Trafik polisleri araçları markasına göre mi çekiyor?
Hasan Öztürk: Keyfi uygulamaların ve bazı yerlerdeki sorunların görmezden gelinmesini kabul edemeyiz. Hele hele, bazı yerlerde garip gurebanın mağdur edilmesini hiç hoş karşılayamayız. Arabasının markasına, kişinin statüsüne göre işlem yapıldığına dönük kanaati gidermek sorumlulara düşüyor."
Yeni Şafak yazarı Hasan Öztürk'ten bugün İstanbul'un trafik sorunuyla ilgili tartışma yaratacak bir iddia geldi.
Vatandaşlarda hatalı park eden araçların, markaları gözetilerek çekici ile çekildiği yönünde bir algı olduğuna dikkat çeken Öztürk, bu konuda polislerin keyfi uygulamalar yaptığına şahit olduğunu aktardı.
Hasan Öztürk bu konuda, "İstanbul Emniyeti’nin bu mega kentte suçlu ile mücadelesini her daim destekledik. Polislerimizin her daim yanındayız. Ancak keyfi uygulamaların ve bazı yerlerdeki sorunların görmezden gelinmesini kabul edemeyiz. Hele hele, bazı yerlerde garip gurebanın mağdur edilmesini hiç hoş karşılayamayız." ifadelerini kullandı.
Yeni Şafak yazarı Hasan Öztürk, "İmtiyazlılar ve garibanlar diye ayrım yapılabilir mi" başlığını taşıyan yazısında şunları kaydetti;
"2022’nin ilk gününde 16 yıllık berberime gittim. Öğleden sonra saat 15.00’te buluştuk. Kuaför salonu boştu. Ortalık tenhaydı. Tepecik yolu her günkünden daha sakindi.
Berber koltuğuna oturduğumda, mutat üzere, hal hatır sorduk. İlk kez biraz sitem, biraz öfke ile söze girdi, “Yetişemiyorum. Yoruluyorum. Haksızlığa tahammül edemiyorum” diye başladı. Fahiş fiyatlardan yakındı. Çocukların eğitim masraflarının arttığını söyledi. Sonra da, “Aracımı 10 yıldır zaman zaman park ettiğim yerden çektiler” dedi. “Niye çektiniz diye sorduğumda, ‘Giysi kutusunun yanına park ettiğin için’ diye cevap verdiler. Aslında boş olduğunda hep oraya park ediyordum. Hiç çekilmiyordu. Şimdi ne değişti de çektiler” diye sordu. “Aracın muayenesini de yaptırmayacağım, sigortasını da… Cezaları da ödemeyeceğim. Ne olacaksa olsun artık” diye saydırmaya devam etti.
“Sen iyi bir vatandaşsın. Öfkelenme” diyecek oldum. Bana da bir ağız dolusu laf söyledi. Sonra da “Güçleri garibana yetiyor” diye acı bir ifade kullandı.
Sakinleşsin diye bir süre “umut” cümleleri kurdum. Sonra da “Olur böyle şeyler pandemi süreci hepimizi gerdi. Bir yanlışlık olmuştur” diyerek toparlamaya çalıştım.
Ama ne öfkesi dindi ne sakinleşti. Aslın da haksız da sayılmazdı!
Çünkü..!
Evet, çünkü bir giysi kutusunun yanına park edilen 15 yaşındaki bir otomobil çekiciler tarafından çekiliyor… Aynı cadde üzerinde bir kaç milyon liralık araçlara dokunulmuyorsa, burada iyi niyet yoktur. İnanmayacaksınız ama, berberden çıktığımda o giysi kutusunun önünde siyah bir Alman otomobili park etmiş haldeydi.
İSTANBUL’DA TRAFİK POLİSLERİ NE YAPAR?
Bakın size kendi mahallemden bir örnek vereyim. Günün her saatinde, yemek yemeye gelenlerin çift sıra park ettiği ve trafiğin keşmekeşe dönüştüğü bir caddeye çok yakın otuyorum. Akşemsettin Caddesi. Ayrıca doğrudan Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün önüne çıkan bir cadde burası.
Zaman zaman emniyet araçları bile o sıkışıklıkta kalıyor. En acısı da Bezmialem’den Cerrahpaşa’ya, Çapa’ya kadar bütün büyük hastanelere acil hasta taşıyan ambulansların da kullandığı bu caddede günün her saatinde acı acı sirenler çalıyor.
Ama keyfi için caddede çift sıra park eden araçlara bir Allah’ın kulu gelip ne cezai işlem uyguluyor ne çekiciler gelip araçları çekiyor. Bildiğiniz kaos ortamı burası. Bu caddede “gücü gücüne yeten” derler ya hani. Aynen o misal.
İstanbul Emniyeti’nin bu mega kentte suçlu ile mücadelesini her daim destekledik. Polislerimizin her daim yanındayız. Ancak keyfi uygulamaların ve bazı yerlerdeki sorunların görmezden gelinmesini kabul edemeyiz. Hele hele, bazı yerlerde garip gurebanın mağdur edilmesini hiç hoş karşılayamayız.
Arabasının markasına, kişinin statüsüne göre işlem yapıldığına dönük kanaati gidermek sorumlulara düşüyor."
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN...