Amasya'da Numan Kurtulmuş: Amaçları, Türkiye ekonomisinin geriye gitmesi
AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, "Türkiye'nin geçmişine baktığınız zaman maalesef acı olaylarla karşı karşıya kaldık. Çok yakın geçmişimizle ifade etmek istiyorum; Türkiye'yi siyaseten sahada çöktürmenin yollarından birisi, ekonomik olarak Türkiye'yi kuşatmaktır. Amaçları; kendi parasını, gücünü ekonomik kalkınmasına harcamaması, Türkiye ekonomisinin geriye gitmesi ve Türkiye'nin bu coğrafyada ekonomik olarak kendi kendine yeterli bir hale gelmemesidir" diye konuştu.
Amasya'ya gelen AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, Pirler Parkı'nda sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile kahvaltıda görüştü. Burada konuşan Kurtulmuş, Türkiye'nin kuklacılar tarafından birtakım operasyonlara tabi tutulduğunu belirterek, "40 yıldır PKK'nın desteklenmesinin sebebi budur, uzun süredir FETÖ'nün desteklenmesinin ve hâlâ desteklenmeye devam edilmesinin sebebi budur; Türkiye'yi bir şekilde hareketsiz hale getirmek, Türkiye'yi kendi başıyla uğraşır, kendi problemleri ile uğraşır bir ülke haline getirmektir. Bunun karşısında Allah'a çok şükür milletimiz hep beraber dik durdu, en son 15 Temmuz darbe teşebbüsünde de iradesine sahip çıktı, FETÖ'cü eşkıyaya haddini bildirdi, Recep Tayyip Erdoğan'ın arkasında durarak bu istikamette kendi iradesini koruyacağını ve bu oynanan oyunları bozacağını ortaya koymuş oldu" ifadelerini kullandı.
'EKONOMİ ÜZERİNDE OPERASYONLAR VAR'
Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak için ekonomi üzerinde yapılan operasyonlar olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "24 Haziran seçimlerinden hemen sonra Türkiye'de döviz kurları üzerinde yapılan manipülasyonlar tamamı ile dışarıda kurgulanmış ve uygulanmaya konulmuştur. Gün gün biliyoruz, Türkiye'de borsa kapandıktan sonra Uzak Doğu borsalarında Türk varlıkları üzerinden, Türk parası üzerinden operasyonlar yaparak dövizi bir anda, bir gecede yükselttiler. Hatta geçtiğimiz Kurban Bayramı öncesinde neredeyse 8 lira seviyesine gelebilecek bir manzara ile karşı karşıyaydık. Çok şükür ekonomi yönetimimizin, kurum ve kuruluşlarımızın vaktinde aldıkları etkili tedbirler ile, dövizi bekliyorlardı ki 8- 10 lira olsun, o zaman herkes allak bullak olacak, ekonomi dağılacak, Türkiye ayakta duramayacaktı, Allah'a çok şükür alınan tedbirlerle hedeflenen aralık olan 5-5, 5 lira aralığına yıl sonu itibarıyla çekildi ve bugün de zannediyorum akşam 5,30 civarındaydı. Bugün de bu seviyeye geldi" diye konuştu.
Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin geçmişinde acı olaylarla karşı karşıya kaldığını hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin geçmişine baktığınız zaman maalesef acı olaylarla karşı karşıya kaldık. Çok yakın geçmişimizle ifade etmek istiyorum; Türkiye'yi siyaseten sahada çöktürmenin yollarından birisi, ekonomik olarak Türkiye'yi kuşatmaktır. Bunun için örnek olsun diye söylüyorum; 2013 yılının Mayıs ayında başlayan, 28 Mayıs'ta başlayan, en uç noktaya çıkan Gezi Parkı olayları öncesinde baktığınız zaman, Gezi Parkı olayları, birtakım örgütlerin sahaya çıkarak hükümet karşıtı bir gösterisi gibi görüyoruz. 'Ne var bunda, ekonomi ile ne alakası var?' diyoruz. Ama Mayıs 2013'te Türkiye Cumhuriyeti tarihinin faiz oranları bakımından en düşük noktasındaydık, yüzde 4,63, ayrıca o ay içerisinde Türkiye IMF ile olan ilişkisini bitirdi, tamamı ile IMF'den bağımsız bir ekonominin içerisine girdi. Vay sen misin bunları yapan; bir anda baktık, Gezi Parkı'nda iki tane ağacı bahane edenler sokaklara çıktılar. Ve ne yazık ki Türkiye tabiri caizse uçurumun kenarından geldi. Gezi Parkı olaylarının sonuçlarına bakıyoruz, çok şükür milletin dirayeti ile bastırıldı, ama sonuçlarından birisi; faizin yukarıya çıkması, aynı zamanda da kurların yukarıya çıkmasıdır. Geliyorsunuz, 17-25 Aralık, baktığınızda bir yargı operasyonudur. FETÖ'cü yargıçlarla, FETÖ'cü polisler hükümete karşı bir operasyon yapıyor, sonuçlarına bakıyorsunuz; faiz yükselmiş, döviz yükselmiş. 15 Temmuz'dan sonra da kur yükselmiş, faiz yükselmiş. Amaçları; kendi parasını, gücünü ekonomik kalkınmasına harcamaması, Türkiye ekonomisinin geriye gitmesi ve Türkiye'nin bu coğrafyada ekonomik olarak kendi kendine yeterli bir hale gelmemesidir."