Siyasette seviye ve maalesef CHP
Son günlerde bir yandan çok üzüntü verici terör sarmalı içindeyiz, diğer yandan da siyasette seviye kaybı ile malulüz. Ağzı olan konuşuyor. Kimse ne söylediğine, ne için söylediğine bakmıyor. Sadece, erken seçim telaşesiyle ha bire birbirine posta koyuyor…
Önceki gün CHP Genel Başkanı’nı dinledim. Üzüldüm. CHP’li milletvekillerini artık ciddiye alasım gelmiyor. Genel başkanları bile, muhalefetini diğer muhalefet partisine muhalefet noktasına taşıdıktan sonra onların da aldıkları bu işaretle başka türlü davranmaları mümkün değil…
PKK’nın siyasi uzantısı ile işbirliğini bir hayli içselleştiren; HDP’nin önergelerini CHP olarak veren ve buna MHP’den destek bekleyen Parti, genel başkanından en alta, teröre karşı ilk kez AK Parti hükümetinin attığı doğru bir adımı inkıtaa uğratmak için çaba gösteriyor ve buna da MHP’den destek bekliyor.
Yıllardan beri MHP’nin açılım veya çözüm süreci adı verilen ve bu günkü sonuçları doğuran yanlış gidişe karşı ne denli büyük mücadeleler verdiğini, sağdan soldan, liberal kesimlerden gelen hücumlara aldırmadan tek başına da olsa, ülkenin birlik ve dirliğine en büyük tehdit olan bu gidişatın daha sonra ne tür neticelere yol açacağını haykırdığını bilmiyormuş gibi, teröre nefes aldırmayı hedefleyen bir araştırma komisyonu kurulması önergesi veriyor, akabinde bu önergeyi PKK’nın partisi ile desteklerken MHP’yi de yanına istiyor.
Bu kadar pişkinlik CHP’de olmaması lazım idi. Ancak, Sayın Kılıçdaroğlu’nun CHP’si artık bu yolda… Atatürk’ün, İnönü’nün kemikleri sızlıyor. Sadece onların mı, benim dedem gibi ömrünü CHP için harcamış şimdi ahirete intikal etmiş tüm kahraman gazilerin ve şehitlerin de onların ahfadının da kemikleri sızlıyor…
CHP ile ilgili olarak yazarken her zaman ihtiyatlıyımdır. Hep aklıma Büyük Atatürk gelir. Milli Mücadele’nin aziz kahramanları gelir. Rahmetli dedem gelir, rahmetli amcalarım gelir. Altı ok ve altı umdeye tüm kalpleriyle inanan, bu ülke için, birlik ve beraberlik için yola çıkmış idealist insanlar gelir.
Şimdi ise bu partiyi tanıyamıyorum. Genel Başkan Yardımcısı Milletvekili çıkıp diyor ki, “Ailecek HDP’ye oy verdik…” kendi mensubu olduğu partiye oy vermemiş, milletvekili seçilmiş, bir de böyle söylüyor.
PKK’nın partisini iktidara ortak yapmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu ne aymazlık. Her gün şehit cenazeleri gelirken, Anadolu’da anaların ağıtları, feryat figanları gökyüzüne yükselirken bunlar PKK’nın rahatlaması, nefes alması için, operasyonların durdurulması için önergeler veriyorlar. Bir de MHP’den bu saçmalıklar için destek istiyorlar.
Allahtan korkun. Atatürk’ün kalesini yıktınız. Partisini perişan ettiniz. İlkelerini tarumar ettiniz. Mirasını yağmaladınız. Şimdi ülkesini parçalayıp, devletini yok mu edeceksiniz? Bari, bu milletin son güvencesi Milliyetçi Hareket’i rahat bırakın… PKK’yı bu kadar çok seviyorsanız, gidip açıkça katılın. Öyle kıyıdan köşeden destek olmayı bırakın.
Kartel medyasının desteği ile, cemaat medyasının gazı ile bu işler olmuyor. Çözüm süreci denilen iş, AK Parti tarafından çok parlak bir girişimmiş gibi takdim edilirken de yanlış bulan, “müzakere değil, mücadele ile netice alınır” diyen MHP idi. Yine aynı noktada olan parti MHP. Sizin komisyon önerinizin müzakereden farkı nedir? Bu konuya ilişkin bilinmeyen nedir de tekrar araştırılacak, araştırılınca ne olacak?
Çözüm sürecinde PKK denilen eli kanlı örgüt faaliyetlerini durdurdu mu, eylemlerini azalttı mı, insanları rahat bıraktı mı? Türkiye’den çekildi mi? Peki şimdi verdiğiniz araştırma önergesi ile ne yapacak?
Görmüyor musunuz, bir karakolu havaya uçurmak için iki tonluk patlayıcı kullanacak kadar yığınak yapmışlar. Yapılan operasyonları durdurtarak biraz daha mı güçlensinler istiyorsunuz. Biraz daha mı, askeri, polisi, sivili yok edecek güç ve kapasiteye ulaşsınlar emelindesiniz?
Yapmış olduğunuz teklifin gerekten ne tür bir netice vereceğine dair bir kanaatiniz var mı, yoksa önümüzdeki olası bir erken seçimde bölgeden oy alma kaygısıyla mı böyle davranıyorsunuz?
Şayet bölgeden oy almak gibi bir hedefiniz varsa, önce tabanınızdan ve tavanınızdan PKK’nın partisine kaçırdığınız oyları geri almayı deneyin. PKK ağzı ile konuşmak, seviyeyi en alta indirip MHP’ye hücum etmek, elinizdeki medya gücü ile yaptığınız yanlışlara kılıf bulmak bir süre daha mümkün olabilir. Ancak, yarınlarda terörün kanlı yüzü tekrar milleti hane hane mağdur etmeye başlayınca bu sefer millet yüzünüze bile bakmaz…
Atatürk’ün, İnönü’nün, Milli Mücadele’nin kredisini bu kadar hızlı çar çur etmeyin…
Bir yandan AK Parti ile hükümet kurmak istiyor, bunun için adeta yalvarıyor; seçim meydanlarında söylediklerinizi yuttuğunuzu beyan etmekten çekinmiyorsunuz, diğer yandan seçim gününden beri söylediklerinden bir milim bile geri çekilmemiş ve AK Parti ile koalisyon kurmayacağını her vesile ile hatırlatan MHP’ye karşı AK Parti ile işbirliği ithamlarında bulunuyorsunuz… Bu ne tutarsızlık…
Her yazımda açıkça belirtiyorum. MHP’nin AK Parti ile koalisyon kurmak gibi bir amaç ve niyeti yok. Olmadı. Sebepleri de Devlet Bahçeli’nin ortaya koyduğu dört başlık altında görmek mümkündür. Dolayısıyla AK Parti’nin bu konuda adım atması mümkün olmadığına göre MHP’li bir hükümet sözkonusu bile olamaz. AK Parti hırsızlık ve yolsuzluk iddialarına ucu kime giderse gitsin kararlı bir şekilde eğilmeyi kabul ve taahhüt ederse, Sayın Cumhurbaşkanı halkoyuyla seçilmiş olmayı gerekçe göstererek farklı bir cumhurbaşkanı olma iddialarından vazgeçer ve kendinden evvelki her cumhurbaşkanı gibi olmayı, kendisine verilen yetki ve sınırlarda kalmayı kabullenirse, çözüm süreci tamamıyla terörizmle mücadelede kararlılık ekseninde şekillenirse MHP iktidar ortağı olmayı kabullenir. Seçim meydanlarında vatandaşa bunları söylemiş ve oy almıştı.
MHP yerinde. Kararlı. Tutarlı.
Keşke CHP’de iktidara bu kadar hevesli davranmasa, taze gelin sendromuna girmeseydi. O zaman, Türkiye’de daha gerçekçi bir iktidar arayışı olur, AK Parti’de hükümet kurma konusunda böyle zamana yayan, oyalayan bir yola girmezdi.
Bu CHP ile, AK Parti nasıl bir hükümet kursun? Kurmuş olsa, memlekete yarar sağlar mı? Nerede buluşacaklar ve nasıl uzlaşacaklar?
Sözgelimi, AK Parti çözüm sürecinin her şeye rağmen, bütün tavizlere rağmen yürümediğini görmüş ve karşısına çıkan büyük faturayı siyaseten ödemiş bir parti olarak, şimdi CHP ile koalisyon yapınca yine PKK ile masaya oturup Dolmabahçe Protokolü mü yapacak?
Erken seçim, korkulacak bir şey değil. Millet en doğrusunu bilir. Milletten kaçmak, korkmak olmaz. Seviyeyi düşürmeden, her siyasi partinin hükmü şahsiyetine ve politikalarına saygı duyarak davranmak daha gerçekçidir. MHP ülkenin birlik ve dirliğinden yanadır. Teröre karşıdır ve tavizsizdir. İnsana saygılıdır. Her vatandaşını eşit ve aziz görmektedir. Terörün en büyük mağdurlarının da yıllardan beri canıyla, malıyla sıkıntı çeken bölge insanı olduğunu bilmektedir.