Caligula kendini çirkin bulurdu ve vücudundan nefret ederdi.
Caligula esasen bir lakaptır ve “küçük botlar” anlamına gelir. Daha çocukken babası tarafından minyatür bir Roma askeri gibi giydirilip savaşlara götürüldüğü için birlikteki askerler tarafından kendisine bu lakap takılmıştır. Yakışıklı biri değildir, uzun boylu, ince kollu, saçları dökülmüş, ama vücudu aşırı kıllı biridir. Taç takma töreninde Roma vatandaşları kendisiyle dalga geçmiş ve bir keçiye benzediğini söylemişlerdir. Hal böyle olunca adam delirmiş yavaş yavaş.
Tarihin en sapık ve zalim imparatoru!
Gaius Julius Caesar Augustus Germanicus, yani daha çok bilinen adıyla Caligula. 37 – 41 yılları arasında sadece 4 yıl boyunca hüküm sürmüş, ancak bu kısa hükümdarlık süresine çok fazla sapkınlık, vahşet, delilik, zulüm, vs. sığdırmayı başarmış, Julio-Claudian Hanedanı mensubu ve Roma İmparatorluğunun üçüncü imparatoru... İşte Caligula'nın zalim ve sapık olarak anılmasına sebep olan hayatından öne çıkanlar...
Kendisi aşırı derecede paranoid bir kişilikti ve ailesini öldürttü.
Kendisi tahta çıkar çıkmaz, evvelki hayatından biriktirdiği paranoyak kişilik özellikleri hemen açığa çıkmış ve tüm Roma halkından şüphe etmeye başlamıştır. Tahta çıkmasından birkaç ay sonra ciddi şekilde hastalanmış, Caligula birilerinin kendisini zehirlediğini düşünmüştür. Bu hastalıktan sonra akıl sağlığı asla eskisi gibi olmamıştır. Bu olay onu iyice paranoyak yapmış, kendi sevdikleri de dahil şüphelendiği herkesi öldürtmüştür.
Hastalığının ardından herkes onun delirdiğini düşündü.
İlk başlarda Roma halkı onun imparator olmasından dolayı mutludur. Cömertliğiyle, adaletsiz vergileri kaldırmasıyla ve kanunsuz davrananları hapse atmasıyla başta ordusunun olmak üzere herkesin sevgisini kazanmıştır. Ancak hastalığın ardından davranışları tamamen değişmiş, dengesiz davranmaya başlamıştır. Tarihçiler onun sara hastası olduğunu ve sık sık nöbetler geçirdiğini iddia etmektedir. Beyin humması, şizofreni gibi rahatsızlıkları oldu da iddia edilir. Yani manyak olması için her şey elinin altındaymış aslında.
Öldürmelere bir türlü doyamayan bir yapısı vardı.
Korkunç paranoyası, duygusal dengesizliği ve sınırsız gücü bir araya gelince ortaya resmen bir canavar çıkmıştır. Belki de tarihin ilk “ne baktın birader” cinayetinin müsebbibidir. İmparatorluğunun ilk birkaç ayının ardından aklına her eseni öldürtmeye başlamıştır. Seviştiği kadınların kulağına “istesem buracıkta boynunu koparırlar” demişliği çoktur ve koparttırmıştır da.