Trigliserid yağ oranı nasıl düşürülür?
Trigliseridin normal düzeylerde olması bir sorun değildir ancak yükseldiği zaman, besinlerden gereğinden fazla yağ alındığı veya karaciğer gereğinden fazla yağ yaptığı zaman trigliserid düzeyinin yükselmesi bazı hastalıklara yol açar ancak trigliserid yüksekliği belirti vermediğinden, sessiz ve sinsi bir sorundur. Ailesinde şeker hastalığı geçmişi olanlar, bel çevresi kalın olan kişiler, fazla kilo, hareketsiz yaşam gibi bazı durumlar, trigliserid yüksekliğine işaret edebilir. Doymuş ve doymamış yağların, bitkisel ve hayvansal her tür yağın hepsi, önce trigliseridlere ayırıştırılıp karaciğere taşınarak, karaciğerde farklı işlemlere uğrar. Karbonhidrat, protein ya da yağ kaynaklarının herhangi birisinden gereğinden fazla enerji alınırsa, kullanılmayan enerji fazlası vücud tarafından trigliseride çevrilerek yağ hücrelerinde depolanır. Peki, Trigliserid nedir? Zararları nelerdir? Nasıl düşürülür? Detaylar haberimizde...
Kalp krizi riski için tek kriter kolesterol değildir. Total kolesterol normal seviyelerde olsa da trigliserid oranının fazlalığı, birkaç sene içerisinde kalp krizi yaşanma olasılığını artırır. Trigiliseridin yüksek olması kalp krizi riskini 2 misli artırmaktadır. Yüksek trigliserid oranlarına en fazla metabolik sendromlu – diyabetli kişilerde rastlanır. Tiroid bezi tembelliği ve bazı böbrek rahatsızlıkları da trigliseridi artırabilir. Bel çevresi geniş, göbeği büyük, aşırı kilolu kişilerde de trigliserid fazlalığına sıkça rastlanır. Peki, Trigliserid nedir? Zararları nelerdir? Nasıl düşürülür? Detaylar haberimizde...
TRİGLİSERİD NEDİR?
Trigliserid de kolesterol gibi damarlarınızda dolaşan yağlardan biri. Hepimizin belirli bir miktarda ona da ihtiyacı var. Sağlıklı bir insanın kanında trigliserid seviyesi 150 mg/dl.yi geçmiyor. Bu seviyeleri geçmesi halinde, özellikle 500 mg’ı aştığı durumlarda sağlık sorunları ortaya çıkabiliyor. Örneğin yüksek trigliserid seviyeleri damarlarda plak oluşumu ve tıkanmayı kolaylaştırıyor. Bu da kalp krizi ve/veya felç geçirme riskimizi arttırabiliyor. Rakam büyüdükçe, hele hele 1000 mg/dl.yi geçtiğinde son derece tehlikeli bir başka sağlık sorunu, pankreas bezi iltihaplanması –pankreatit- da devreye giriyor.
FARKLI NEDENLERİ VAR
Trigliserid seviyesi yüksekliğine en çok metabolik sendromlu ve/veya diyabetli –gizli ya da açık diyabet fark etmiyor- kişilerde rastlanıyor. Şu veya bu nedenle aşırı kilo alan, göbeği büyük, bel çevresi geniş, şişman kişilerde de trigliserid yüksekliği sık görülen bir problem. Tiroid bezi tembelliği ve bazı böbrek hastalıklarının da trigliseridi fazlalaştırabileceği biliniyor. Trigliserid yüksekliğini azaltmak için hemen bir ilaç yutmak gerekmiyor. “Gemfibrozil” ve benzeri “fibrik asit” türevleri içeren ilaçlar oldukça etkililer ama önce beslenme modelinizi gözden geçirip yanlışlarınızı değiştirmeniz, toplam kalori kazanımını azaltıp aktiviteyi arttırmanız ve varsa fazla kilolarınızdan kurtulmanız gerekiyor.
NASIL BİR DİYET UYGULAMAK GEREKİYOR?
Eğer kolesterol yüksekliğinde yaptığımız gibi hayvansal yağları, eti, tavuğu, peyniri, yoğurdu kısıtlayacak olursak iyi bir sonuç alamıyoruz. Oysa fazla kilolarımızı verip de alkolü, patatesi, unu, nişastayı, şekeri, pirinci ve toplam kalori kazanımını azaltıp her gün yürüyebilirsek –benim önerim dakikada 100-120 adımı geçecek şekilde her gün en az 35-40 dakika tempolu yürüyüşler yapmaktır- birkaç hafta bile geçmeden trigliserid seviyelerimiz hızla düşüyor, hatta normale bile inebiliyor. Bununla birlikte hangi diyeti yaparsanız yapın, ne kadar kilo verirseniz verin trigliseridinizin kolay kolay düşmediği durumlar da var ki bunlarda genetik bir problem olması muhtemel, bu gibi durumlarda ilaç kullanmak zorunlu hale geliyor.
NE YAPMALI?
Eğer trigliserid seviyeniz yüksekse mutlaka tokluk kan şekeri, açlık ve tokluk insülini, ürik asit ve iyi kolesterol HDL seviyelerinizi de ölçtürmenizi tavsiye ederim. Açlık insülininiz yüksek, açlık ve/veya tokluk şekeriniz fazla, HDL kolesterolünüz de düşükse bence daha dikkatli olmalısınız. Çünkü bu ek bulgular sizde zamanla hipertansiyon ve şeker hastalığının gelişebileceğini, ileri dönemde kalp-damar hastalığı hatta inmenin ortaya çıkabileceğine işaret edebilir. Trigliseridi fazla olan birinin alkolden, şekerden, şeker ihtiva eden her türlü yiyecek ve içecekten, tatlı meyvelerden, taze meyve suları dahil meşrubattan, margarinlerden ve aşırı yağ tüketiminden uzak durmaları, prensip olarak daha az şeker, un ve yağ kullanmaları ve sağlıklı bir kilo aralığına inip orada kalmaları gerekiyor.
B 12 SEVİYENİZ YETERLİ Mİ?
B 12 vitamini yaşamsal besin unsurlarından biri. Yeteri kadar kazanılmadığında, yani eksikliğinde başta “kansızlık” olmak üzere birçok sağlık sorununa yol açıyor. Mesela yorgunluk hissetmeye ve unutkanlıktan yakınmaya başlıyor, yeteri kadar konsantre olamadığınızı, kolay öğrenemediğinizi fark ediyorsunuz. Bağışıklık gücünüz zayıflıyor. El ve ayaklarınızda yanma, karıncalanma, uyuşma ve ağrılar başlayabiliyor. Eğer bedeninizde yeteri kadar B 12 vitamininiz yoksa “homosistein” seviyeleriniz de yükselmeye başlıyor. Bu maddenin önemli bir “damar düşmanı” olduğu biliniyor. Bu nedenle yılda ne az bir kez kan tahlilleri yapılırken B 12 seviyelerini de ölçtürmenizde fayda var. Makul rakamlar 500’ün üzerindeki değerler olarak gösteriliyor. Bana göre de sağlıklı bir yetişkinin ve iyi yaşlanmayı düşünen herkesin kan B 12 seviyelerini 700’ler civarında tutmasında fayda var. 400’ün altındaki rakamların, hele hele 200-300 civarındaki değerlerin yetersiz olduğunu düşünüyorum. Eğer yeteri kadar hayvansal ürün tüketiyorsanız, yani et, tavuk, balık yiyor, yoğurt ve peynirden istifade ediyorsanız, bağırsak floranızda yeteri kadar probiyotik bakteri deposu –probiyotik güç- varsa sizde B 12 eksikliği kolay kolay olmuyor. Seyrek olarak midenin yeteri kadar B 12 bağlayıcı maddeyi üretemediği ya da ameliyatla önemli bir bölümünün çıkarıldığı durumlarda, uzun süreli antibiyotik veya metformin kullanılması halinde ve tabiî ki katı bir vejetaryen beslenmenin ısrarla ve de uzun süre uygulanması durumlarında B 12 eksikliği ortaya çıkabiliyor. Yaşlandıkça hem daha az hayvansal ürün tükettiğimiz, hem de midemizin B 12 bağlayıcı maddeyi yapma gücünün azalması ile B 12 seviyelerinin azalması ihtimali daha yüksek bir olasılık haline geliyor. Zaten bu nedenle de özellikle yaşlı insanların özellikle yorgunluk ve bellek sorunlarından korunmaları amacıyla B 12 seviyeleri bakımından daha yakından takip edilmelerinde fayda var. Eğer yeteri kadar B 12’niz yoksa ağız yoluyla kullanılan B 12 takviyelerinden ya da reçeteyle satılan B 12 ampullerinden faydalanmayı düşününüz.
TRİGLİSERİD DEĞERLERİ – TRİGLİSERİD KAÇ OLMALI?
200 mg/dl altı (Normal)
200-400 mg/dl arası (Sınırda yüksek)
400-1000 mg/dl arası (Yüksek)
1000 mg/dl üzeri (Çok yüksek)
TRİGLİSERİD NEDENLERİ – TRİGLİSERİD NEDEN YÜKSELİR?
Trigliserid yüksekliği, bazı ailelerde genetik yolla geçebilmektedir. Aşırı yağlı besinler kandaki seviyenin yükselmesine neden olabiliyor. Fazla alkol kullanımı da trigliseridin yükselmesini sağlar.
Trigliserid beslenme dışındaki nedenlerle de yükselebilir;
Böbrek yetmezliği
Pankreas bezi iltihabı
Kortizon kullanımı
Diyabet
Tiroid bezi yetmezliği
Östorojen kullanımı
Hamilelik
Tansiyon için kullanılan bazı ilaçları, idrar söktürücüler ve kalp ilaçları da trigliseridlerin artmasına neden olabiliyor. Bu ilaçların kullanımı bırakıldıktan sonra trigliseridler normale seviyelere dönüyorsa bu durumda trigliserid düşürücü ilaç kullanmaya gerek kalmıyor.
TRİGLİSERİD NASIL DÜŞÜRÜLÜR?
Omega 3 yağ asitleri kan sulandırıcı ve de trigliseridi düşürücü özelliğiyle kalp sağlığı için önemlidir. Omega-3 vücut tarafından yapılamadığı için dışarıdan besinlerle alınması gereken yağ asitidir.
Sardunya, somon gibi yağlı balıklar omega 3 bakımından zengindir. Keten tohumu, semizotu, badem, ceviz, fındık gibi besinlerde daha az miktarda bulunur.
Günde 3-4 gram omega-3 alımı trigliseridin düşürülmesine yardımcı olur. Genellikle 1 gramlık balık yağı kapsülünde 120mg DHA ve 180 mg EPA bulunur.
Amerikan Kalp Vakfı hekim gözetiminde olmak kaydıyla trigliseritin düşürülmesinde EPA+DHA alınmasını önermiştir.
Civa, kurşun ve diğer ağır metallerle kirletilmemiş balıktan elde edilen farmasötik kalitede ürünler tercih edilmelidir.
Uyarı! Kan sulandırıcı ilaçlarla beraber kullanırken dikkatli olunmalıdır.
Herhangi bir rahatsızlıktan dolayı ilaç kullanılıyorsa doktor onayı olmadan doğal ya da bitkisel ürünler kullanılmamalıdır.
Bir ameliyat sözkonusu ise bu tür ürünlerin kullanımı 2 hafta önceden bırakılmalıdır.
NOT: Yukarıda yeralan metin haber ve bilgi amaçlı hazırlanmış olup, hekimin uygulayacağı teşhis ve tedavisinin yerine geçmez. Herhangi bir tedavi sürecine başlamadan önce mutlaka sağlık uzmanının görüş ve onayı alınmalıdır.