‘Siyasal tartışmalarına bizi basamak kullanmaya çalışıyorlar’
İmamoğlu ile Akşener’in Kılıçdaroğlu’na çektiği operasyon için ‘Bizans oyunu’ değerlendirmesinde bulunan İçişleri Bakanı Soylu, “Kendi içlerindeki siyasal tartışmayı bizi basamak kullanarak siyasallaştırmaya çalışan, ‘acaba buradan kendi adıma elde edeceğim pozisyonlar için bir adım öne geçebilir miyim’ diye ortaya çıkarılan bir süreçtir.” ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara’da gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
YSK üyelerine hakaret etme suçunu işleyen CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun görevden alınıp alınmayacağı yönündeki soruları yanıtlayan İçişleri Bakanı Soylu şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye bir hukuk devleti ve mahkemeler bir karar verdi. Adalet Bakanımız da belirtti karar veren mahkeme ilk derece mahkemesi. Yani hem istinafı var hem de bir üstü var. Buna kesinleşmemiş karar olarak bakabiliriz. Bir süreç olarak devam edecek. Birincisi yargıya saygı duymak lazım. İşinize geldiği zaman yargıyı en üst noktaya taşımaki, işinize gelmediği zaman töhmet altında bırakmak ve hakaret etmek esas itibariyle doğru bir davranış olmayabilir.
Burada kesinleşmemiş daha henüz adımları olan bir yargı kararı var ve altını çizerek söylemek isterim bir önceki mahkeme safahatında da bugün yapılanlar da tam anlamıyla Anayasa 138’e aykırıdır. Bu ne demek? Yargının bundan sonraki süreçlerini etkilemeye çalışan ve Anayasa ile teminat altına alınan yargının kendi ilkelerine göre karar verme anlayışını etkilemeye çalışmaktır.
Bir önceki mahkemede mahkemenin etrafı bilboardlarla çevrildi binlerce insan çağrıldı. Bunlardan birin biz yapsak bizi çarmıha gererle. Elbetteki Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğu avazımız çıktığı kadar bağırmalıyız ve buna herke sonuna kadar saygı duymalı ve sahip çıkmalı. Karar eleştirilebilir mi eleştirilebilir. Ama hukukun kendi çerçevesinde bu eleştirilebilir. Buna baskı yapmak ve mahkemenin etrafına insanları toplamak bunları daha yeni görüyoruz görmeye de devam edeceğiz.
Biz ne denirse densin, hangi iftira atılırsa atılsın işimizi yapmaya devam edeceğiz. Biz çıkıp işlerini doğru yapıyorlar demelerini beklerken kibir budalalıklarıyla karşı karşıya kalıyoruz.
“BURADA SAMİMİYET SÖZ KONUSU DEĞİL”
Elbette ki Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu avazımız çıktığı kadar bağırmalıyız ve söylemeliyiz.
Karar eleştirilebilir, hukukun kendi çerçevesinde bu eleştirilebilir. Ama buna baskı yapmak ve mahkemenin etrafına insanları toplamak bunları daha yeni görüyoruz. Daha yeni görmeye devam edeceğiz. İkincisi şu, madem bu yargı kararına itiraz ediliyor. 4 Kasım 2019'da söylenmiş bir söz. Tam 2.5 yıl sonra benim için aynı söz üzerinden niye yargıya müracaat ediliyor? Bir tane hukukçu çıksın söylesin.
Madem bu yargı kararı eleştiriliyor, 2.5 yıl sonra bu söz söylendikten sonra ne oluyor da benimle ilgili, benim de ceza almamı temin edecek bir yargı için karar için müracaat ediliyor. Burada bir samimiyet söz konusu değil.
“KENDİ İÇİLERİNDEKİ TARTIŞMAYA BİZİ BASAMAK KULLANDILAR”
Buna Bizans oyunu denir. Kendi içlerindeki siyasal tartışmayı bizi basamak kullanarak siyasallaştırmaya çalışan, ‘acaba buradan kendi adıma elde edeceğim pozisyonlar için bir adım öne geçebilir miyim’ diye ortaya çıkarılan bir süreçtir. Yargı devam ediyor kararını verecektir. Öbürü siyaset pozisyonudur. Bu da tamamen kendi içilerine dönük bir anlayışın kendisidir. Burada çöpünü toplamaktan aciz bir belediye başkanı, İETT otobüslerini çalıştırmaktan aciz bir belediye başkanı, belki de tarihin en aciz belediye başkanı bütün bu yapamadıkları acaba hukukun verdiği bir karar üzerinden örtüp başka bir adım atabilir miyim.
“TARİHİN EN BAŞARISIZ BELEDİYE BAŞKANI İLE TAYYİP ERDOĞAN'I KIYASLAMAK ÇOK BÜYÜK BİR HADSİZLİK”
Şunu ifade etmek istiyorum. Siyasette her şey halkın önünde olur ve halk her şeyi görür. Orada bir hadsizliğe de müsaade etmemek lazım. Tayyip Erdoğan, İstanbul'un ve tarihin görmüş olduğu en başarılı belediye başkanıdır. Tarihin en başarısız belediye başkanı ile Tayyip Erdoğan'ı kıyaslamak çok büyük bir hadsizlik örneğidir. Birileri Bizans oyunlarıyla beceriksizliklerini örtmeye çalışıyor olabilirler.
"SEN ZATEN TARİHİN EN BAŞARISIZ BELEDİYE BAŞKANISIN"
O benim işim değil. Altılı masa ve CHP'nin işi.
Kimse çocuk değil yapmayın ne olursunuz. Hakaret edeceksiniz, onun üzerinden de binlerce defa hakaret edeceksiniz, şahsım da hakaret edeceksiniz ben sesimi çıkartmayacağım ve izleyeceğim.
Seçimi kim iptal eder? Benim seçimi iptal edebilme hakkım var mı? Türkiye'de hiç içişleri bakanı seçimi iptal ettirmiş midir? Birisi cevap versin. Kimseyi aptal yerine koymasınlar, kimseyi olayları değerlendiremeyecek safhaya getirmesinler.
Seçimi iptal etme yetkisi YSK'dır. Müteahhitlik yaparak büyümedim, ilçe seçim kurullarında büyüdüm. 87,89,91 seçimlerini de bilirim.
Bir hakaret etmişsiniz, hukuk da bir cevap vermiş. Ve ileri safhası var, istinafı var Yargıtay'ı var. Gidersiniz hakkınızı ararsınız.
Sen zaten tarihin en başarısız belediye başkanısın. Kendi kendine çelmeyi takmışsın yuvarlanıp gidiyorsun. Bunu buradan kendi içlerindeki rekabeti bize basamak olarak kullanmak son derece yanlıştır.
İBB'DEKİ TERÖR SORUŞTURMASI
Tüm belediyelerle ilgili terör soruşturmaları gönderilmiştir. Bakın İBB'nin önünde günlerce, biz İstanbul Belediyesi'ne girdik bizi çıkardılar dediler. Girenler niye çıktı? Tam da biz bu soruşturmalara başladığımız için çıktı. Dün Mersin'de bir gözaltı olayı oldu. niçin oldu? terörle iltisak yüzünden oldu."