Son nefese kadar Erdoğan'a yol arkadaşı...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Yol arkadaşım' dediği Erol Olçok, 15 Temmuz gecesi 16 yaşındaki evladıyla birlikte şehadete yürüdü. Hain darbe girişiminin 4. yıl dönümünde dualarla anılan Olçok, o gece vatandaşları 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne yönlendirerek darbecilerin durdurulmasında önemli bir rol oynadı...
15 Temmuz darbe girişiminde 16 yaşındaki oğlu Abdullah Tayyip Olçok ile birlikte 15 Temmuz Şehitler Köprüsü üzerinde şehit olan Erol Olçok, diriliş destanının sembol isimlerinden biri oldu.
AK Parti'nin akıllara kazınan reklam filmlerinde imzası bulunan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Yol Arkadaşım' diye bahsettiği Olçok, o gece Altunizade'deki evinde bulunuyordu.
Darbe girişimini haberini alan Olçok, kendisiyle köprüye gitmek isteyen oğluna "Evde kal." demesine rağmen, "Ben de geleceğim" şeklindeki ısrarlarına dayanamadı.
VATANDAŞLARI KÖPRÜYE YÖNLENDİRDİ
Oğluyla Recep Tayyip Erdoğan'ın Kısıklı'daki evinin önüne giden Olçok, vatandaşları, darbecilerin yoğun olarak toplandığı köprüye yönlendirdi.
Kısıklı'dan 15 Temmuz Şehitler köprüsü'ne giden Olçok ile oğlu, darbeci askerlerin açtığı ateşle vuruldu.
ERDOĞAN ANLATIRKEN HIÇKIRIKLARA BOĞULDU
Orada hayatlarını kaybeden Olçok ile oğlunun cenazeleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gözyaşlarıyla Karacaahmet Mezarlığı'na yan yana defnedildi.
"NİCE DÜĞÜMLERİ BERABER ÇÖZDÜK"
Öte yandan Erol Olçok isimli kitapta da Olçok ile dostuğundan bahseden Erdoğan, şu ifadelere yer verdi:
"Çeyrek asırlık arkadaşlığımın, dostluğumun, kardeşliğimin olduğu Erol Olçok'u ve oğlu Abdullah Tayyip'i bir kez daha rahmetle, hasretle, sevgiyle yâd ediyorum. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Erol'un verdiği tepki, gösterdiği önderlik, sergilediği cesaret ve yiğitlik, tam da onu yansıtan, onu ifade eden bir tarzda olmuştur. 1993'ten beri hiç ayrılmadık, hep beraber yol yürüdük; nice zaferleri beraber tattık, nice sancıları beraber çektik, nice krizleri beraber göğüsledik, nice düğümleri beraber çözdük."
Erdoğan darbe girişimi sonrası yaşananları ise şöyle anlattı:
"Darbe girişiminin duyulduğu andan şehadetine kadar geçen hadiselerin ayrıntılarını öğrendiğimde, bir yandan gözyaşlarıma engel olamazken, diğer yandan da iç dünyamda 'Evet, bu bizim Erol' diyordum. Erol'un hesapsızlığının, hasbiliğinin, inandığı doğrular söz konusu olduğunda yapabileceği fedakârlıklarda sınır bulunmadığının en güzel ispatı, 15 Temmuz gecesi mücadeleye, canından öte tuttuğu, gözünün nuru oğluyla birlikte çıkmış olmasıdır. Abdullah Tayyip de, o gece darbeci hainlerin karşısına cesaretle dikilirken, babasının oğlu olduğunu ispatlamıştır."