Mersin'de Vahap Seçer: “Henüz borçlanma yetkisini kullanmadım”
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, meclisten aldığı borçlanma yetkisini henüz kullanmadığını belirterek, “Borç yiyen kesesinden yer. Bunu en iyi ben bilirim, ben işadamıyım. Benim derdim, orada bir can simidi olarak dursun. Şu anda da bir haftayı geçti bu yetkiyi kullanmadım” diye konuştu.
İhlas Haber Ajansı (İHA) Adana Bölge Müdürü Adnan Kulak, Mersin Büro Sorumlusu Hüseyin Kar ile birlikte Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’i makamında ziyaret etti. Samimi bir ortamda gerçekleşen ziyarette, Bölge Müdürü Kulak, Seçer’e yeni görevinde başarılar dileyerek, İHA’nın çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Çalışan, işini layıkıyla yapan gazetecinin her zaman yanında olduğunu belirten Seçer de geçen yaklaşık 6 aylık sürede gerçekleştirilen hizmetler ve Mersin kamuoyunu yakından ilgilendiren konularda İHA muhabirinin sorularını yanıtladı.
“Bir haftayı geçti borçlanma yetkisini kullanmadım”
Mayıs ayından bu yana beklediği 349 milyon 500 bin TL’lik borçlanma yetkisini 13 Eylül’de yapılan meclis toplantısında alan Başkan Seçer, söz konusu borçlanma talebine bir kez daha açıklık getirdi. “Borçlanma yetkisini almamak bizim için dünyanın sonu değildi” diyen Seçer, ancak borçlanmanın, Büyükşehir Belediyesi’nde işlerin rahat yürümesi, bazı yatırımlar, faaliyetler ya da geriden gelen önemli bir borcu ödeme açısından ihtiyaç halinde borç alarak ellerinin altında önemli bir enstrüman olduğunu vurguladı. Seçer, “Yoksa zorda kalmadıktan sonra ben niye borçlanayım? Ben çok mu hevesliyim faiz ödemeye? Böyle bir şey yok. Dikkat ederseniz çok da zorlamadım meclisi. ‘Benim borcum bu, harcım bu’ dedim. Borç yiyen kesesinden yer. Bunu en iyi ben bilirim, ben işadamıyım. Benim derdim orada bir can simidi olarak dursun. Şu anda da bir haftayı geçti bu yetkiyi kullanmadım. Borçlanma zaman zaman bizim müracaat edeceğimiz bir enstrüman olarak şu anda duruyor. Şu anda borçlanmamız yok” diye konuştu.
“Devraldığımız borcun üzerine en az 200 milyon lira daha tahakkuk etti”
Borçları ödeme noktasında iki aydır biraz nefes aldıklarını belirten Seçer, geçen ay bayramdan önce de esnafa 27 milyon lira borç ödediklerini söyledi. Her ay 60-70 milyon lira zorunlu ödemelerini yaptıklarını dile getiren Seçer, “Geriden gelen zorunlu ödeme borçlar var. İşçi ücretleri, memur maaşları, SGK, akaryakıt ve elektrik giderlerinin dışında, geriden gelen açık hesap borçlar bunlar. Tabi yapılandırılmış borçlar var, ödüyoruz. Beş ayda 375 milyon lira borç ödedik. Geçen yılın ilk 5 aylık dönemine göre toplamda borçlarımız 109 milyon düşmüş. 1 Nisan’da devraldık, ancak devraldığımız borcun üzerine de tahakkuklar devam etti. En az 200 milyon lira daha tahakkuk etti. Biz dedik ki, 400 milyon lira piyasa borcu var, 600 milyon liranın üzerinde düzenli ödememiz gereken zorunlu ödemeler var ama 400-500 milyon lira da tahakkuk edilmeyen var. Bu borçların üzerine de en az 200-250 milyon lira yeni tahakkuklar oldu. Bizim harcamalarımız da var. Ona rağmen 375 milyon lira borç ödedik.
Her ay 100 milyon liranın üzerinde para ödüyoruz. Bizim aylık gelirimiz 90-110 milyon lira arasında. Bu parayı biz çok efektif harcıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Kovanın altındaki delikleri tıkadık. Harcamalarda önemli düşüş oldu”
Asıl meselenin, harcamalarda sağladıkları düşüş olduğuna dikkat çeken Seçer, özellikle ‘gereksiz’ olarak nitelediği harcamalarda önemli bir düşüş olduğunun altını çizdi. Seçer, “Harcamalarda önemli düşüş oldu. Geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre 100 milyon liranın üzerinde bir eksik harcama var. Bunlar tamamen hiçbir şey aksamadan yapılıyor. Hizmetler yine yapılıyor ancak gereksiz harcamalar var. Daha ince eleyip sık dokuyoruz. Bir işi daha ucuza mal etmek için inanılmaz çaba sarf ediyoruz. Örneğin, gereksiz etkinlik harcamaları var. Etkinlik harcamalarında organizasyon adı altında bir sürü şişkin fatura var. Bu hukuki konulara girer, ispat edemeyeceğimiz bize dokunan ödemeler yapıyoruz ve ispat edemiyoruz. Gelmiş geçmiş, teslim alınmış, harcanmış, bitmiş gitmiş ama ben olsam yapmazdım bunları. Ben olsam gereksiz bulurdum. Binalar yapılmış, şirketler zarar etmiş. Denizkızı zarar etmiş. Bütün bunları asgariye çektik. Denizkızı şirketi, sahilleri işletiyoruz, muazzam bir tasarrufa gittik, üç aşağı beş yukarı başa baş çıktık. Üstelik daha yeni yaklaşık 1 milyon 750 bin liralık alışveriş yapmışız; şezlong, şemsiye, demirbaş edinmişiz. Buna rağmen çok az eksideyiz. Bunlar çok önemli. Belediyemizin kendi bünyesindeki harcamaları, bana göre gereksiz israf olan harcamalar. Bunlar düştü. Yani kovanın altındaki delikleri tıkadık. Bunu sağlayabilmeniz için belediyeye hakim olmanız lazım. Bunu sağlamaya çalışıyoruz. Bunu yaptığımızı düşünüyorum” dedi.