Taze bir beyat ve gözetici hakikat...
Hüseyin Kaya, SuperHaber'e yazdı.
Bugün önemli bir gün.
Devletimizin yönetim sistemi değişiyor.
Parlementer sistem yerine Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiyoruz.
Hayırlı olsun inşallah.
Peki böyle olmakla ne olacak, beklenti nedir?
Devlet iradesinin daha hızlı oluşması sağlanacak.
Yetki ve sorumluluk netleşecek.
Kamu hizmetlerinin verimliliği artacak.
Bürokratik oligarşi azalacak.
Erklerin birbirlerine müdahalesi ve işlevsizliği giderilmiş olacak.
Kaynakların verimli kullanılması söz konusu olabilecek.
Daha kararlı bir dış politika sürdürülecek.
İcracı bakanların siyasi ağırlıkları ve hantallıkları olmayacak.
Ve bunun gibi bir çok tıkanıklıklar aşılmış olacak.
Uygulama iyi yapılırsa bu sayılanlardan bir çoğu gerçekleşebilir ve devlet ve millet olarak her türlü israftan kurtulabiliriz.
Bu sitemin ne tür olumsuz sonuçları olabilir derseniz.
Baştan beri dile getirilen otoriter bir anlayışın egemen olma ihtimali.
Bir başka deyişle devlet “tek adamlığa” doğru gider endişesi.
Yasamanın önemsizleşmesi ve yargının bağımsız niteliğini kaybedebileceği kuşkuları.
Siyasi sorumluluğu olmayan bakanların milletin duygularını ve düşüncelerine kulak asmaması gibi.
Bu genel özetten sonra konuyu somutlaştıralım isterseniz.
Ülkemiz demokrasiye sürekli müdahalelerin olduğu, devlet içi oluşumların(paralel yapılar) olduğu, dış mihrakların oyunlarının sergilendiği bir demokrasi olmaktan kurtulamamıştır ne yazıkki.
“Devletin tek sahibi millettir” gerçeği her zaman tahrif edilmiştir yani.
Devletin iyi işlemediğine kaç tane darbe, ekonomik operasyonlar, kayırma, yolsuzluk, ahlaksızlık, adaletsizlik örneği verebiliriz.
Bu tür fesada çok defa sisteminde elverişli olduğundan bahisle sistemi dönüştürüyoruz.
Yaklaşık yirmi yıl iktidarda olan lider ve parti bütün gücüne rağmen söylediğimiz her fesatla karşılaştı.Bu sistem sorunları iktidarın gücüyle de engellenemedi.
Temennimiz sistemin dönüşmesiyle milletin iradesine aykırı bir sorunla karşılaşmayız.Diğer yandan milletin kaynakları verimli kullanılır ve huzur dolu bereketli bir adalet devletine ulaşırız.
Sistemin iyileştirilmesi her zaman sorunları çözebilecek midir?
Adalet devleti sistemin adil bir yapıya kavuşmasıyla gerçekleşecek midir?
İhyacımız sadece bu mudur?
Yani yarından itibaren vatandaş bürokrasi tarafından incitilmeyecek, yetimin hakkı başkasının kurağına girmeyecek, paralel yapılar devlette örgütlenemeyecek, insanlık onuru birinci meselemiz olabilecek midir?
İşte bu duruma çok inanamıyoruz.Doğrusu insani sorumluluk gereği ve vatandaş olarak ta inanmamamız gerekiyor.
Neden böyle diyoruz.
Adil devlet başkanı deyince aklımıza ilk önce gelen Hz.Ömer’in(r.a) sözü olsa gerek.
Sistem(kanun) kötü olsa da iyi idareci adaleti sağlar sistem iyi olsa da kötü idareci zulmedebilir.
O halde iyi sistemin iyi adamlarla işletilmesi lazımdır.
İyi adam kimdir?Bunun en önemli ölçütü. Allahtan korkan idarecidir.
Demokrasi böyle bir ölçüt getirmiyor diyeceksiniz.Demokrasi şükretsin arada bir Allahtan korkan idareciler olmasaydı bu ülkede esamesi okunmazdı.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın ehliyetli ve liyakatlı insanların aynı zamanda bu özelliklerini tamamlayacak ve başarıya ulaştıracak Allahtan korkan idarecileri başımıza getirecektir umudu ve duasındayım.
Bu sistemin işlemesi için bir önemli hususta milletin herşeyi devletten beklememesi gerekir.Çalışması ve üretmesi gerekmektedir.Tarlalarımız boş, denizlerimiz öyle bize bakıyor.Madenlerimizi başkaları işletiyor.Menfaatlerimizi öne alıyoruz.Vallahi kendimi de dahil ederek söylüyorum.Milletin halini görünce idarecilerimizin bir çoğunu da hak etmediğimizi düşünüyorum.Ama bazıları da varki kapıda köpek olarak tutulmaz bir saat.
Asla yanılmayacak kural ne diyor.
“Nasıl iseniz öyle yönetilirsiniz.Biz halimizi değiştirmedikçe hiç bir şey tam olarak değişmeyecek.”
Devlet’in bir kişinin iki dudağı arasından çıkan sözle yönetilmesi ile her kafadan bir sesle yönetilememesi karşılaştırmasında bir hukukçu olarak eleştirilecek de olsam bir kişiden yana olan tavrımı açıkça ortaya koyuyorum.
Lakin istişare bir kişinin sözünün ruhuysa inanın herşey daha anlamlı olacaktır. İyi niyet esastır. Hak esastır. Yaşanmış bütün zorluklar ve fitneler nedeniyle ve gafletler noktasında düşüncelerimizi dondurarak bu başlangıç nedeniyle beyatımızı yenileyip yola Bismillah diyerek girmek gerek.
Hakikate aykırı davranmam dışında bütün mal ve canımla ülkemi milletimi idare edecek Sayın Cumhurbaşkanı’na beyaz ediyorum diyerekte söylediğimi ilk yapan olarak yazımı sona erdireyim.
Kalın sağlıcakla..