TBMM o gece tek ses oldu: Yaşasın Cumhuriyet!
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, Milli Mücadele ile Türkiye'ye bağımsızlığı kazandırdı. Sıra, ülkeyi çağdaşlığa ve uygarlığa taşımaya geldi. Bunun adı da 'Cumhuriyet' oldu. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 97’nci yılı kutlu olsun!
Tarih: 29 Ekim 1923. Saat: 20.45… Yer: TBMM. Cumhuriyet ilan edildi. Alkışlar arasında, duyulan tek ses “Yaşasın Cumhuriyet” oldu. Bugün, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde, tek varlıkları kalplerindeki vatan sevgisi ve üstün cesaret olan bir milletin, milli egemenliğini ilan edişinin, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın yıl dönümü. Ancak bu zafer kolay kazanılmadı.
SIRA SİYASİ ZAFERDE
1.Dünya Savaşı sonrası, tüm yurt işgal altındaydı. Yokluk içindeki millet, yurdunu savunmak için tek başına direniyordu. Bu direnişi, tarihe altın harflerle yazılan ulusal mücadeleye dönüştüren ise Mustafa Kemal oldu. Atatürk, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı. Milli Mücadele'yi başlattı. Erkekler, çocuklar, kucağında bebeğiyle kadınlar, vatan savunması için canını ortaya koydu. Zafer üstüne zaferler kazanıldı. Vatan kurtulmuştu, şimdi sıra Türkiye'yi çağdaşlığa ve uygar medeniyetler seviyesine ulaştıracak olan siyasi zaferlerdeydi. Devrimler arka arkaya geldi.
Atatürk, 29 Ekim günü Meclis kürsüsünden şöyle dedi: “Türkiye Cumhuriyeti mutlu, başarılı ve galip olacaktır.”
HEDEFE ADIM ADIM
Aslında Atatürk, Kurtuluş Savaşı boyunca attığı her adımda hem milletin bağımsızlığı hem de milli egemenliği için mücadele etti. Kimseye söylemese de aklında hep cumhuriyet fikri vardı. 23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılışı bunun ilk adımıydı. Sonrasında yapılan devrimler, cumhuriyete giden yolun önemli dönemeçleri oldu. Her adımında, her cümlesinde, “Milli egemenlik” vurgusu yapan Atatürk, bu hayalini gerçekleştirmek için 1923'ü bekledi.
Ve tarih; 28 Ekim 1923. Ülke bir hükümet kriziyle karşı karşıya kaldı. Çözüm için Atatürk çağırıldı. Mustafa Kemal, yakın çalışma arkadaşları İsmet İnönü, Fethi Okyar ve Kazım Özalp'i Çankaya Köşkü'ne yemeğe davet etti. “Efendiler, yarın Cumhuriyet'i ilan ediyoruz” dedi. Atatürk ve İsmet İnönü sabaha kadar Meclis'e sunulacak taslak üzerinde çalıştı. Atatürk, metnin ilk maddesine şunu yazdı: “Türkiye Devleti'nin hükümet şekli Cumhuriyet'tir.”
O gece Türkiye'nin kaderi ve yönetim biçimi şekillendi… 29 Ekim günü Atatürk Meclis'e gitti. Vekillere, yaşanan krizin çözüm önerisini açıkladı: Cumhuriyet.
ALKIŞLAR EŞLİĞİNDE
İnönü, “Millet hâkimiyeti fiili olarak eline almıştır. O halde bunu hukuki olarak dile getirmekten neden çekiniyoruz?” diye seslendi. Sıra Meclis'te kanun teklifinin oylanmasına gelmişti. Meclis, saat 18.00'de toplandı. Kanun teklifi okundu. Oylamaya geçildi. Salonda 158 milletvekili vardı. Oy birliğiyle Cumhuriyet ilan edildi. Saat, 20.45'ti. Milletvekilleri, ayağa kalkıp üç kez “Yaşasın Cumhuriyet” diye bağırdı… Sıra Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı'nı seçmeye gelmişti. Kapalı oylama yapıldı. Salondaki 158 vekilin aklında da aynı isim vardı. Oylama sonrası, Atatürk 158 oyla Cumhurbaşkanı seçildi. Alkışlar arasında kürsüye çıkıp şu konuşmayı yaptı: “Daima milletin sevgi ve güvenine dayanarak hep birlikte ileri gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mutlu, başarılı ve galip olacaktır.”
HEP AYNI COŞKUYLA
Bağımsızlığı ve milli egemenliği esas alan Cumhuriyet'in ilanı tüm yurtta coşkuyla kutlandı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, Türk Milleti'nin en büyük bayramı oldu.Her yıl olduğu gibi bu yıl da coşkuyla kutlanacak.
HER ŞEYİ CUMHURİYET’E BORÇLUYUZ
Cumhuriyet sonrası devrimler birbirini izledi. Sadece siyasi alanda değil, ekonomi, sanat ve eğitim alanında da sayısız başarı kazanıldı.
Cumhuriyet sayesinde; eğitim seferberliği başladı. Herkesin eşit şartlarda eğitim alması sağlandı. Köy Enstitüleri ile akılcı, özgür ve hayatın her alanında başarılı gençler yetiştirildi.
Cumhuriyet sayesinde; sağlık alanında da devrim yapıldı. Herkesin sağlık hizmetine ulaşmasının önü açıldı. 1923'te 86 hastane vardı. Bu sayı 1930'da 186 oldu.
Cumhuriyet sayesinde; ekonomide ve sanayide büyük atılım yapıldı. 386 sanayi kuruluşunu 10 yılda 1087'ye çıktı.
Cumhuriyet sayesinde; kadınlarımız seçme ve seçilme hakkına sahip oldu.