'Soğuk' Balkanlar'ın 'sıcak' siyaseti
Kış aylarında dondurucu soğukların neden olduğu ölüm vakalarıyla gündeme gelen Balkanlar, bir yandan da bölge ülkeleri arasında son günlerde hızla tırmanan etnik gerginlikler nedeniyle iyice ısındı.
Birbiri ardına yaşanan sıcak gelişmeler, Balkanlar'da ilişkilerin hâlâ ne kadar hassas olduğunu ve bir anda kolaylıkla bozulabileceğini de gösterdi.
Önce Sırbistan-Hırvatistan arasındaki AB gerginliği, ardından Bosna Hersek'te anayasaya aykırı Sırp Cumhuriyeti Günü kutlamaları, daha sonra Kosova'nın eski başbakanlarından Ramush Haradinaj'ın gözaltına alınması ve son olarak Sırbistan-Kosova arasındaki tren gerginliği, 1990'lı yıllarda kendi aralarında savaşmış bu ülkelerin arasındaki gerilimin yeniden yükselmesine yol açtı.
Sırbistan'ın AB üyelik müzakereleri
AB müzakerelerini yürüten Sırbistan, iki yeni fasıl açtığı geçen aralık ayında, Hırvatistan'ın bloke etmesi nedeniyle kültür ve eğitim faslını açamamıştı. Daha önce de Hırvatistan'ı, AB yolunu tıkamakla suçlayan Sırbistan yönetimi, bu son olayın ardından da sert açıklamalar yapmış, tansiyon bir anda yükselmişti.
Yine aralık ayında, Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kolinda Grabar Kitarovic'in Dubrovnik şehrindeki bir anaokulunda çocuklara hediye paketleri dağıttığı esnada, paketlerden Sırp firmasına ait çikolataların çıkması 'mini krize' neden oldu.
"Tatsız bir sürprizle" karşılaştığını söyleyen Kitarovic, çocukların ailelerinden özür dileyeceğini ve hediye paketlerinin içindeki çikolataların Hırvat çikolatalarıyla değiştirileceğini belirterek, yerli üretimi teşvik etmek gerektiğini söyledi. Kitarovic'in açıklamaları 'Hırvat milliyetçiliği' olarak yorumlanırken, Sırp yetkililer de bu açıklamalara tepki gösterdi.
Bu olay, çocuklara dağıtılan küçük bir çikolatanın dahi Balkanlardaki kırılgan ilişkileri bir anda gerebileceğini ve bir kriz çıkarma potansiyeline sahip olduğunu göstermiş oldu.
Bosna Hersek'ten Hırvat lidere tepki
Yine Kitarovic, ülke basınında yer alan demecinde, Ortadoğu'daki savaşlara katılmış "binlerce" yabancı savaşçının Bosna Hersek'e döndüğünü ileri sürerken, bunun Hırvatistan için büyük bir tehdit teşkil ettiğini ileri sürdü. Bosna Hersek'in yabancı savaşçılar için bir sığınak olduğunu iddia eden Kitarovic'e Bosna Hersek tarafının yanıtı ise sert oldu.
Bosna Hersek Savunma Bakanı Dragan Mektic, iddiaların asılsız olduğunu belirterek, bahse konu sayının binler değil, yüz civarında olduğunu söyledi. Kitarovic'in, kış turizmi sezonu öncesinde kasıtlı olarak böyle bir açıklama yaptığını vurgulayan Mektic, Hırvatistan'ın Sırbistan'dan sonra Bosna Hersek'le gerginliğe neden olduğunu ifade etti.
Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Boşnak üyesi Bakir İzetbegovic ise Hırvat Cumhurbaşkanını "iki kez düşünmeye" çağırarak, asıl tehdidin Hırvatistan'ın Hırvat milliyetçiliği ile "dolup taşması" olduğunu söyledi.
Anayasaya aykırı Sırp Cumhuriyeti Günü
Bosna Hersek'te Boşnak-Sırp gerilimini tırmandıran önemli bir gelişme, ülkedeki iki entiteden biri olan Sırp Cumhuriyeti'nde (Republika Srpska) kutlanan anayasaya aykırı 'RS Günü' oldu.
Bosna Hersek Anayasa Mahkemesi'nin daha önce yasaklamasına rağmen RS Başkanı Milorad Dodik'in girişimleriyle önce RS Günü'ne ilişkin referandum yapılırken, referandumdan olumlu sonuç çıkmasıyla 9 Ocak'ta geniş çaplı kutlamalar yapıldı. RS Günü'ne ilişkin referandum birçok tarafça 2018 yılında yapılması planlanan bağımsızlık referandumunun testi olarak görülürken, uluslararası toplumun yoğun baskısına rağmen Sırp lider Dodik'in geri adım atmaması ortamı daha da gerdi.
Son olarak 9 Ocak'ta Banja Luka şehrinde yapılan dini ve resmi törenlere sadece Bosna Hersekli Sırplar değil, Sırbistan'dan üst düzey yetkililer de katıldı. Törene Bosna Hersek Silahlı Kuvvetleri bünyesindeki piyade birliğinin de katılması gerilimin daha da artmasına neden oldu.
Devletin ordusundaki bir birliğin, anayasaya aykırı törenlere katılmasına ülkedeki uluslararası toplum temsilcileri de sert tepki gösterdi.
Sırbistan-Makedonya arasında beklenmedik gerilim
Sırbistan Dışişleri Bakanı İvica Dacic, bir röportajında, ülkesinin Makedonya'yı anayasal ismi olan "Makedonya Cumhuriyeti" olarak tanımakla hata ettiğini belirtirken, buna sebep olarak da Makedonya'nın Sırbistan'dan ayrılan Kosova'yı bağımsız bir devlet olarak tanımasını gösterdi.
Sırbistan'ın Makedonya konusunda büyük hata yaptığını savunan Dacic, "Herkes 'Eski Yugoslavya Makedonya Cumhuriyeti' adını kullanıyor. Biz ise Yunan kardeşlerimize tokat atıyor, sonra onlardan Kosova'nın bağımsızlığını tanımamalarını bekliyoruz. Yunanistan'a hakaret ederek Makedonya'yı anayasal ismiyle tanıdık. Şimdi ise Makedonlar her seferinde Kosova lehine oy kullanıyor" ifadelerini kullandı.
Makedonya Dışişleri Bakanlığından Dacic'e cevaben yapılan açıklamada, Sırbistan ve Makedonya arasındaki dostluğun bozulmaması gerektiği ifade edilirken, Dacic'in açıklamasına tepki gösterildi.
Halklarının büyük çoğunluğu Ortodoks olan bu iki komşu ülke arasındaki beklenmedik gerginlik kısa sürerken, Makedonya makamları mevcut ilişkilerin bozulmaması için sorumlu davranılması gerektiği uyarısında bulundu.
Makedon-Arnavut gerginliği 'hortladı'
Makedonya'daki erken genel seçimin ardından hükümet kurma çalışmaları devam ederken, ülkedeki Arnavut partiler ortak bir bildiri yayımlayarak kendi belirledikleri yol haritasını paylaştı. Ancak, bu partilerin temsilcilerinin bildiri yayımlanmadan önce Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ve Kosova Cumhurbaşkanı Haşim Thaçi ile görüşmeleri, Makedonlar tarafından "içişlerine müdahale" olarak nitelendirildi.
Makedonya Dışişleri Bakanı Nikola Poposki, yaptığı yazılı açıklamada, komşu ülkenin başbakanı ya da cumhurbaşkanının, Makedonya'nın içişlerine karışmasının uygun olmadığını ifade etti.
Kosova-Sırbistan ilişkilerinde 2017 gergin başladı
Sırbistan ile Kosova ilişkileri de son dönemde oldukça gergin.
2016 yılının sonlarında Trepça madenlerinin hisselerinin büyük çoğunluğunun Kosova hükümetine devredilmesi, ardından Kosovalı bir polis şefinin Sırbistan'a girişi sırasında gözaltına alınması ilişkileri oldukça germişti. 2017 yılının hemen başında, 5 Ocak'ta eski Kosova başbakanlarından Ramush Haradinaj, Sırbistan'ın çıkardığı uluslararası yakalama emriyle Fransa'daki bir havalimanında gözaltına alındı.
Daha önce Lahey'de iki ayrı dava kapsamında yargılanan ve beraat eden Haradinaj'ın bu kararlara rağmen gözaltına alınması, iki ülke arasında yeni bir gerginliğe sebep oldu. Kosova ve Arnavutluk'ta düzenlenen protesto yürüyüşlerinde Haradinaj'ın serbest bırakılması talep edildi.
Bir hafta kadar gözaltında tutulan Haradinaj, çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
11 Ocak'ta, Kosova'nın kuzeyindeki Mitrovica şehrinde hükümete ait ofislere bomba atılmasının ardından 14 Ocak'ta bu kez tren krizi patlak verdi. Yaklaşık 20 yıl sonra ilk kez Belgrad-Mitrovica seferini yapacak tren, üzerine 21 dilde "Kosova Sırbistan'dır" ifadeleri yazılı olarak yola çıktı. Kosova sınırına yakın bir noktada durdurulan trenin ülkeye girişine izin verilmedi. Sınıra Kosova özel harekat polis birliği sevk edildi.
Kosova tarafı treni "provokasyon aracı" olarak nitelendirirken, iki ülkenin devlet liderleri konuya ilişkin çok sert açıklamalar yaptı. Kosova Başbakanı İsa Mustafa, treni ülkeye sokmamak için hazırlıklı olduklarını belirtirken, Sırp mevkidaşı Aleksandar Vucic ise Kosovalıları çatışma ortamı yaratmakla suçladı.
Sırbistan Cumhurbaşkanı Tomislav Nikolic de "savaşa oğullarımla katılırım" ifadelerini kullanırken, Kosova İçişleri Bakanı Skender Hyseni ise Sırbistan ile ilişkilerde iki ihtimal olduğunu belirterek "ya diyalog, ya savaş" ifadelerini kullandı.
Balkanlar nereye gidiyor?
Hassas ve kırılgan dengeler üzerinde olan, etnik kriz çıkarmanın ateş yakmaktan daha kolay olduğu Balkanlar'da tanık olunan bu gerilimler, 1990'lı yıllarda birbiriyle savaşmış ülkeler arasındaki işbirliği ve diyalog sürecinin bozulmasına ve karşılıklı güven kaybına neden olabilir.
Uluslararası toplum Balkanlar'da yeni bir silahlı çatışmaya izin vermeyecek gibi görünse de bu gerginlik, bölge ülkelerinin ekonomik ve ticari ilişkilerini de olumsuz etkileyebilir.
Birçok insanın hâlâ milliyetçilikle, nefret söylemleriyle ve tarihi olaylarla meşgul olduğu Balkanlar'da asıl yapılması gereken, ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi, yeni istihdam olanaklarının yaratılması, eğitim kalitesinin artırılması, yaşam standartlarının yükseltilmesi ve ortak hedef olan AB üyeliği yolunda adımlar atılması.
Milliyetçi söylemlerin Balkanlar'da oy kazandırdığını bilen siyasetçiler ise gelecek yerine geçmişten bahsediyor, köprüler inşa etmek yerine duvarlar örüyor, birleştirici politikalar yerine ayrılıkçı söylemlere daha fazla yer veriyor. Birlikte yaşamak zorunda olan Balkan halklarının, aralarındaki anlaşmazlıkları da aşması gerekiyor. Balkanlar'ın daha parlak bir geleceğe mi, yoksa kaotik bir belirsizliğin olduğu başka bir yöne mi gideceğini, bölge ülkelerinin, dış müdahalelere fırsat vermeden kendi aralarında anlaşıp anlaşamayacakları belirleyecek.
Yıllar boyunca kanlı savaşların büyük yıkımlara, ölümlere neden olduğu bölgede yeni neslin yeni savaşlara değil, daha parlak bir geleceğe ihtiyacı var. Balkan halkları, sessiz birer takipçi ve sonunu sadece 'yönetmenin' beğendiği kötü bir filmin figüranı olmamalı.
ANALİZ: Kayhan Gül ve Adnan İdriz (Anadolu Ajansı-SARAYBOSNA)