Sis şiiri kimin, kim yazdı, hangi kitapta geçiyor?
AYT 2024'te edebiyat oturumunda sorulan "Sis" şiiri, pek çok öğrencide merak uyandırdı. Bu bağlamda 'Sis şiirini kim yazdı?' veya 'Sis şiiri hangi kitapta yer alıyor?' gibi sorular arama motorlarında araştırılıyor. Peki, Sis şiiri kimin, kim yazdı, hangi kitapta geçiyor? İşte, Sis şiiri yazarı...
AYT 2024 edebiyat sınavında sorulan "Sis" şiiri, birçok öğrencinin ilgisini çekti. Bu nedenle, 'Sis şiirinin yazarı kim?' veya 'Sis şiiri hangi kitapta bulunuyor?' gibi sorular sıkça arama motorlarında arandı. Peki, "Sis" şiirini kim kaleme aldı, hangi eserde yer alıyor? İşte, "Sis" şiirinin yazarı hakkında detaylar...
SİS ŞİİRİ KİMİN, KİM YAZDI?
"Sis" şiiri, Tevfik Fikret'in en bilinen eserlerinden biridir. Servet-i Fünun edebiyat akımının öncülerinden olan Fikret, bu şiirinde İstanbul'u bir kadın benzetmesiyle eleştirir. Eserde, dönemin siyasi ve toplumsal problemlerine değinilirken, şehrin o dönemdeki atmosferi de ustalıkla tasvir edilir.
SİS ŞİİRİ HANGİ KİTAPTA YER ALIYOR?
Tevfik Fikret'in "Sis" şiiri, Rübab-ı Şikeste isimli eserinde yer alır. Ahmet Muhip Dranas tarafından hazırlanan bu kitapta, Fikret'in şiirleri orijinal halleri ve günümüz Türkçesiyle birlikte sunulmaktadır.
SİS ŞİİRİ
Sarmış ufuklarını senin gene inatçı bir duman,
beyaz bir karanlık ki, gittikçe artan
ağırlığının altında herşey silinmiş gibi,
bütün tablolar tozlu bir yoğunlukla örtülü;
tozlu ve heybetli bir yoğunluk ki, bakanlar
onun derinliğine iyice sokulamaz, korkar!
Ama bu derin karanlık örtü sana çok lâyık;
lâyık bu örtünüş sana, ey zulümlér sâhası!
Ey zulümler sâhası... Evet, ey parlak alan,
ey fâcialarla donanan ışıklı ve ihtişamlı sâha!
Ey parlaklığın ve ihtişâmın beşiği ve mezarı olan,
Doğu’nun öteden beri imrenilen eski kıralıçesi!
Ey kanlı sevişmeleri titremeden, tiksinmeden
sefahate susamış bağrında yaşatan.
Ey Marmara’nın mavi kucaklayışı içinde
sanki ölmüş gibi dalgın uyuyan canlı yığın.
Ey köhne Bizans, ey koca büyüleyici bunak,
ey bin kocadan artakalan dul kız;
güzelliğindeki tâzelik büyüsü henüz besbelli,
sana bakan gözler hâlâ üstüne titriyor.
Dışarıdan, uzaktan açılan gözlere, süzgün
iki lâcivert gözünle nekadar canayakın görünüyorsun!
Canayakın, hem de en kirli kadınlar gibi;
içerinde coşan ağıtların hiç birine aldırış etmeden.
Sanki bir hâin el, daha sen şehir olarak kuruluyorken,
lânetin zehirli suyunu yapına katmış gibi!
Zerrelerinde hep riyakârlığın pislikleri dalgalanır,
İçerinde temiz bir zerre aslâ bulamazsın.
Hep riyânın çirkefi; hasedin, kârgüdmenin çirkeflikleri;
Yalnız işte bu... Ve sanki hep bunlarla yükselinecek.
Milyonla barındırdığın insan kılıklarından
Parlak ve temiz alınlı kaç adam çıkar?