaya bakıyorum diye. Haklı çıktı bu konuda. Geçen seçimlerde de bunu söylemişti. Burada milletimizin tercihini doğru okuma yöntemini telefonla 3 bin 5 bin kişiyi aramanın olmadığı bir kez daha görülmüş oldu. Bu işi ciddi yapan şahıslara ve şirketlere saygım var. Ama açıkçası siyasetin dili milletin nihai tercihi bir bütün olarak anketlere yansımıyor başka dinamikler devreye giriyor.

Anketlerde en çok yanlış tahmin edilen, anketçileri şaşırtan parti MHP oldu, yüzde 10'un üzerinde muhafaza etti. Bizim ittifakımızın önemli ortaklarından birisi bu kıymetli bir şey. Anket şirketleri MHP konusunda çok yanıldılar bazıları HDP konusunda çok yanıldı öyle olmadığını da gördük. Seçim barajı yüzde 10'dayken 10'un üzerinde tutalım diye bir baskı vardı. 7'ye inince HDP düşüş yaşadı.

OLMADIKLARI MECLİS'TEKİ GRUBU NASIL YÖNETECEKLER?

Seçim barajının %7'ye düşmesi orada bir rol oynamış gibi görünüyor. HDP de 8.8 gibi bir oy alarak düşüş yaşadı. Totale baktığınızda Meclis ayağında Cumhur İttifakı'nın çoğunluğu ele geçirmiş olması çok kıymetli. Bu sistemin sağlıklı işlemesi açısından da önemli. Siyasi olarak 7 partinin, ya da 6 partinin genel başkanı, 2 belediye başkanı vs. 6 partinin başkanı Meclis'e girmedi. Olmadıkları Meclis'teki grubu nasıl yönetecekler? O da enteresan bir tablo.

YÜZDE 50+1 GÖZDEN GEÇİRİLECEK Mİ?

Bunu şu an için konuşmak erken, Meclis'te oluşacak kanaat partilerin değerlendirmesi, halkımızın değerlendirmesini dikkate alarak değerlendirme yapılabilir. Bu sistemin bu manada ilklerini yaşıyoruz. İkinci tura kalma ilk defa oluyor siyasi tarihimizde, yeni sistemde de ilk defa oluyor.

MİLLET İTTİFAKI'NIN DURUMU NE OLACAK?

Kuruluş çerçevesi ve zemini sıkıntılı bir zemindi. Ne olursa olsun Tayyip Erdoğan'ı gönderelim ana fikri ile oluşmuş bir ittifak. Karşıtlık üzerinden yaptığınız her hamle sizi karşıtı olduğunuz şeye daha bağımlı hale getirir. Sizin karşı olduğunuz temel aktör başarılı olunca ne yapacaksınız birbirlerini suçlamaya başlayacaklar. Bundan sonra Millet İttifakı'nın geleceğini sorunlu görüyorum. İç kavgalar devam edece, muhtemelen dozu artacak. HDP'nin tavrı bundan sonraki süreçte de Millet İttifakı'nı zora sokmaya devam edecek. Siyasi olarak ortak pozisyon geliştirmeleri çok kolay değil. Cumhur İttifakı kendi tabanını çok daha güçlendirecek. Meclis tablosuna baktığınızda bunu teyit eden bir durum. Şu anda bile 2.5 milyon oy farkı, 5 puan ile Cumhurbaşkanımız seçimi kazandı. Teknik yapısından dolayı ikinci tura gidiyoruz. Tayyip Erdoğan zaten bu seçimi kazandı.

"DIŞ BASIN SEÇİM SONUÇLARINI ETKİLEMEYE ÇALIŞTI"

Dış basın bu süreçte gazetecilik yapmadı, açıkça taraf tuttular. Seçim sonucu etkileyemeye çalıştılar ve bu ters tepti. Bir öngörüde bulunmadılar açıkça taraf oldular. Bu sefer başka bir tavır içinde bir tarafı destekleyip güçlendirmeye çalıştılar, millet onlara bay bay dedi, senin attığın manşetlerle ben karar verecek değilim, dedi.

"Yeni hükümet batı ile ilişkileri tamir edecek" ifadelerinin ne anlama geldiğini iyi biliyorum. Dertleri Türkiye demokrasisinin güçlenmesi değil.Batı ile ilişkilerde batının tanımı onların taleplerinin yerine getirilmesi olmuştur. Davos'taki tavırdan bugüne kadar gelen tavırdan rahatsız oldukları için otoriter diyorlar. Biz batının bu çerçeveyi kabul etmediğimizi söyledik. Türkiye Rusya ile, Çin ile yakınlaştı gibi 10 yıldır devam eden propaganda var. Hiçbir insan buna itibar etmez. Türkiye kendi istikametini çizmeye devam ettiği sürece üstümüze gelmeye de devam edecekler. Bizim lehimize ya da aleyhimize hangi manşeti atarsa atsınlar 'e ne olmuş' tavrı olmuştur tavrımız. Sağcısı solcusu tüm vatandaşlarımız buna yek vücut karşı durmalarıdır.