Siyaset esnaflığı
Siyaset terzileri vardır, partilere ve siyasilere davranış modelleri çıkarırlar ve kendileri gibi düşünülmediğinde, davranılmadığında hacamat etmeye kadar işi vardırırlar.
Hatırlanırsa FETÖ bu işte son derece başarılı idi. Yazdıkları, çizdikleriyle, iftira ve isnatlarıyla, kumpaslarıyla partileri dizayn etmek konusunda bir hayli yol aldılar.
Türkiye de siyasetin ana damarı olan kurumları çökertmeye uğraştılar. Neticede CHP’de genel başkan değiştirdiler, MHP’de ise seçimlere giderken seçilecek sıralardaki başkanlık divanı üyelerinin siyasi hayatlarını bitirdiler. Siyaset terzileri elbette FETÖ ile sona ermiş değil. Onların attığı ahlaksız, şuursuz, nesepsiz tohumlar bir şekilde devam ediyor.
Troller, troliçelerle, anketçilerle, televizyonların değişmeyen, değiştirilemeyen her konunun uzmanı tipleriyle, gazetelerin her gün fırıldak gibi kanaat değiştiren, yeminli partili yazarları ile siyaseti topyekün dizayn etme arzusu sürüyor.
Bunlara alıştık. Önemli değil. Millet de zaten bu göz boyama ustalarına itibar etmiyor. Bunların yazdığı gazeteler birtakım kurumlarca alınmasa satmıyor, çıktığı programlar reyting yapmıyor. Anketleri kimseyi inandırmıyor.
Bunlardan medet uman, çuvalla para yağdıranlar bir kez daha fayda maliyet analizi yapsalar iyi olur. Sonuçta ceplerinden vermiyorlar, kullandıkları milletin parası…
Şimdi esas mesele ise siyaset esnaflığı peşinde koşanlar.
Bunlarda milleti siyaset terzileri gibi hatta daha da fazla aptal yerine koymaya çalışıyor.
Araştırma yaptırmışlar; MHP seçmeninin çok olduğu illerde şayet, partileri seçmenin ikinci tercihi durumunda ise MHP’li bir söylem ile sahaya çıkacaklarmış… Olmayan yerlerde yine kendileri olacaklar. PKK oylarını almak için de zaten partilerinde yeterince PKK’lı barındırıyorlar…
Şunu belirtmeliyim ki, Ülkücünün o partiye duyduğu sevgi, muhabbet Atatürk’ün emaneti olduğu içindir.
Atatürk’ün emanetini pespaye bir şekilde kullanan, ayaklar altına alanlara Ülkücü neden sevgi ve sempati duysun?
Referandumda “hayır” çıkarmak için bunu yapacaklarmış. Yani MHP’lileri sevdikleri için değil de, kendi duruşlarını tahkim için. Yani MHP’lilerle ilgili esas kanaatlerini muhafaza etmekle, duruşlarını değiştirmemekle birlikte çıkarları öyle gerektirdiği için, oylarını alıncaya kadar “Ülkücü” olacaklarmış.
“Ülkücü” olacakları illeri de belirlemişler. Her yerde olmalarına gerek yok, MHP’nin güçlü olduğu yerlerde olmaları yeterli... MHP’nin güçlü olmadığı illerde ise kim güçlü ise ondan oluyorlar. Parti değil bunlar, renk değiştirebilen bir canlı türü var: Bukalemun, işte ondan…
MHP’liler siyaset terzilerine ve esnaflarına itibar etmeyecek kadar derin ve şerefli bir maziden geleceğe yol alan insanlardır.
Vatanın birliği, dirliği, ülkenin geleceği, milletin huzur ve refahı için canlarını ortaya koymuşlar; “dava” dedikleri kutlu yolda karşılaştıkları pek çok şerefsiz ve şahsiyetsiz girişimlere zerre kadar itibar etmeden yürümüşlerdir.
Öyle birileri çıkıp beceriksizce kurt işareti yapıyor diye ona “Bozkurt” dememişler; birileri “ben de ülkücüyüm” diye yarım ağız oy simsarlığı için ikrarda bulununca peşinden koşmamışlardır.
Ülkücüyü, akılsız, her gördüğü salatalığa tuz alıp koşan ahlaksız, çıkarcı tiplerle kimse karıştırmasın.
Ülkücünün oyunu alıp, temsil makamına gelip artık işim bitti diye liderine, partisine, teşkilatına, ideolojisine ve seçmenine mesafe koyan, kendi nam ve hesabına iş tutmaya kalkışan üç-beş kişiyi de ülkücüyü temsil eder gözüyle değerlendirmesin.
Ülkücü, partisinin politikalarını takip eder, liderinin işaretini önemser ve sandıkta ülkesinin ve milletinin geleceği için oyunu kullanır.
Ülkücü PKK’nın yedekçilerinin piyonu değildir. siyaset esnaflığına soyunan bu “bölgesel çakma ülkücüler” önce kendi içlerinde bir tutarlılık sağlasın, Atatürk’ün emanetine adam gibi sahip çıkmayı başarsınlar, sonra Türkiye’nin bekası üzerine konuşsunlar. Bir yandan PKK ile aynı çizgide bulunup diğer yandan MHP’lilerin güçlü olduğu yerlerde MHP’li, Ülkücü görünmekle iş olmuyor…
Ülkücünün aklı ile alay etmeye kalkışanlara, milletin derin vicdanını yaralayanlara, Atatürk’ün emanetini PKK’nın paçavralarına kılıf yapanlara bu millet Türkiye’nin her yerinde hak ettiği cevabı verecektir.