Sosyal medyada 'influencer'lara savaş

Sosyal medya fenomenleri hakkında vergisiz gelir elde ettikleri gerekçesiyle imza kampanyası başlatıldı. Toplanan imzaların Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) şikayet amacıyla gönderileceği belirtiliyor.

Günümüzde içerik üreticileri  (influencer)olarak tanınan bazı sosyal medya fenomenlerinin ünlü markaların ürünlerini tanıtarak haksız kazanç elde ettiği iddia edildi.

CİMER'E GÖNDERİLECEK

Kısa sürede büyük bir tepki haline dönüşen ve binlerce imza toplanan duruma ilişkin bugünkü köşesinde değerlendirmelerde bulunan Hürriyet gazetesi yazarı Savaş Özbey, "6 bin 894... 6 bin 895... 6 bin 896... Tık tık tık atıyor sayı. Hedef 7 bin 500 imza. Ama siz bu satırları okurken belli ki hayda hayda geçmiş olacak 7 bin 500’ü. Eski Vine fenomeni Hakan Hepcan’ın change.org’da başlattığı fenomen protestosu kampanyası bu. Sosyal medya fenomenlerinin vergisiz kazanç elde etmesine karşı toplanıyor imzalar. Yeterli sayıya ulaşınca CİMER'E gönderilecek." ifadesini kullandı.

Özbey imza kampanyasının metninde, “Sosyal medya mecralarında yer alan içerik üreticileri (influencer) kendi sosyal medya kanallarında markaların isimlerini geçirerek, vergi ödemekten kaçarak reklam yapmaktadırlar. Bu kampanyada sen de ol." denildiğini aktardı.

''TEK KURUŞ ÖDEMEDEN KAZANÇ''

Özbey yazısında, "Hakan Hepcan’ı sevebilirsiniz, sevmeyebilirsiniz. Hatta diyebilirsiniz ki 'Kendisi eski fenomen olmasaydı, şimdi eskisi kadar ünlü olsaydı, aynı reklamları bizzat almayacak mıydı...'Bilemem. Günahı boynuna. Ama yaptığı şey bir başlangıçtır, bir adımdır. Burada asıl mesele, bir sonuç alınıp alınmayacağı.Bence çok zor. Şirketler her yıl reklam bütçelerinin belli bir oranını sosyal medyaya ayırdıkları sürece, bu para bir şekilde bu mecralara akacak. Ve birileri de bu işlerden deli gibi para kazanmaya devam edecek. Sözüm kimsenin kazancına değil. Sorun, asgari ücretliden vergi alınırken milyonları götüren bu insanların tek kuruş ödemeden kazanç sağlaması." düşüncesini dile getirdi.

Özbey, "Tabii neyin reklam olduğunu, neyin olmadığını ispatlaması neredeyse imkânsız. Çünkü biliyorsunuz genelde şöyle dönüyor işler: “Herkes rujumun markasını sormuş, söyleyeyim...' 'Üstümdeki elbise mi? Bilmem nereden aldım...'O yüzden kolay kolay bir sonuç alınamayacağını bilmeme rağmen yine de olumlu görüyorum bu girişimi. En azından arı kovanına bir çomak sokulmuş olacak.Maliyenin içlerinden iki-üç tanesini bile takibe alması biraz korkup çekinmelerine, ayaklarını denk almalarına neden olursa bu bile çok iyi bir gelişme." ifadesini kullandı.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...

GÜNÜN VİDEOSU

Dilan Polat'ın hayranı pes dedirtti: Cezaevine girdiğinizde kalp krizi geçirdim!

Dilan Polat cezaevine girince kalp krizi geçirdiğini söyleyen hayranı, Polat ile bir araya gelince ağladı.