Soner Polat’ın cenazesine damga vuran dua...

Bir süredir kanser tedavisi gören ve 30 Eylül’de hayatını kaybeden Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Emekli Tümamiral Soner Polat, son yolculuğuna uğurlandı.

Binlerce kişi tarafından son yolculuğuna uğurlanan Polat'ın cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığında toprağa verildi.

'Balyoz' kumpas sürecinde FETÖ tarafından hedef alınan isimlerden olan Polat'ın cenazesinde duygusal anlar yaşandı.

CENAZEYE DAMGASINI VURAN DUA

İlahiyatçı yazar Ömer Döngeloğlu, emekli Tümamiral Soner Polat'ın cenaze töreninde yaptığı konuşmada, "Bazı cenazeler gelir ki siz onun şehadetine muhtaçsınızdır. Siz, 'Biz sizin hakkınızı koruyamadık, özür dilemeye geldik, güle güle demeye geldik' dersiniz. Ben, paşam için bugün bu niyetle buradayım" ifadelerini kullandı.

Döngeloğlu, Polat’ın naaşı başında önce Hud suresinden ayet okudu, sonra sözlerine şöyle devam etti;

"Bu bir ölüm ayeti değildir, salaya gelen cenazeler için okunan ayet de değildir. Bu ayette ‘Sakın zalimlere meyletmeyin, zulmedenlere meyletmeyin. Ateş sizi de kuşatır’ buyuruyor Allah. Biz babadan, Anadolu’da dedelerimizden, Yunus’un nefesinden, Mevlana’nın dergahından duyduk ve öğrendik ki bir elmayı çalanın bile kul hakkı olurmuş. Ya ömrü çalınanlar, ya umudu alınanlar, ya hakkı gasp edilenler? Bazen yaşarken küçülür insanlar, bazen ölürken büyür insanlar. Yaşamın küçülttükleri, hayatlarıyla rezileştirkçe rezileşenler, ölürken ölümsüzleşenler. Rahmetli Nazım Hikmet’in dediği gibi, ‘Dostlarım hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.’ Milli şair Akif’in dediği gibi ‘Ölüm arzular ebediyeti ama, yalnız yaşadım. Öldüğümü kim nereden bilecek?’"

‘BAZEN SİZ ONUN DUASINA MUHTAÇ OLURSUNUZ’

“Kardeşlerim üç kardeşimiz Nurhan hanımefendi, Mehmet Muzaffer beyefendi ve onların ortasında çok kıymetli komutanımız, Soner Polat paşamız rabbine dönüyorlar. Bizden bir hüsnü şahadet bir de helallik ister. Hüsnü şahadet nedir bilir misiniz? Öyle torpille, adamla, parayla olan birşey değildir. İçinizden gelerek, bütün hücrelerinizi şahit tutarak ‘evet iyiydi bu adam’ diyenler. Bazen musallaya cenazeler gelir hakikaten adam sizin duanıza muhtaçtır. Ama bazı cenazeler gelir ki siz onun şahadetine muhtaçsınızdır. Siz ‘sizin hakkınızı koruyamadık güle güle demeye geldik’ dersiniz. Paşam ben bugün bu niyetle burdayım.

Avukat Faik Işık dostum davet ettiğinde ve konuyu anlattığında içimden gelerek dedim ki evet. Bazen geç kalmış olsanız bile geç kalmış bir özür bile özürdür kardeşlerim. Toprak üstüne örtülmeden bu kahramanın ve Müslüman kardeşlerinizin iyi bir insan, iyi bir komutan, iyi bir anne baba, iyi bir arkadaş, vatanını seven, dini, milletini, devletini, halkını seven iyi insanlar, hayırlı hizmetler yapan güzel insanlar olduklarına, iyi bir akraba, iyi bir komşu, iyi bir dost olduklarına şahitlik eder misiniz? “Bizim şahitliğimizi bizim duymamız yetmez toprak duysun yaprak duysun. Yerde yürüyen karınca, gökte uçan kuş duysun ki, zalimler kime zulmederlerse etsinler bir gün hak yerini bulur bu adam adamdı diyen insanlar ona şahitlik etmek için toplanır. “Kardeşlerim Anadolu kültürünün, bizim Müslüman milletimizn mayasının ruhunda şu vardır; Aynı yolun yoldaşları, aynı davanın gardaşları, aynı vatanın evlatları dünyada adım beraber yürüdülerse yetmiş yıl ahirette hesaplaşırlar. Kul hakkı bu kadar hassastır. Şu Nurhan hanımefendiye, şu Mehmet Muzaffer beyefendiye ve şu kıymetli komutanımıza haklarınızı helal eder misiniz?”

"HELAL OLSUN"

Nâzım Hikmet’ten ve Mehmet Akif’ten alıntılar yapan Döngeloğlu, konuşmasında FETÖ’yü lanetledi. Döngeloğlu helallik istediğinde ise “Helal olsun” sesi camide yankılandı!

"ÖLÜMÜYLE BİLE KAPI KÖPEKLERİNE DERS VERDİ"

Emekli Tümamiral Soner Polat'ın vefatının ardından, Star Gazetesi yazarı Ardan Zentürk de duygusal bir yazı kaleme aldı.

Soner Polat'ın vefatıyla bile, ülkesine ihanet eden FETÖ'cü hainlere ders verdini belirten Zentürk, "Allah büyüktür. Millet ve ümmet için mücadele eden ile İslam’ı Haçlı’ya, Davud Yıldızı’na satmaya çalışan FETÖ gibiler arasındaki farkı, bu dünyada mutlaka gösterir. Polat komutan, üniformalarıyla Yunan’a sığınanlara, emperyalist başkentlerin kapı köpeği olanlara, şerefli bir askerin ölümüyle bile ders verebileceğini gösterdi." ifadelerini kullandı.

İşte o köşe yazısı;

- Yaşarken küçülmek, ölürken büyümek

Levent, Afet Yolal Camii’nin avlusunda dün buluşan binlerce insan, bayrağa sarılı tabutun çevresinde hiç konuşmadan, sessizce ama büyük bir hüznü neredeyse ete-kemiğe büründürerek bekliyordu.

Ortak ruh halini, cenaze için mükemmel bir helallik konuşması yapan ilahiyatçı yazar Ömer Döngeloğlu’nun, “Cenazelerde esas olarak katılanların merhuma helalliği istenir ama bu cenazede burada bulunanların merhuma özür ve ondan alacakları bir helalliğe ihtiyacı var” sözleri çok iyi anlatıyordu.

Türk Deniz Kuvvetleri’nin yetiştirdiği mümtaz ve vatansever subay, (E) Tümamiral Soner Polat için düzenlenen cenaze töreninde yer alanlar, aslında, yüreği vatanı için atan, günü geldiğinde bu topraklar için esir düşmeyi de Kuvvayı Milliye mücadelesinin yeni bir cephesi olarak gören bir subaya zamanında tam olarak sahip çıkamamanın burukluğunu, hatta ruh ezikliğini yaşıyorlardı.


Balyoz ihanetinin getirdiği ağır yük

Serdar Okan Kırçiçek, Cem Aziz Çakmak, Levent Erkek, Mehmet Fatih İlğar, Turgay Erdağ, FETÖ’nün Türk Deniz Kuvvetleri’nin bitirme kumpası Balyoz’un sanıklarıydı. Olağanüstü komutanlık yetenekleriyle, bileklerin hakkıyla, 2008 Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararları çerçevesinde albaylıktan tuğamiralliğe yükseldiler.

Bir önlerinde 2009 YAŞ’ında tümamiralliğe yükselen Soner Polat ve A.Semih Çetin ve yine Tümamiral Cem Gürdeniz vardı.

Hepsi, askeri bilgileri, kurmay birikimleri, “kuvvayı milliye”nin doğal askeri kimlikleriyle, Türk Deniz Kuvvetleri’ni uzak ufuklara taşıyacak yapıdaydılar.

Bugün, Doğu Akdeniz’deki zengin enerji kaynakları üzerinde dönen oyunlar çerçevesinde net olarak anladığımız, bu yetenek ve birikimleriyle doğrudan Amerikan emperyalizminin hedefi olduklarıdır.

FETÖ’nün Balyoz kumpası onları üniformalarından söktü aldı…

Türkiye, her dört amiralden birinin cezaevinde yattığı, Washington ve Brüksel’de hazırlanmış “kıyım listelerinin” FETÖ’cü savcılar ve özel yetkili mahkemeler eliyle devreye sokulduğu bir dönem yaşadı.

Mustafa Kemal’in kayıtsız-şartsız gerçek askerlerini hukuk-guguk tartışmalarının gölgesinde Amerikan emperyalizmine teslim ettik.


Işık Koşaner’in istifası

“Kol kırılır yen içinde” diyeceğimiz zamanları geride bırakalı hayli oldu, çok kanlı tecrübeler yaşadık.

Genelkurmay eski Başkanı (E) Orgeneral Işık Koşaner’in kuvvet komutanı silah arkadaşlarıyla birlikte istifa ettikten 5 yıl sonra, ülke 15 Temmuz ihanetinin sıcaklığını yaşarken yaptığı şu açıklama önemlidir:

“Büyük bir general, subay, astsubay kitlesi yok yere hapisteydi. Mahkeme görevini yapmıyordu. Savcı ve hakimlerin tutumları aleni olarak hukuka aykırıydı. (..) Biz asker olarak emir verdiğimizde askerimiz koşarak ölüme gidiyor. Biz onun hakkını korumak zorundayız, ölümüne korumak zorundayız. YAŞ kararlarında bunların hepsini bana attıracaklardı. Bu mümkün değildi. Yaptığım zaman bu suça ortak olacaktım.”

Bu açıklamayı tersten okuduğunuzda ortaya şu soru çıkar: TSK’da suça ortak olanlar kim?

FETÖ’nün siyasetteki gerçek kurmaylarıyla, bu ihanet şebekesinin ordudaki suç ortaklarını tam olarak ortaya çıkaramadan rahat uyumak mümkün müdür?..


Vatanseverin ölümü

Soner Polat, bir zamanlar, günü birlik işbirlikçilerin heykellerini dikmeye çalıştıkları FETÖ’cü savcı ve hakimlere karşı direnişin sembollerinden biriydi, ona zulüm yapanlar Döngeloğlu’nun dediği gibi yaşarken küçülüyor, o ise ölümüyle büyüyor!..

Allah büyüktür.

Millet ve ümmet için mücadele eden ile İslam’ı Haçlı’ya, Davud Yıldızı’na satmaya çalışan FETÖ gibiler arasındaki farkı, bu dünyada mutlaka gösterir.

Polat komutan, üniformalarıyla Yunan’a sığınanlara, emperyalist başkentlerin kapı köpeği olanlara, şerefli bir askerin ölümüyle bile ders verebileceğini gösterdi.

Dün, Levent’te, camii avlusunda bunu yaşadık.

Allah mekanını cennet eylesin.

 

 

Soner Polat’ın cenazesine damga vuran dua... ile ilgili etiketler FETÖ asker cenaze Vatan Partisi
GÜNÜN VİDEOSU

Diyarbakır'da üzücü olay: Yolda yürürken bir anda yere yığıldı! Gerçek sonradan ortaya çıktı...

Diyarbakır'da bir vatandaş, kaldırımda yürüdüğü sırada kalp krizi geçirerek yola yığıldı. Hastaneye kaldırılan vatandaş, tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.