TBMM Yaşlıların Sorunlarını Araştırma Komisyonu'ndan dikkat çeken teklif: Okullara "dede/nene saati" önerisi

Erol Kaya, başkanı olduğu TBMM Yaşlıların Sorunlarını Araştırma Komisyonu olarak taslak raporunu tamamladıklarını ve Meclis Başkanlığına sunacaklarını belirtti. "Yaşlıların isteğe bağlı şartları uygun olan ailelerde bakım alması için düzenleme yapılmalı. Bu tür uygulamalar maddi ve manevi olarak teşvik edilmelidir." diyen Kaya raporda anaokul ve ilkokul çocuklarına, kaybolmaya yüz tutmuş oyunların, kültürel öğelerin ve zanaat türlerinin yaşlılar tarafından öğretilmesinin önerildiğini belirtti.

TBMM Yaşlıların Sorunlarını Araştırma Komisyonu Başkanı Erol Kaya, komisyonun taslak raporunun tamamlandığını ve şerhler eklendikten sonra Meclis Başkanlığına sunacaklarını söyledi.

Kaya, Birleşmiş Milletlerin, nüfusunun yüzde 10'u 65 yaşı aşan toplumları yaşlı kabul ettiğini, Türkiye'nin de artık "çok yaşlı" toplum kategorisinde değerlendirildiğini söyledi. Türkiye'de son beş yılda 65 yaş ve üstü nüfusun yüzde 24 artarak 2021 yılında 8 milyonu aştığına işaret eden Kaya, Türkiye'deki yaşlı nüfus sayısının bazı Avrupa ülkelerinin nüfusundan fazla olduğunu belirtti.

Dünyada, Türkiye'de ve akademide, yaşlılara yönelik hizmetin ağırlıklı olarak maddi hizmetleri esas alan bir anlayış üzerine inşa edildiğine işaret eden Kaya, "Oysa hem sahadaki gözlemlerimiz ve hem de kadim medeniyetlerin tüm insanlığa emanet bıraktığı değerlerimize baktığımızda, maddi hizmetlerin önemli olduğunu ancak asıl sorunun, çözümün küçük bir parçasını oluşturduğunu ortaya koymaktadır." diye konuştu.

Kaya, maddi imkanları yüksek olduğu halde yaşamını huzur evinde tamamlayanların "Ben burada insan olduğumu hatırlıyorum ve insanlarla beraber olduğum için mutluyum." veya "Bizi yakınlarımız değil buraya gelen misafirler seviyor, eğer onlar sevseydi bizi buraya bırakmazlardı." şeklinde sitem ettiğinin altını çizdi.

Kur'an-ı Kerim'deki "Onlardan biri ya da ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına erişirse sakın onlara 'öf' bile deme, onları azarlama, onlara gönül alıcı tatlı ve güzel söz söyle." ayetini aktaran Kaya, "Ülkemizde, kadim kültürümüzde, anne baba ve yaşlılara saygı duymak önemli bir gelenek olarak nesilden nesle aktarılmaktadır. Türk geleneğindeki 'aksakal' diye itibar gören yaşlılara saygı anlayışı değişen değerlere rağmen devam etmekte, yaşlılar, bilgeliğin ve olgunluğun temsilcisi olarak görülmektedir." şeklinde konuştu.

"ÇOCUK SAYISININ ARTMASINA YÖNELİK POLİTİKALAR GELİŞTİRİLMELİ"

Komisyonun çalışmaları süresince 8 toplantı yapıldığını, ilgili kurum, STK temsilcileri ve akademisyenlerden oluşan 20 kişinin dinlendiğini; farklı kuruluşlardan 62 bilgi notu ve rapor temin edildiğini; Ankara, Bursa, Kocaeli ve İstanbul'da çalışma ziyareti gerçekleştirildiğini ayrıca yaşlı nüfusu yüksek ülkeler arasında olan Almanya'ya da çalışma ziyareti yapıldığını bildiren Kaya, AK Parti hükümetleri olarak şimdiye kadar, sağlık, eğitim, bakım hizmetleri, ekonomik destek ve yaşlı hakları konusunda önemli destekler yaptıklarını dile getirdi.

Komisyon Başkanı Kaya, 10 ve 11. kalkınma planlarında, yaşlılık döneminde izolasyon ve yalnızlık yaşanmaması için kuşaklar arası dayanışma modelleri geliştirilmesine yer verildiğini, 11. Kalkınma Planı kapsamında aktif yaşlanma yaklaşımının esas hedef olarak alındığını vurguladı.

Kaya, atılan önemli adımlara rağmen yaşlıların sağlık hizmetlerine kolay ve ücretsiz ulaşmaları, hastalıklarının erken tanınması, erken tedavisi, komplikasyonların önlenmesi, zamanında gerekli tedbirlerin alınması ve bu doğrultuda verilecek yaşlı bakım hizmetleri, kentlerde hizmetlere erişilebilirlik, ulaşım ve çevre koşullarına uyumunun sağlanması gibi alanlarda tespitler yaptıklarını söyledi.

Rapordaki öneriler hakkında bilgiler paylaşan Kaya, "Nüfusun yaşlanma hızını azaltmak ve genç nüfusu arttırmak için çocuk sayısının artmasına yönelik nüfus politikaları geliştirilmelidir. Örneğin annelik izninin artırılması, çocuk başına verilen ödeneklerin artması, çocuk bakımı için destek sunma gibi adımlar atılabilir." şeklinde konuştu.

"YAŞLILAR HAKKINDA KANUN ÇIKARILMALI

Kaya, yaşlı bireylerin temel hak ve özgürlüklerden faydalanmasının temin edilmesi, çalışma yaşamı ve çalışma yeteneğinin teşvik edilmesi, ailede, çalışma yaşamında ve toplumda ayrımcılığa maruz kalmasını önlemek için yaşlılar hakkında kanun çıkarılmasını rapora ilave ettiklerini belirtti.

Kaya, şunları söyledi:

"Yaşlıların sorunlarının tespitine ve çözümüne yönelik politikaların sağlıklı bir şekilde geliştirilebilmesi için ülkemizdeki yaşlılar hakkında ve yaşlılara hizmet sunan sektörlerin çalışanları hakkında ayrıntılı bir veri haritası oluşturmak üzere kapsamlı bir saha çalışması yapılmalıdır. Kurumların ve tüm paydaşların temsilcilerinin katılacağı yaşlı hakları izleme ve değerlendirme kurulu oluşturulmalıdır.

Adliyelerde görev yapan, yaşlı mağdurlara hizmet sunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı gibi uzman personel sayısı arttırılmalıdır. Mevcut personele yaşlılar ile çalışma konusunda farkındalık eğitimleri verilmelidir. Çeşitli uygulamalar ve mevzuatlarda yaşlılık kavramı ile ilgili tek bir dilde tanımlanmadığı için bu hususta olabildiğince terim birliği sağlanarak yeknesak bir tanım oluşturulmalıdır. Bu konuda tüm kurum ve kuruluşların fikri alınarak bir çalışma yürütülmelidir."

Kaya, Medeni Kanun'unda yapılacak düzenleme ile yaşlılar için vasi tayin usulünün ve koşullarının gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti.

Huzurevlerine yönelik mevzuatta düzenlemeye gidilmesi gerektiğine dikkati çeken Kaya, "Mevcut Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Yönetmeliği'ne göre huzurevi kabul yaşı 60'tır. Ülkemizdeki ortalama yaşam süresinin artması ile huzurevlerine kabulde minimum yaş şartının güncellenmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Ülkemiz ve dünyadaki genel uygulamada 65 yaşın yaşlılığın başlangıcı olduğunun kabul edildiği göz önünde bulundurularak huzurevlerine kabul yaşı ilk aşamada 65'e çekilmeli. Belirlenen bu yaşın ülkemizdeki doğuşta beklenen yaşam süresinin artması ile zamanla gözden geçirilerek kademeli bir şekilde artırılması değerlendirilmelidir. " dedi.

"KONUTLAR YAŞLI VATANDAŞLARA UYGUN TASARLANMALI"

Kaya, raporda çevre koşullarına da yer verdiklerine işaret ederek toplu konut projeleri kapsamında inşa edilen konutların yaşlı vatandaşlarla uyumlu halde tasarlanarak hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. Kaya, şöyle devam etti:

"Nüfusu 50 binin üzerinde olan veya yaşlı nüfus oranı yüzde 15'i geçen tüm il ve ilçelerde en az bir adet olmak üzere ve toplam nüfus ile yaşlı nüfus oranındaki artışa paralel olarak sayısal yeterlilikleri yeniden değerlendirilecek şekilde yerel yönetimlerce yaşlılar için gündüzlü bakım merkezleri açılmalı.

"YAŞLILAR İÇİN DE KORUYUCU AİLE UYGULAMASI BAŞLATILMALI"

Yaşlıların sağlık ile ilgili bilgileri anlayıp, yorumlaması ve buna uygun davranış göstermesi amacıyla sağlık okuryazarlığı eğitimleri artırılmalıdır. İlahiyat Fakülteleri ve İslami İlimler Fakültelerinde yüksek lisans ve doktora düzeyinde, üniversitelerin ilgili bölümleriyle koordineli olarak manevi danışmanlık ve rehberlik bölümü açılmalıdır. Yaşlılar için de koruyucu aile uygulaması başlatılmalı. Yaşlıların isteğe bağlı olarak şartları uygun olan ailelerde bakım alması için düzenleme yapılmalı, bu tür uygulamalar maddi ve manevi olarak teşvik edilmelidir. Nüfusu 50 binin üzerinde olan il ve ilçelerde belediye stratejik eylem planına yaşlılara özel bir başlık açılmalıdır."

"YAŞLI DOSTU HASTANE"

Kaya, yerel yönetimler tarafından yaşlılara yönelik hizmetlerin tüm yaşlıları ve aileleri kapsayıcı şekilde sürekli ve sürdürülebilir olarak sunulması gerektiğini belirtti.

Ailede bakım veren üyelerin bakım yükünün hafifletilmesi için evde destek, geçici evde bakıcı desteği ve gündüzlü bakım hizmetleri yaygınlaştırılması gerektiğine dikkati çeken Kaya, "Uzun süreli bakım sigorta sistemi için çalışmalar yapılmalıdır. Yaşlı dostu hastane uygulamaları esas alınmalıdır. Ulusal Demans Eylem Planı ve Uygulama Programı hazırlanmalı, demans taramaları yapılarak erken teşhise olanak sağlanmalıdır. Yaşlıların tüm sosyal ve kültürel aktiviteleri bir arada görebileceği dijital bir uygulama geliştirilmelidir. Yaşlı ve genç bireylerin eşleştiği ve belirli aralıklarla bir araya gelerek kültürel, bilimsel ve sanatsal faaliyetler yürüttüğü ulusal bir kuşaklararası dayanışma programı oluşturulmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

OKULLARA 'DEDE/NENE SAATİ' ÖNERİSİ

Bilgi ve becerilerin gelecek kuşaklara aktırılmasının öneminin vurgulandığı raporda, Türkiye'de son yıllarda kuşaklar arası dayanışmayla ilgili birçok örnek çalışma olduğu ancak bu faaliyetlerde çeşitlilik ve süreklilik sorunlarının göze çarptığı ifade edildi.

Kuşaklar arası etkiletişim ve dayanışmaya işaret edilen raporda, yaşlıların sosyal ve kültürel hayatına ilişkin çözümler sunuldu.

Raporda, "İlkokul ve kreşlerdeki çocukların huzurevi gibi bakım tesislerini ziyaret etmesi ve yaşlıların ilkokul ve kreşlerdeki çocukların etkinliklerine davet edilmesi kuşaklar arası dayanışmayı güçlendirmek bakımından önerilmektedir. Yaşlı ve genç bireylerin eşleştiği ve belirli aralıklarla bir araya gelerek kültürel, bilimsel ve sanatsal faaliyetler yürüttüğü ulusal bir kuşaklar arası dayanışma programı oluşturulmalıdır. Bu çerçevede dede-torun projeleri yapılabilir." ifadelerine yer verildi.

Raporda, eğitim kurumlarında yaşlıların gönüllü olarak çocuklarla ve gençlerle bir araya geldiği, bilgi ve tecrübelerini aktardığı okul temelli kuşaklar arası dayanışma modellerinin hazırlanmasının önemine işaret edildi.

Raporda, şu ifadelere yer verildi:

"Yaşlıların her tür eğitim kademesinde kendi kültürel ve mesleki deneyimlerini aktarabilecekleri misafir öğretmen/mentor pozisyonuyla değerlendirilebileceği faaliyetlerin yapılması gerekir. Örneğin anaokulu ve ilkokullarda dede/nene saati uygulaması ile haftanın belirli bir günü yaşlılar, öğrencilere kendi çocukluklarında oynadıkları oyunları, kaybolmaya yüz tutmuş kültürel öğeleri ve zanaat türlerini anlatabilirler. Yaşlıların ortaokul, lise ve üniversite eğitimi düzeyindeki öğrencilere öğretmenlik/mentorluk yapması, deneyimlerin ve kültürel mirasın aktarımı konusunda büyük önem arz etmektedir.

Üniversitelerin lisans bölümlerinde yer alan Topluma Hizmet Uygulamaları dersi kapsamında üniversite öğrencilerinin planlı bir şekilde yaşlılarla bir arada olacağı ve onlara hizmet götüreceği bir uygulama modeli geliştirilmelidir. Ayrıca, ortaöğretimde 'sosyal sorumluluk dersi' konmalı ve bu ders kapsamında gençler, yaşlılara ve benzeri topluma hizmet faaliyetlerinde gönüllü olarak görev alabilmelidir."

"HUZUREVLERİ, İLKÖĞRETİM OKULLARININ YAKINLARINDA AÇILSIN"

Raporda yeni planlanan huzurevleri ve yaşlı bakım/rehabilitasyon merkezlerinin kuşaklar arası dayanışmayı güçlendirmek adına çocuk yuvalarının olduğu yerlerde veya ilköğretim okullarının yakınında açılması önerildi.

Yaşlı bireyler için açılan kursların çeşitliliği ve yaşlıların kurslara katılımının azlığına dikkati çekilen raporda, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde yaşlı bireyler için açılan kursların çeşitliliğinin artırılması istendi.

Raporda, şu önerilere yer verildi:

"İstihdama yönelik kurslar, sağlık okuryazarlığı, yaşlı bakımı, yaşlı dostu çevre düzenlemeleri, günlük yaşam becerileri ve dijital okur yazarlık gibi kurslar açılabilir. Kursların yaşlıların en çok hangi alanda eğitime ihtiyaç duyduğunun tespit edildiği ihtiyaç analizi çalışması yapılarak belirlenmesi sağlanmalıdır. Ayrıca yeni açılacak kurs programlarının değişen toplumun ve kültürün ihtiyaçlarını karşılayacak öğeler barındırması yaşlıların çağa ayak uydurmalarını kolaylaştıracaktır. Kursların çeşitlendirilmesinde kamu ve sivil toplum kuruluşlarından yardım talep edilmelidir. Hayat boyu rehberlik platformu bünyesinde meslek atlası uygulaması ile kişinin ihtiyaçlarına göre bireyselleştirilmiş kurs seçeneklerinin sunulması sağlanmalıdır."

 

 

 

 

TBMM Yaşlıların Sorunlarını Araştırma Komisyonu'ndan dikkat çeken teklif: Okullara "dede/nene saati" önerisi ile ilgili etiketler TBMM