Hatay'da Ekrem Dönmez: "Herkesi sorumluluk almaya çağırıyoruz"
Hatay Barosu Başkanı Av. Ekrem Dönmez, yerel seçim sonrası yaşanan tartışmalarla ilgili olarak, "Bir an önce hukukun üstün kılındığı, insan hak ve hürriyetlerine saygılı bir yönetişim tarzına ve diline dönülmesi için herkesi sorumluluk almaya çağırıyoruz" diye ifade etti.
Dönmez, yaptığı açıklamada, Hatay Barosu olarak her seçimde olduğu gibi, 31 Mart 2019 tarihli Mahalli İdareler Genel Seçimlerini yakından izlediklerini belirterek, "Gerek seçimler öncesinde gerekse seçimler sonrasında yaşanan tartışmalar, Türkiye’nin demokratik bir hak olan seçme-seçilme özgürlüğü başta olmak üzere birçok alanda yaşanan demokratik yönetişim ilkelerini benimseyemediğini, hukuka saygı çerçevesinde yıllar önce çözülmüş olması gereken genel idare ilkelerinin, hiç çözülememiş olduğunu, bir seçim arifesinde ve sonrasında bir kez daha yaşadık" diye konuştu.
Seçimle ilgili bir sorun veya krizi çözmekle tek yetkili organ olan Yüksek Seçim Kurulu’nun, krizin sebebi haline geldiğini ileri süren Dönmez, bununla birlikte siyasetçilerin sorumluluk içermeyen, seçmene mesaj verme kaygısı içeren ve hukuk dilinden uzak söz ve uygulamalarının, var olan krizi daha da çıkmaz bir hale getirdiğini ifade etti.
Türkiye’nin, bu sürecin artık genel evrensel ilkeler esasıyla tamamlanmasını beklediğini söyleyen Dönmez, şöyle devam etti:
"Hukuka uygun davranma-sorumlu davranma çağrısı yapan baroları sorumlu olmadıkları bu krizin içine itmeye kimsenin hakkı yoktur. Barolar demokratik bir ülkenin işleyişinin, hukuk devletinin can damarlarıdırlar, sigortalarıdırlar. Barolar; hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi, insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak üzere demokratik ilkelere göre çalışan kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır. Hal böyleyken; yetkili-yetkisiz herkesin konuştuğu ortamda, gündem ve yerel seçimlerle ilgili değerlendirme yapan baroların açıklamalarına refleks göstermek; baroların bir toplumdaki varlığı ve hukuksal işlevinin bilinmemesine ve hukukun üstünlüğünün içselleştirilmemesine bağlıyoruz. Barolar Avukatlık Kanunu ile kendilerine verilen görevleri yerine getirmektedirler. Her demokratik kurum gibi herkes kendi üzerine düşeni yapsa ülkenin bu hale ve seçim sonrasına dönüşmesi söz konusu olmazdı. Bir an önce hukukun üstün kılındığı, insan hak ve hürriyetlerine saygılı bir yönetişim tarzına ve diline dönülmesi için herkesi sorumluluk almaya çağırıyoruz."