Tekstil firmasına son ütücü şoku...
İstanbul Bağcılar’da bulunan bir tekstil firması, ünlü bir erkek giyim markasına bin 675 adet triko kazak diktikten sonra ütü paket işi için bir firma ile anlaştı. Ancak son ütücü firma ürünleri başkasına satınca tekstilciler adliyelik oldu. Ütü paket firması işletmecisi F.P. ve kağıt üzerinde şirketin sahibi olarak görünen N.P. hakkında 7 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.
Hürriyet Gazetesi'nden Ceylan Sever'in haberine göre; Ünlü bir erkek giyim markası için hazırlana bin 675 adet triko kazak, ütüleyip paketlemesi için 10 Ekim 2017’de Ro-Ze Tekstil isimli firmaya verildi.
Anlaşmaya göre ütü paket firması ürün başına 1 TL alacak, hatalı ürünler içinse para talep edemeyecekti. Ekim sonuna kadar teslim edilen ürünün ödemesi Kasım ayının ortasında yapılacaktı. Ancak ütü paket firmasının işletmecisi F.P. ürünleri zamanında teslim etmeyince bin 675 adet markalı triko kazağın son ütücü tarafından başka birine satıldığı ortaya çıktı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede şüpheli F.P. ve firma sahibi eşi N.P. hakkında ‘güveni kötüye kullanma’ suçundan 1 yıldan 7 yıla kadar hapis ve 3 bin güne kadar adli para cezası istendi.
ÜRÜNLERİMİZE EL KOYDU
Şikayetçi olan tekstil firmasının sahibi S.Ş. ifadesinde ünlü bir marka için diktiği tekstil ürünlerinin ütü ve paket işini şüphelinin firmasına verdiğini söyleyerek, “Markanın çalışanı kontrol için Ro-Ze Tekstil isimli firmaya gitmiş. Yeniden kontrol edilmesi lazım, bu ürünler 2. kalite olarak alınır diye not düşmüş. Bundan dolayı söz konusu firma bozukluğu düzeltmemek için ürünlere el koydu ve bize zorluk çıkarmaya başladı. Firmanın sahibi olduğunu söyleyen F. isimli kişi, telefonla mesaj atarak, ‘20 bin TL ödeme yaparsan ürünleri teslim ederim, yoksa ürünleri satarım. Başını marka ile belaya sokarım’ dedi. Bende ürünlerin markalı olduğunu satarsa başının belaya gireceğini söyledim” diyerek şüphelinin kendisini tehdit ettiğini söyledi.
SATTIĞINI İTİRAF ETTİ
Şüpheli son ütücü F.P. ürünleri sattığını itiraf ederek şunları söyledi: “Firma eşimin üzerinedir ancak bütün işleri ben yaparım. Eşim hamile olduğu için işlerle uğraşmaz. Ürün başı 1 TL’ye anlaştık ancak irsaliye göndermedi. K. isimli markadan bir denetçi gelerek bazı ürünlerde hata olduğunu ve giderilmesini söyledi ben de hataları kendi makinelerimle giderdim. 2’inci kez geldiğinde malın dikiminin hatalı olduğunu beyan ederek indirimli mağazalara sevki yönünde rapor tutacağını söyledi. Bunun üzerine işi veren şirketin görevlisini işyerine çağırarak, ‘Bana olan ödemenizi yapın, ben bana düşen ütü paket işini yaptım’ dedim. O da bana ‘Bizim maddi yönden sıkıntımız var. Ürünler onaylansın müşteriye gitsin, paramızı alıp size verelim’ dedi. Ben de bu kişinin lafına istinaden ürünleri vermedim. İsmini Merve olarak bildiğim daha sonra S. olduğunu öğrendiğim kişi bana telefonda ‘Bize müşteri bulun bu malı satalım’ şeklinde konuştu. Birkaç müşteri buldum ancak düşük fiyat verdikleri için S. kabul etmedi. İşyerimde bulunan işçilerin maaşını ve işyeri giderlerini karşılayabilmek için ürünlerin hepsini satmak zorunda kaldım. Ürünlerin hepsini 10 bin liraya sattım. S.’ye ’20 bin TL ver, başını belaya sokarım’ şeklinde bir ifade kullanmadım. Tamamen yalandır. S. beni mağdur etti. İşçilerin parasını ödemekte zorluk çektim. Ayrıca ürünleri satma konusunda bana bu fikri S. verdi.”