Bir Dinozorun Anıları (Mîna Urgan)
Gençlik yıllarında Orhan Veli ile… Türk edebiyatında konu anıdan açıldığı zaman benim aklıma gelen ilk eserdir. Öyle ki yayımlandığı tarihte de çok ses getirmiş olan kitap, Mîna Urgan’a bir ikinci kitabı, ‘’Bir Dinozorun Gezileri’’ni de yazdırmıştır. İngiliz edebiyatı konusunda en kalburüstü isimlerimizden biri olan Mîna Urgan denizi, seyahati, güzel yemekleri, tabiatı oldukça seven biriydi. Hayatı da ne mutlu ki bu sevdiği şeyleri yaparak yaşadı. Üstelik bir başına değil; Urgan’ın tüm bu anılarında hepimizin bilip sevdiği, merak ettiği sanatçılarla da bir arada yaşanmışlıkları var. Ve dili o kadar yargılamaktan uzak, üslubu öylesine şefkatli ki okuduktan sonra kalbinize de iyi gelecektir. Urgan’ın kendisini bir dinozor olarak tarif etmesindeyse tabii hüzünlü bir sebep var: O, kendi neslinin, kendi çağının tükendiğini anlatmak açısından bu ismi seçmiş. Eserden, kitabın arka kapağına da yer eden bir alıntı: ‘’Oğuz Atay’ı ayaküstü ve o kadar az gördüm ki, onunla ilgili ancak bir tek izlenim edindim: Koskocaman bir kediye benziyordu tıpkı. Çok kocaman ve çok güzel bir kediye, öyle benziyordu ki, ona elimi uzatınca ‘miyaaav’ diyeceğini sandım. Miyavlayacağı yerde ‘tanıştığımıza memnunum’ deyince şaşırıp kaldım.”