Toplu taşımada maske zorunluluğu ne zaman kalkacak? Bilim Kurulu üyesi merak edilen soruyu yanıtladı

Koronavirüs salgını nedeniyle konulan maske zorunluluğu sadece toplu taşıma ve sağlık kuruluşlarında uygulanıyor. Kalan son maske zorunluluğunun ne zaman kalkacağı merak konusu oldu. Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Nurettin Yiyit vakaların düşüş trendinde olduğuna dikkat çekerek maske zorunluluğunun 10 güne kadar kalkabileceğini söyledi.

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit, sağlık kuruluşları ve toplu taşımalardaki maske uygulaması kısıtlamalarının vaka sayıları aşağı trendde olduğundan bir hafta, 10 güne kadar kalkabileceğini söyledi.

Memleketi Karabük’te polis evinde düzenlenen protokol bayramlaşmasına katılan Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit, bayramlaşma sonrası İHA’ya açıklamalarda bulundu. Covid-19 döneminde böyle bir salgının en ideal optimum nasıl yönetileceğini dünyaya gösteren bir ülke olduklarını belirten Prof. Dr. Yiyit, bunun da şu anda meyvelerini yemeye başladıklarını söyledi.

Virüsün geldiği noktada son varyant olan Omicron’un hızlı yayıldığını ama eski varyantlar gibi ciddi hastalık yapmadığı gerçeği ortaya çıktığı andan itibaren her şeyin yeniden güncellendiğini kaydeden Prof. Dr. Yiyit, “Rakamlarımız olabildiğince hızla aşağıya doğru iniyor ve bu bizim için iyi bir kazanım oldu. Vakalarımızın hastaneye yansımalarının çok hızlı inmesi bizi cesarete etti. Şimdi mevcut haliyle yapılan toplantılar Omicron’un sağlık sistemi için bir yük olmadığı ve rakamların aşağıya iniş trendinin ineceğini gördük. Son Bilim Kurulu toplantımız Cumhurbaşkanımızın başkanlığında Külliye'de yapıldı ve bir daha gerekmedikçe toplantı yapmama kararına varıldı. Bütün o kısıtlamaları ve Covid-19’un bize getirdiği sıkıntılardan hepsinden kurtulmaya karar verdik. Sadece toplu taşıma ve özellikle sağlık tesislerinde maske kullanımının bir süre devam etmesi ve bunun da günlük rakamın binin altına düştüğü anda kaldırılması söz konusu. Yakın bir zamanda muhtemelen bir hafta, 10 gün için en son kalan kısıtlamaların kalkacağını düşünüyorum. Mevcut haliyle aslında virüs çok hızla yayılsa bile genel yaklaşım bir üst solunum yolu enfeksiyonuna döndü, yani akciğer tutumu çok fazla gözlemlemediğimiz için bu bizi çok rahat hareket etmeye itti. Normal bir gripte nasıl bir tedbir alıyorsak, bunda da böyle yürümeye karar verdik. Gribin yoğun olduğu dönemde bireysel korunma tedbirlerinin ön plana çıktığı bir yol haritası seçiyoruz. Hasta olan kişi kendini koruyor. 65 yaş üstü riskli olan hastalar daha çok dikkat ediyor ve aşılarını oluyorlar. Bu dakikadan sonra hasta olan, hastalık riski yüksek olanların tedbirlerini alacağı bir dönem. Toplumsal anlamda biz herhangi bir kısıtlama ve yasaklama gibi bir niyetimiz yok. Bu virüs bu haliyle devam ederse artık geçmiş olsun deme zamanı. Yaşadığımız 2 yıllık sıkıntı ve stresin mazide tarihi yaşanmış 2 yıllık olay olarak kalma ve bırakılma zamanı. Bu bayram, aslında bu kadar aradan sonra bayram gibi yaşayabileceğimiz, maske ve mesafenin aramızdan çıktığı, gönül rahatlığı ile ellerimizin tokalaştığı ve sarılmanın mümkün olduğu, büyüklerimizin ellerinin öpülebildiği bayram kutlama hakkını bize tekrar geri verdi. İnşallah bundan sonra da çok ciddi bir sıkıntı göreceğimizi düşünmüyoruz. Bu şekilde rahat düşünmemizi gösterecek şekilde gidiyor rakamlar. Sonbahar geldiğinde tekrar duruma bakacağız. Şu an için bir endişemiz ve kötü beklentimiz yok” dedi.

"ŞU AN ÜLKEMİZE KARŞI SAĞLIK TURİZMİ PATLAMASI VAR"

Covid-19 döneminde böyle bir salgının en ideal optimum nasıl yönetileceğini dünyaya gösteren bir ülke olduklarının da altını çizen Prof. Dr. Nurettin Yiyit, “Covid-19 sürecinde salgın ülkemize girmeden bilim kurulları oluşturuldu, rehberler ve tedbirler oluşturuldu. İlaçlarımızı hazır tutarak hastanelerimizi büyüttük. Dünyada aşı üretebilen 9 ülkeden biri olmayı başardık. Sağlık allamında yapılabilecek her şeyi yaparak hızlı bir şekilde reaksiyon alabilen bir ülke olduğumuzu gördük. Covid-19 döneminde böyle bir salgının en ideal optimum nasıl yönetileceğini dünyaya gösteren bir ülke olduk. Bunun da şuanda meyvelerini yiyoruz. Şuan ülkemize karşı sağlık turizmi patlaması var. Dünyanın her yerinden hastalar akın akın ülkemize geliyor. Buda pandemi döneminde sağlık sistemimizin çok ciddi bir sınav verdiğini ve bunu da tam puanla geçtiğinin göstergesi. Bizim hekimlerimiz, hemşirelermiz dünyanın bütün ülkelerinden talep görüyor. Normal şartlarında bir çok ülke başka ülkede yetişmiş sağlık personelini kendi ülkesine almak istemiz. Türkiye’deki bütün doktor ve hemşireler inanılmaz bir rağbet görüyor dünyanın her yerinde. Covid-19 sürecinde bu işin en idealini göstermenin de sonuçları aslında. Eskiden insanlar ileri düzey tedavi için yurt dışında sevk olma yarışına girerdi, şuan yurt dışından insanlar Türkiye’ye nakil olma yarışına girdi. Uçak ambulanslarla vatandaşlarımızın başka ülkelerden kendi ülkesine gelmek için nakil sırası oluştu. Bunlarda aslında bu süreçte gösterdiğimiz başarının sonuçları” diye konuştu.

Prof. Dr. Yiyit, yeni bir varyant veya yeni bir virüs ülkeye girme riskinin gözükmediğini de sözlerine ekleyerek şunları söyledi:

“Eğer böyle bir şey söz konusu olursa da ne kadar hazırlıklı olduğumuzu hep birlikte gördük. Sağlık altyapımız çok güçlü ve güçlenerek devam ediyor. Yeni hastaneler hala açılmaya devem ediyor ve yeni sağlık profesyonelleri sağlık ordusuna katılmaya devam ediyor. Artık biz aşı üretmeyi başarmış bir ülkeyiz. Bir sonraki süreçte asla böyle bir hazırlık sürecimiz olmayacak, çünkü artık biz bu aşamayı geçtik. Filyasyon gibi aşılama sistemleri gibi zaten hazır ve oturmuş halk sağlığı uygulamalarımız var. Yeni bir tehlike olursa o tehlikeye en hazırlıklı ülkenin yine bizim olacağımızı net söyleyebilir. Şuan için endişeye mahal bir durum yok. Artık kavuşma, kucaklaşma ve maskesiz mesafesiz ellerimizin sımsıkı birleşme zamanı. Bunun da değerini ve kıymetini bilip, sağlık anlamında öncelikle herkes kendinin doktoru ve hemşiresi olmak durumunda. Hastalıklara karşı kendimizi korumalıyız. Görünür yakın bir tehlike ülkemiz için söz konusu değil.”

GÜNÜN VİDEOSU

Zalim ordusu saldırıyor! İsrail Gazze'de “Güvenli Bölge” ilan edilen çadırları vurdu

Gazze’nin Han Yunus şehrinde, İsrail işgal güçleri sivillerin sığındığı çadırları hedef aldı. Bombardımanda çok sayıda masum sivil hayatını kaybederken, yaralıların durumu kritik.