Taliban liderlerinin önünde poz verdiği o resim neyi anlatıyor? Erhan Afyoncu o resmin hikayesini yazdı
Taliban'ın Kabil'de kontrolü ele geçirmesi sonrası Cumhurbaşkanlığı sarayında Taliban liderlerinin verdiği poz tüm dünyada yankı uyandırmıştı. Söz konusu fotoğrafta arkada yer alan resmin ise dikkat çeken bir hikayesi var. Resimde Afganistan'ın kurucu babası olarak bilinen Ahmed Şah Dürranî’nin ülkenin kontrolünü ele geçirmesinin tasviri yer alıyor.
ABD'nin Afganistan'dan çekilme kararı sonrası Taliban'ın 10 günde Kabil'de kontrolü ele geçirmesinin yangıları tüm dünyada sürüyor. Taliban'ın ilerleyişi sonrası ülkede büyük kaos çıkarken binlerce kişi ülkeden kaçmaya çalışıyor.
Taliban liderlerinin Kabil'e girişi sonrası Cumhurbaşkanlığı sarayında verdiği pozda bir ayrıntı dikkat çekti. Tüm dünyaya servis edilen görüntülerde arka planda bir resim buluyor. Söz konusu resmin Afganistan'ın tarihinde önemli bir yerinin ortaya çıktı.
Milli Savunma Üniversitesi Rektörü. ve Sabah gazetesi yazarı Erhan Afyoncu söz konusu resmin hikayesini anlattı. Afyoncu, resmin Ahmed Şah Dürranî’nin Afganistan’ın başına geçişinin temsili olduğunu anlattı. Dürranî, Afganistan'ın kurucu babası olarak biliniyor.
Erhan Afyoncu'nun "Tâlibân, Afganistan’ın kurucu babasına ait tablonun önünde böyle poz verdi" başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle:
"Nadir Şah, 1747'de öldürülünce İran büyük bir kargaşaya sürüklendi. Afganistan aşiretlerinden Peştun Abdalî kabilesi reisi Ahmed Şah Dürranî, bu kargaşadan istifade ederek Kandehar'da hükümdarlığını ilan etti ve Afganistan Devleti'ni kurdu.
Abdalîler'in bölgede daha önce hâkimiyet kurmuş Akhunlar'dan (Eftalit) geldiği söylenir.
Eşref Gani'nin makamında bulunan ve Tâlibân liderlerinin bütün dünyaya önünde poz verdiği tabloda Ahmed Şah Dürranî'nin Kandehar'da Afganistan'ın başına geçişi temsili olarak resmedilmiştir.
Dürranî, 1751-1752 yıllarında Afgan Türkistanı'na bir sefer başlattı. 1751'de Pencab'a girdi. Afganlar'ın hızlı yayılışı üzerine Babürlüler, 1752'de İstanbul'a bir elçi gönderdiler. Babürlü elçisi, Afganistan Devleti'ne karşı Osmanlı'ya ittifak kurmayı teklif etti, ancak teklifine olumlu bir cevap alamadı.
Osmanlılar'ın ittifak teklifini kabul etmemesi Dürranî'nin elini rahatlattı ve Babürlüler aleyhine hâkimiyet alanını daha da genişletti. 1756'da Delhi'ye hâkim oldu. 1761'de Maratalar'a karşı kazandığı Panipat Muharebesi sonrasında Hindistan'daki hâkimiyeti daha da perçinleşti."
OSMANLI'YA İTTİFAK TEKLİFİ
"Hindistan'daki başarılarından sonra bu kez Ahmed Şah Dürranî, 1762'de Osmanlı yönetimine ittifak teklifinde bulundu. Sultan III. Mustafa'ya gönderdiği nâmede, nasıl tahta çıktığını, Hindistan'daki zaferlerini anlattıktan sonra İran'a karşı ittifak teklif ediyordu.
Dürranî'nin Hindistan'daki başarılarına rağmen Osmanlılar'a ittifak teklif etmesinin en önemli sebebi, İran'da yaşanan iç karışıklıklardı.
Ahmed Şah, nâmesinde Safevîler ve Babürlüler gibi kadim devletlerin başına gelenlerin ibretlik bir durum olduğunu, "Dünyanın ahvalinin karıştığını", "Eski büyük devletlerin sarsıldığını" söylüyordu.
Devamında İran'daki anarşinin bütün İslâm dünyasına sirayet etme tehlikesinin bulunduğunu, bunu da ancak Osmanlılar ve kendisinin durdurabileceğini yazıyordu.
Ahmed Şah'a Aralık 1762 tarihli nâmeyle cevap verildi. Cevapta iki ülke arasındaki kadim dostluk vurgulandı;
Dürranî'nin Hindistan ve İran'daki başarıları övüldü. Buna mukabil İran aleyhindeki ittifak teklifi diplomatik bir lisanla reddedildi. Gerekçe olarak Osmanlılar ile İran arasındaki sulhun hâlâ devam ettiği ve bozmak için de bir sebep bulunmadığı belirtildi.
Ayrıca bir müddettir İran'da süren harpler sebebiyle devlet adamlarının ve halkın zor duruma düştüğü; harap haldeki İran'ı fethetmek şimdi her ne kadar kolaysa da, "böyle zayıf düşmüş bir halk üzerine asker sevk etmek suretiyle onları daha da zor duruma düşürmenin" Osmanlılara yakışmayacağı bildirildi.
Bu cevapla birlikte Afganistan Hükümdarı Ahmed Şah Dürranî'nin ittifak teşebbüsü de akim kaldı."
AHMED ŞAH DÜRRANî
"Ahmed Şah Dürranî'nin hayatı ve Afganistan Devleti'nin kuruluşu, Orhan Yazıcı'nın hazırladığı doktora tezinde ayrıntılı bir şekilde anlatılır.
1722'de doğan Ahmed Şah Dürranî, Abdâlî kabilesi reisi Muhammed Zaman Han'ın oğludur. 1737 yılında Nadir Şah tarafından esaretten kurtarıldı ve şahın hizmetine girdi. Ahmed Şah cesareti, zekâsı ve askerî kabiliyeti sayesinde kısa sürede Nadir Şah'ın dikkatini çekti. Şahın özel koruma birliğinin başına geçti. Nadir Şah ile birlikte birçok sefere katıldı ve askerlik tecrübesini artırdı.
Şahın en yakınlarından biri olması sayesinde siyasî dengeleri de iyi öğrendi.
Nadir Şah, 1747'de çadırında iki İran beyi tarafından öldürüldü. Bu hadise İran'da büyük bir iç kaosa sebep olurken Dürranî'nin ise iktidar yolunu açtı. Dürranî, 1747 Haziran'ında Kandehar'da taç giyerek hükümdarlığını ilan etti. Böylece bağımsız Afganistan Devleti kurulmuş oldu. Dürranî, şah unvanını kullanmaya başladı ve kendi adına para bastırıp hutbe okuttu. Devlet idaresinde Afgan kabilelerinin de söz sahibi olmalarına imkân tanıdı ve böylece bölgenin sosyal yapısı ile bir çatışma yaşamaktan uzak durmaya çalıştı.
Ahmed Şah, 1748 yılındaki birinci Hindistan seferinden fazla başarı elde edemese de ikinci Hindistan seferinde Kuzey Hindistan'daki Lahor ve Mültan'ı ele geçirdi. 1750'de Herat ve Meşhed'e hâkim oldu. 1756 ve 1760 yıllarında iki ayrı Hindistan seferine çıktı. 1761'de Maratalar'a karşı Panipat Muharebesi'nde çok büyük bir zafer elde etti. 1762-1767 yılları arasında üç ayrı Hindistan seferi düzenledi.
1770'te Buhara Hanlığı üzerine yürüdü.
Dürranî, 50 yaşına geldiğinde sağlığı bozulmuştu. Yoğun ve stres dolu mücadele yılları şahı fazla yıpratmıştı. Özellikle şeker hastalığı Afgan hükümdarını hızla zayıf düşürmüştü. Ayrıca burnunda çıkan yara dayanılmaz ağrılara sebep oluyordu.
Yara daha sonra vücuduna yayıldı. Bu yüzden 1772 Şubat'ında ikinci oğlu Timur'u veliaht tayin etti. 23 Ekim 1772'de daha 50 yaşında iken öldü ve cenazesi Kandehar'a getirilerek burada defnedildi. Ahmed Şah Dürranî, Afgan kabilelerini bağımsız bir devlet çatısı altında toplamayı başarmıştı.
Afganistan'daki birçok müessesenin temellerini attı, ülkede arazi sayımları yaptırdı ve kadınların haklarını genişletti."